svengali yazar profili

svengali kapak fotoğrafı
svengali profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 4453 tanım: 1951 başlık: 55 takipçi: 88
death before dishonor

son tanımları | başucu eserleri


hasan ali yücel'in atatürk'ün ardından yazdığı yazı

ilkeleri ve kendisine sevgi ve saygıyla bağlı olduğu atatürk'ün defnedilmesinin ardından kaleme aldığı efsane yazıdır.

bkz:


kendime söylüyorum

biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? o insan mı? olamaz. o bir cihandı. fezalara sığmamalıydı; nasıl bir soğuk mahfazanın içinde durabiliyor? oraya niçin girdi, nasıl girdi? biliyor musun? bilemezsin! anlayamazsın. sen bu muammayı çözemezsin! önüne bak, işine bak. taşı, o cihanı bu tabutun içinde belleyerek taşı.

sen onu daima kendi arzularına göre yürür ve yaşar görmüştün. şimdi o, hareketlerini sizin iradelerinize bırakmıştır. istediğiniz yere koyup dilediğiniz yere kaldırıyorsunuz. mukavemet etmiyor, hayır demiyor. kendini size terk etmiş gibidir. niçin? niçin bu hür, hareketlerine sahip insan, hürriyetinden ve iradesinden vazgeçmiştir? zihnini yorma; halledemezsin. taşı, senin götürmek istediğin yer, şimdi o’nun gitmek istediği yerdir. gözlerinin nemini kurutmadan, bol bol göz yaşı dökerek o’nu taşımak, vazifendir. o kadar! sen onu yap ve başka şey sorma!..
taşı!..

taşı o’nu… bir cihan götürüyorsun. cihanlar yaratan bir insan götürüyorsun. korkma, ezilmezsin. o, kendini ezilmeden taşıtmak için sana kendi kudretinden vermiştir. başka şey düşünme. dikkat et, bu tabutun içindeki varlığında da o seni taşıyor. sen kendini taşıyor gibisin. karanlık meçhullere dalma. ellerinin üstünde en büyük hakikati götürüyorsun. o’na bütün katılığı, bütün acılığıyla dokunmaktasın. buna mazhariyet her zaman mümkün olmaz. kadrini bil. başını önüne eğ. gözlerinin yaşını silmeyi düşünmeden o’nu taşı! taşı, omuzlar üstünde en büyük hakikati taşımaktasın. sen de bir yanından tut ve taşı!…

bırakma zaman dar; çünkü hayat kısadır. bu kısa mesafelere sonsuzluğu sığdırabilmek, herkese müyesser olmaz. taşı, omzunda bir nâmütenahilik olduğunu bilerek taşı. asırlar götürüyorsun. bu ağırlık ondan. asırlar ve asırlar, o’nda bir hayat olmuştu; o’nun yarım asrı birkaç yıl geçebilmiş ömrüne sığınmıştı. gaflet etme; bir tarih taşıyorsun. istikbal olmuş bir mazi götürüyorsun. maziyi istikbale naklediyorsun. taşı; yükün ağır, fakat paha biçilmez bir kıymettedir. taşı; o’nu taşıyarak sen de tarih oluyorsun. bunu bilerek taşı!….
yer nemli, gök nemli, gözlerin nemli. bu ıslak hava içinde kaskatı ve kupkuru bir şey taşımaktasın. üzülme. maddenin ve ruhun bu çiseleyen yaşlarıyla o katılık yumuşuyor. o kuruluk yavaş yavaş yok oluyor. hissetmiyor musun, taşıdığın cansız şeye yepyeni, başka bir hayat gelmektedir. ve onun için değil midir ki o’nu taşırken bu hayat sana da sirayet ederek o aziz yükün altında dipdirisin. canlısınız; taşınan da, taşıyan da. ölüm artık siliniyor. fanilik beka ile omuz omuza… bu kadar yakınlık içerisinde o’nu hayatta hissetmiyor musun? taşı; bir ölü değil, bir diri taşıyorsun. hayatın kendini taşıyorsun. taşı. o’nu taşıyarak yaşayacaksın. yaşadıkça o’nu taşıyacaksın. taşı, taşı!….

hasan âli yücel
devamını gör...

miserere mei deus

1638 senesinde gregorio allegri tarafından yazılmış harika parçadır.

bu parça, o dönem o kadar özel görülmüştür ki papanın emriyle sadece 3 kopyası yapılmıştır. yapılan kopyalardan biri vatikanda saklanmış, ikincisi portekiz kralına gönderilmiş, ve üçüncüsü roma imparatoruna hediye edilmiştir. başka bir şekilde kopyalanması kesinlikle yasaklanmıştır ve şarkının gizliliği neredeyse 150 sene boyunca devam etmiştir.

o dönem 14 yaşında bir genç olan mozart italya gezisinde parçayı bir kez duymasının ardından bu 15 dakikalık 9 parçadan oluşan koral sanat eserini eve gittikten sonra hafızasından kağıda geçirmiştir. sonraki bir iki günde de tekrar şapele gidip son rötüşlarını yapmıştır. şarkının kopyalanması yasak olmasına rağmen o dönem kilise tarafından cezalandırılmamış, aksine papanın takdirini almasına sebep olmuştur. mozart hayatının ilerleyen zamanlarında parçayı müzik tarihçisi dr charles burney ile paylaşıp londra'da parçayı dünyaya kavuşturma imkanına kavuşturmuştur.

mozart'ın paylaştığı versiyonu için bkz:



hikaye burada bitmemektedir. alman müzisyen felix mendelssohn bartholdy 1831 senesinde kendi transkripsiyonunu yapmaya karar vermiş ve şarkının normalinden 4 oktav daha tiz olduğunu farketmiştir. grove’s dictionary of music and musicians kitabının ilk baskısı yapılırken planda olmamasına rağmen bartholdy'nin transkripsiyonu da buraya eklenmiş ve parça zaman içinde kabul gören haline gelmiştir.

bu versiyon için bkz:



şarkının sözleri:


miserere mei, deus
secundum magnam misericordiam tuam
et secundum multitudinem miserationum tuarum
dele iniquitatem meam
amplius lava me ab iniquitate mea
et a peccato meo munda me
quoniam iniquitatem meam ego cognosco
et peccatum meum contra me est semper
tibi soli peccavi
et malum coram te feci
ut iustificeris in sermonibus tuis
et vincas cum iudicaris
ecce enim in iniquitatibus conceptus sum
et in peccatis concepit me mater mea
ecce enim veritatem dilexisti incerta
et occulta sapientiae tuae manifestasti mihi
asparges me hysopo et mundabor
lavabis me et super nivem dealbabor
auditui meo dabis gaudium
et laetitiam exultabunt ossa humiliata
averte faciem tuam a peccatis meis
et omnes iniquitates meas dele
cor mundum crea in me deus
et spiritum rectum innova in visceribus meis
ne proicias me a facie tua
et spiritum sanctum tuum ne auferas a me
redde mihi laetitiam salutaris tui
et spiritu principali confirma me
docebo iniquos vias tuas
et impii ad te convertentur
libera me de sanguinibus
deus, deus salutis meae
exultabit lingua mea iustitiam tuam
domine labia mea aperies
et os meum adnuntiabit laudem tuam
quoniam si voluisses sacrificium dedissem utique
holocaustis non delectaberis
sacrificium deo spiritus contribulatus
cor contritum et humiliatum
deus non spernet
benigne fac domine in bona voluntate tua sion
et aedificentur muri hierusalem
tunc acceptabis sacrificium iustitiae
oblationes et holocausta
tunc inponent super altare tuum vitulos


(bkz: gregorio allegri)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(bkz: wolfgang amadeus mozart)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(bkz: felix mendelssohn bartholdy)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gençlerde edep ve haya kalmaması

amerikadaki 'slut culture' denen illet radikal sol ideolojiden dolayıdır.

bu 'woke' kültürüne kendini adamış insanlara göre obez olmakta bir sakınca yoktur, 18 yaşını doldurmamış insanların cinsiyet değiştirmesinde bir sakınca yoktur (reşit olduktan sonra ne olduğu inanın benim de umrumda değil), bunlar her zaman victim'ı oynamayı başarırlar ve ne olursa olsun akılcılıktan önce duyguculuğu savunurlar.

içinde bulunduğumuz ülkede de avrupadaki bilim geleneği maalesef olmadığı için insanlar kafayı batıya çevirince tiktokta sevişmeyi, olabildiğince açık giyinmeyi ve bununla övünmeyi marifet sanan bu woke kepazeleri görüp kendine örnek alıyor.

işin kötü yanı bu durum aşırı yaygınlaşmaya başladı. 22 yaşındayım, yemin ederim konuştuğum 5 kızdan 4'ünün seks dışında bana verebilecek bir şeyi yok. entelektüel olarak kendini geliştirmekten bu kadar uzak olmamalı insanlar, böyle olmamalı...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim