gayet boktan bir kuruma kötü yorum yaptığında hemen yasal işlem avukat mahkeme cart curttan bahsetmeye başlaması. genelde dolandırıcı yerlerin kendilerini kamufle etme çabasıdır.
aslında çok doğru bir kıyaslama olmamış yani blogspot vs myspace veya wordpress vs joomla gibi bir kıyaslama daha doğru olur yani tabanına göre doğru olur bu.
blogspot sabittir yani stabildir öyle şirket sitesi kuramazsınız yani kurarsınız da stabil olur öyle ancak yazı portfolyo sitesi gibi bişey olur ve çok geniş kapsamlı bir şey yapmıyorsanız ciddiye de alınmazsınız. ancak wordpress open source'dur, google gibi bir şirkete ait değildir yani vakıf bazlıdır ve çoklu geliştiricileri vardır pluginleriyle. paketi hostinginize yüklersiniz mysqldan ayarlamayı yaparsınız sonra da blog olsun haber olur kurumsal şirket sitesi olsun veya içerik yükleme sitesi olsun yani eğer html php mysql java cart curt bunlardan anlıyorsanız olabildiğince içine girip değişiklik yapabilirsiniz tabii bozabilirsiniz de çünkü dosyalar acayip şekilde birbirine gömülü ama sıfırdan uğraşamam modifiye ederim diyenler için bu dediğim ideal. bir projem vardı çat patta olsa wordpress'te bunu sunabilir halde yapmıştım ama yani içine geçmiştim o derece. yani sosyal medya projesi gibi bişeydi de(fikrimi söyleyemem tabii orası bana saklı) pek olmamıştı pek tabii ama wordpress'te facebook türevi bir community sitesi de yapabilirsiniz yani bu mümkün . bu arada wordpress rakipleri olarak joomla drupal veya ismi hiç duyulmamış rakiplerden dolayı kafanız karışmasın wordpress'ten şaşmayın.
çizgifilmli kısımlarındaki çelme takan piçe feci uyuz olmuştum ve lola'nın kumar bağımlısı olmadan sadece parayı kazanıp salonu terk etmesi dikkatimi çekmişti aslında o kısımlarında alternatifleri olabilirdi mesela kendini kaptırıp bütün malını varlığını kaybetmesi eve haciz memurları gelmesi falan böyle dramlar gerekir ama almanlarda olmayan bizde oluyor işte..
pepsi reklamları vardı hani böyle senarist senaryo yazıyor: kız koşuyor bişeyden kaçıyor yok sadece koşuyor bir kafeye gidiyo pepsiyi tutuyo sonra bu kız film yıldızına dönüşüyo.. film yıldızına dönüşmeden öncesi lola'yı anımsatıyodu.
yeşil paketi inanılmaz cezbeden ve daha evvelden çiğnemiş olanların daha o yeşil top paketini görür görmez ağızlarında ekşi bir tat hissettiren sakızdır.. çiğnedikçe tatlanırdı acayip bir şeydi bu herhalde ilk ekşi tat 90'larda bununla sevilmişti ki bu entryi yazarken bile o tadı alır gibi oldum. daha sonraları ekşiliğinin dozunu azalttılar yani sulugöz davasına ihanet etti denir o sebepten. eğer ekşi sözlük 90'ların ortalarında olsaydı muhtemelen en büyük sponsoru olurdu.
90'ların başında vişne, şeftali ve ananas olmak üzere sıra sıra tadı alınan, 3 farklı aroması olan yeşil yazılı bir cikletti bu. sakız kağıdı olarak hayvan fotoları ve bilgileri çıkardı ve bunları biriktirip gönderince hayvanlar albümü hediye edilirdi ayrıca bununla beraber sega master system çekilişi yapılırdı kazanamayanlar sega fan clubüne üye yapılırdı gerçi o ne işe yarıyordu ben de bilmiyorum.
black mirror evrenindeki * video oyunu üreten, thakur isimli hintli adamın sahibi olduğu software şirketi. 80'li yıllarda atari 2600'ün peynir ekmek gibi sattığı yıllarda geçen bandersnatch bölümünde ilk bu şirketi görürüz ve 95 yılında yani sanal bebe tamagotchilerin prim yaptığı dönemlerde geçmekte olan plaything bölümünde tekrar görürüz bu şirketi. colin ritman denen ot tiryakisi oyun yapımcısı sayesinde milyarlar kazanmış şirkettir.
alfred hitchcock'un psycho göndermeli siyah beyaz metal head bölümüydü. psycho göndermeli diyorum çünkü bölümün siyah beyaz oluşu katil robot - kaçan kadın kovalamaları kadının çaresizliği ve yüzünün yaralanışında hep bir psycho vibe'ı almıştım. bölümün sonunda sadece oyuncak ayı için ekibin kendilerini riske atmaları da çok üzücüydü ayrıca oyuncak ayıların ne kadar masum ve teknolojiyle gelişen interaktif robot oyuncakların nasıl tehlikeli olacağını da bölümde iyi görüyorduk. bandersnatch bölümünde tuckersoft bunun oyununu da yapmış oluyodu yani ofisteki posterlerden görüyorduk.
filmde yüzünü görmediğimiz doktor karakteri aslında çok konuşulması gereken bir villain iken pek popüler olmamıştır. sürekli bunların hatlarını sabote edip bölük komutanıyla konuşması beni en çok ürpeten kısmıydı zaten filmin sonunda da yüzünü hiç görmüyor olmamız aslında çok enteresan teorilere sebep veriyordu tahminimce yüzü paramparça bir haldeydi o yüzden görmüyorduk.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.