tırıs - madalyalı tanımları (1. sayfa)
1.
obsesif kompulsif bozukluk
takıntılı olma hali.
çoğunlukla 8-12 yaş aralığında çocukluk döneminde başlar ve kişinin karakter yapısını şekillendirir. çocukluk dönemi sonrası edinilen obsesyonlarla baş etmek çok daha zor olsa da kişinin bu durumu normalleştirmemiş olması avantajdır aslında. her ikisi de kapıdan 5 kez çıkmanın normal olmadığını bilir ancak çocukluktan gelen okb bununla başetmek yerine 5 kez geri dönmenin daha kolay olduğunu kabullenmiş ve günlük rutinleri de buna göre şekillenmiştir, diğeri ise semptomlarının yol açtığı zaman kaybını önlemek için çaba gösterir, çünkü bununla yaşamayı diğeri kadar iyi öğrenemeyecektir hiçbir zaman.
okb ile yaşamayı öğrenmek ya da endişe/stres halini indirgemenin en önemli detayı kaynağını tespit edebilmekten geçer. kişiler bu durumu çoğunlukla hayatlarının bir döneminde yaşadıkları travmaların mirası olarak kabullenir ancak benzer olayları yaşayan her kişiye okb tanısı konulmuyorsa bu erken çocukluk dönemindeki biliçaltı kayıtları ve genetik altyapının okb'ye " oo biz de seni bekliyorduk" demesinden başka bir durum değil.
okb öyküsü olan anne babaya sahipseniz zamanı geriye alıp o evde büyümemeyi başarsanız bile nöronlarınızın iletişim sağlaması için ürettiği elektrik sinyallerinin haritası ve salgıladığınız nörotransmitter seviyenizin kodu %40 anne babanızdan crtl+p, %60'ı tecrübeyle yazıldığı için "normal" birey olarak hayata devam etmeniz imkansıza yakın.
okb kişisinin ilgili ebeveyni bulup cezalandırma planı varsa bir upucu daha ekleyelim;
beyin fonksiyonlarımızın x kromozomuyla aktarıldığını düşünürsek, okb'nin kız çocuklarına her iki ebeveyninden, erkek çocuklarına ise anneden miras kalması yüksek olasılıktır.
7 nesil okb boyundan gelen bir birey olarak okb'nin tipleri ve kapsama alanlarıyla ilgili detaylara da çaylak'lıktan çıkınca ayrıca değinmeye çalışacağım.
çoğunlukla 8-12 yaş aralığında çocukluk döneminde başlar ve kişinin karakter yapısını şekillendirir. çocukluk dönemi sonrası edinilen obsesyonlarla baş etmek çok daha zor olsa da kişinin bu durumu normalleştirmemiş olması avantajdır aslında. her ikisi de kapıdan 5 kez çıkmanın normal olmadığını bilir ancak çocukluktan gelen okb bununla başetmek yerine 5 kez geri dönmenin daha kolay olduğunu kabullenmiş ve günlük rutinleri de buna göre şekillenmiştir, diğeri ise semptomlarının yol açtığı zaman kaybını önlemek için çaba gösterir, çünkü bununla yaşamayı diğeri kadar iyi öğrenemeyecektir hiçbir zaman.
okb ile yaşamayı öğrenmek ya da endişe/stres halini indirgemenin en önemli detayı kaynağını tespit edebilmekten geçer. kişiler bu durumu çoğunlukla hayatlarının bir döneminde yaşadıkları travmaların mirası olarak kabullenir ancak benzer olayları yaşayan her kişiye okb tanısı konulmuyorsa bu erken çocukluk dönemindeki biliçaltı kayıtları ve genetik altyapının okb'ye " oo biz de seni bekliyorduk" demesinden başka bir durum değil.
okb öyküsü olan anne babaya sahipseniz zamanı geriye alıp o evde büyümemeyi başarsanız bile nöronlarınızın iletişim sağlaması için ürettiği elektrik sinyallerinin haritası ve salgıladığınız nörotransmitter seviyenizin kodu %40 anne babanızdan crtl+p, %60'ı tecrübeyle yazıldığı için "normal" birey olarak hayata devam etmeniz imkansıza yakın.
okb kişisinin ilgili ebeveyni bulup cezalandırma planı varsa bir upucu daha ekleyelim;
beyin fonksiyonlarımızın x kromozomuyla aktarıldığını düşünürsek, okb'nin kız çocuklarına her iki ebeveyninden, erkek çocuklarına ise anneden miras kalması yüksek olasılıktır.
7 nesil okb boyundan gelen bir birey olarak okb'nin tipleri ve kapsama alanlarıyla ilgili detaylara da çaylak'lıktan çıkınca ayrıca değinmeye çalışacağım.
devamını gör...