tatooinesiz tusken yazar profili

yazıları oldukça anlamlı ve ağrı dağına bile olsa çoğu insanın alamadığı atamayı aldığı için seviniyorum kendisi adına…

gerekli gereksiz birbirine sallayan bir takım yazarları durdursalar, bir de daha nezih başlıklar açılsa piyasayı bile sallarız gibi

özellikle yengemin çok iyi becerdiği bir şey. kadın öyle usta ki siz normal sohbet ediyor sanırsınız. asıl ne demek istediğini ancak iki saat sonra afallayarak idrak edersiniz. o şekil bir şey işte... ne yazık ki bu konuda eksiğim, bazen diyorum ben mi çok safım yoksa etrafımdakiler mi çok fena.

valla stajım aklıma geliyor. aleksandrea troas antik kentinde bolca toz yutmuşluğum var. ama plajına söz yok resmen kendimize ait gibi bom boş ve temiz bir yerdi. bazı akşamlar sırf dalgaları dinlemek ve az laflamak için sahile iner ordaki şezlonglarda takılırdık... ah ne günlerdi be. bir de acayip eserdi. herkes o mevsimde yanarken biz gayet rahattık.

valla bazıları için ne yazık ki geçerli bir durum. hemcinslerimde pek denk gelmiyorum. türk kadınlarımızın geneli alımlı valla... ama söz konusu erkekler ise kişiye göre değişiyor, yani kimisi oldukça güzel giyinirken; kimisi anca ya dar kotlar ve babet çoraplar ya da eşofmanlarla gözümüzü kanatıyorlar. trrrek olarak tabir ettiğimiz tiplerse allaha emanet....

hayatınızdaki insanı her ne kadar sevseniz de gün gelir size bi an da olsa kendinizi bok gibi hissetmenize neden olabilir. bu da tüm gününüzü bok gibi geçirmenize neden olur. ve siz he ne kadar isteseniz de bunu ona söylemenin kırıcı olmayan bir yolunu bulamazsınız

hellööö

nasıl boktan bir gün değil mi? her şey çok fuckin nice

mutfakları gibi ne yazık ki kendileri de kokuşmuş, dizileriyle kanalları ele geçiren, insandan çok fareye veya öküze daha çok saygısı olan karbon bazlı yaşam formları.

olay kanımı dondurdu. 15 yaşındaki çocuk meslek lisesine gidiyor stajını ise marangozhane de yapıyordu. 20 yaşındaki kalfası güya şaka adı altında çocuğun ellerini bağlayarak hava kompresörüyle makat kısmından basınçlı bir şekilde hava vererek işkence yapıyor. sonuçta basınçtan çocuğun iç organları parçalanıyor ve kaldırıldığı hastanede kurtarılamıyor. bu yetmezmiş gibi kalfa hiçbir şey olmamış gibi serbest bırakılıyor. altını çiziyorum '' toplumun şikayeti üzerine '' tekrardan tutuklanıyor. lanet olsun sizin adalet anlayışınıza da verdiğiniz karara da... bu ne ilk ne de son olacak ....
kaynak: ntv

bu sıralar güzel giden bir ilişkim var. gelecek düşündüğümüz bir ilişki... o çok pozitif ve sürekli hayatın tadını çıkaran biri olmasına karşın ben sürekli geleceği düşünmekten ve yaşamadan olumsuz ihtimalleri kendi içimde yaşamaktan en güzel anımıza bile odaklanamıyorum. bunun en önemli sebebi aynı kültürlerden gelmemize rağmen aile hayatlarımızın ve dolayısıyla kendi hayatlarımızın da birbirinden farklı olması... açık konuşmak gerekirse ailemin vereceği tepkiden ve bizi onaylamamalarından korkuyorum. keza onun ailesi de aynı şekilde düşünebilir... ne yazık ki benim ailem oldukça klasik bir aile öyle her kafamıza eseni yapamıyoruz ve herkes değil ama bazı insanların görünüşlerine ön yargılı davranabiliyorlar... ama onun ailesi çok rahat ve serbest bir aile. tahmin edersiniz ki az çok bizim gibi ailelere ters gelen bir takım davranışları, görünüşleri ve alışkanlıkları olabiliyor. hayatımdaki insan olgun ve düzgün biri bana kendimi özel hissettiriyor ama bu ailem için yeterli gelmeyecek diye çok korkuyorum. belki o değil ama ailesinden hoşlanmayacaklar diye ödüm kopuyor. ha diyeceksiniz ki neden o zaman ailesine de bakmadın? kendi çapınızda belki haklısınız ama şöyle düşünün kim sevdiği kişiyi bulurken ailesini umursuyor? nereden emin olabiliriz ki, hem seveceğimiz hem de ailesi birebir ailemize uyan biri olup olmadığını... ayrıca asla dört dörtlük ve mükemmel olamaz böyle şeyler... çünkü biz insanız ve herkes kendine özgü. önemli olan insan olmak ve birbirine saygı, sevgi göstermek. ama bunu aileme hele ki babama anlatmak çok zor... tamam benim için en iyisini ve mutluluğumu istiyor ama kolay kolay kimseyi de beğenmiyor. çok sert biri ve bazen olay çıkarabiliyor. yani ne yapacağımı şaşırmış durumdayım. işin içinden çıkamıyorum bir türlü. bu tarz şeylerin erken olduğunun farkındayım ama hayatımı birleştirmek istediğim insanı ve ailesini benim ailemin de sevmesini istiyorum. çok şey değil en azından bir kez olsun ileride bir tanışsınlar istiyorum. kafamdaki senaryo hiç iç açıcı görünmüyor. ama şurada büyük bir gerçek var ki ben bu adamı seviyorum. vazgeçmek te istemiyorum. siz olsanız ne yapardınız? nasıl bir yol izlerdiniz?

hakkındaki söylemlerin yalan olduğunu düşüneneler var. neden şimdi ortaya çıktı vs. gibi yorumlar yapılmış... eğer doğruysa gerçekten olduğu yeri hak etmeyen biri bence. yoksa kendisini severdim.

alper

here comes the rain again

ana baba veya çocuk kaybetmek…

ilkokulda şiir ikinciliğim vardı ama hediye olarak ne verdiler dersiniz saçma bir kalemlik…

milli yas tanımı bizimkilerin raconuna pek uymuyor elin arabı olsaydı bütün medya seferber edilir ve hemen yas ilan edilirdi

biraz sulu bir kareyle karşınızdayım…

bu arkinin eserii…

soruyorum hangi parayla? hangi eğitim imkanıyla? hangi yaşama hevesiyle?