ugr_loves_aysn - tüm tanımları (2. sayfa)

virüs seçici davransa da bu başlıktaki iddiayı benimseyenlere saldırsa. ah be virüs, çok şey mi istiyorum senden? bir bak kime bulaşıyorsun. seni adam yerine koymayan bu arkadaşlara git. yapış onlara. inandır.

karşıda görünce beni sinir eden şey abi allah affetsin. kızmış da olabilir, sevinmiş de olabilir, mutlu olabilir, acı çekiyor olabilir, doğum haberi verecek olabilir, ölüm haberi verecek olabilir... netlik sıfır. fırtına öncesi sessizlik duruşu bu. ha fırtına bile olmayabilir.

biontech. ikinci dozun süresi aşmadan. helalinden 1000lik hazır bim. bekliyorum seni.

"yalnız bırakmayan dostlara teşekkür ederim. iyi ki varsınız, iyi ki tipsizsiniz." - en çirkin kardeşiniz

para biriktirmek. bakın yatırım yapmak demiyorum. biriktirmek. çünkü hayalini kurduğun şeye ha deyince ulaşamazsın fakirsen. zenginin ilk çıktığında tükettiği lükse sahip olmak için, gereksinimlerinin kalitesinden ve hatta miktarından kısıp, onlar doyduktan sonra tadına bakarsın. bunu yaparken de dolar alırsın, altın alırsın , vs. para kazanmak için değil, değeri kaybolmasın diye. hedefin kazanmak değil, kaybetmemektir fakirsen. berabere kalalım, bir puan bize yeter demektir.

gider bi çay demler içerim ya. bakınız ben

hes kodu soran kişilerin kimlik kontrol yetkisi yok arkadaşlar. sorun buradan başlıyor. bunun önüne bu yetkilerle geçemezsiniz. ya yetki vereceksiniz ya da böylesi bir sistemle ancak %1 başarı bandında kalırsınız. zamanında sigara yasağında da benzer durum vardı. ceza var, tahsilat yapacak kurum belli değildi. kurallar net olmalı. 6 ay önce bulgaristana geçtik. araçsız çıkışı yasaklamışlar. kumarhane arabasından rica ettik, bizi karşıya geçirdi. geri dönüşte böyle bir şansımız yoktu. polis beyefendi gayet kaba bir üslupla ülkenize geçemezsiniz dedi. dedik ki "ne yapacağız bizi burada mı bırakacaksınız?" "o sizin probleminiz beyefendi" dedi. neden böyle bir uygulama olduğunu sorunca da kibarlığın zerresiyle covid önlemleri dedi. ve bombayı patlattı "birinden rica edin. aracına alsın sizi. öyle izin veririm." covid önlemleri kapsamında alınan karar neticesinde, hem kendimi hem de beni aracına kabul eden koca yürekli insanları tehlikeye attım. aynı polis arkadaşlar, sanırım benzer bir durumda, "birinin hes kodunu al" diye tavsiyede bulunabilir.
sözün özü, kurallar belirli mantık ve işleyiş netliği ile kurulmalı. hes kodu zorunlu, kimlik sorulamaz. kural var ama içi boş. niyet iyi, ama uygulama rezalet.

bal porsuğu hacı. insanı bile indirir benden söylemesi.

gogol.

o diyalogdan daha komiği varsa, kesinlikle sonradan dahil olan ingilizce özürlü dallama abimizdir. salatalık filan yer devamında.
en komiği ödülünü ise şu videoya veririm english alphabet izleyen arkadaşlar bir hayır duanızı alırım.

okul öncesi eğitim de okulda ve formel olarak verildiği için nihayetinde bir "okul içi" eğitim olmuyor mu? cehaletimi bağışlayınız a dostlar. dolayısıyla, anasınıfı veya anaokulu veya kreşler bence gayet okul içi eğitimdir. müfredatı vardır, hedefleri, süreçleri vardır. ha ama şu gerçektir ki, kreşin havasını soluyan çocuk bir adım önde oluyor. bizim zamanımızda yoktu böyle şeyler.

ya ben güzel ülkemde yaşamıyorum, yahut da millette deli para var. ucuz ne demek? bir akşam balık yiyeceğim desen, şöyle yanına salata vs. (alkol kullanmıyorum, kullanımına da karşıyım) en az 70 lira giderin var. bir kişi için konuşuyorum. hadi ortak masraflar vs. üç kişi için en az 150 lira. arkadaşlar bunlar az paralar değil etmeyin. memleketimiz ucuz değil.

cinsiyeti kadındır abi. bak anlatayım. aile içinde fena halde kötü davranılır. vurulur, kırılır ama bütün iş ondadır. zaman geçtikçe etrafı bantlanır ama kullanılmaya devam edilir ve işini de eksiksiz yerine getirir canım benim. herkes bir taraftan çekiştirir işi düşünce, ancak istenilen kanal açılınca, kenara atılır. ara ara evin reisi (!) keyfi için bu cihaza dokunur, elinde tutar, gücünü bunu tutarak gösterir. bir kayboldu mu tüm aile fertleri fbi olur. bulununca da, kaybedene değil, kumandaya sövülür. ne onunlayken mutlu olunur, ne de onsuz. kumanda kadındır abi. aksini iddia eden, versin mention'ı tartışalım. 3 gün tartışırım.

yıllar yıllar önceydi... kimine göre kabus, bana göre ise artık hedef. tekrar çift basamaklara düşersem bu sefer dikkat edeceğim. söz.

zamanında trt'de hülya koçyiğit ve cihan ünalın başrol oynadığı diziydi bu. baştan çok güzeldi de sonradan senaryo bozmuştu. yalnız o ne jenerik şarkısıydı be hocam. efkar bastı be.
meraklısına linkburadan

v for vendetta (siyasi duruşunu belirtmek istemeyen bir izleyicimiz)

"üniversiteye zorlama, git motor ustası ol. üç sabit müşteri ile öğr gör, altısı ile prof maaşı kazanırsın. iki rektefiye gelse, çocuğuna düğün yaparsın. tabi kuruyemiş işinde de para var. kafanı kullan, beynini değil."

güven...
diğer güçlü duyguların anası bu. güvenirsen seversin, güvenin kırılır nefret edersin... güçlü duyguların anası bu duygu.

bilgisayarım... o olmadan asla!

24 sene önce çok su içme, idrara sık çıkma, vs. gibi belirtilerle teşhisi bir dizi komadan sonra konulmuştu. şu an kolesterol belası da eklendi. tansiyon da var. yakında kalbe de vurur. ha bu saydıklarım kaçınılmaz son mu? hayır değil. arkadaşlar ne diyet, ne spor, ne başka bişey... hele ilaçlara sakın güvenmeyin (kastım şu, "ya yeriz içeriz, çaktım mı insülini kendine gelir" safsatası). düzenli hayat... tek şartı bu. her daim aynı saatte aynı şeyi yapacaksın. berduş ve bohem adamı sevmiyor bu meret. asker disiplini olacak. bu yaz pankreatitle mücadeleyi 3 gün yoğun bakım artı 1 ay servis ile covid tehlikesi altında geçirdim. tertemiz çıktım. düzenli hayatı oturttuğum dönemlerde, normale dönüyor. yok, ne zaman uzaklaşıyorsun disiplinden, ilk bileti de bu kesiyor. kurallara uygun mu bilmiyorum ama söyleyeyim yaş 33. hedef en az bir 33 daha ama milletin daha öğrencilik yaptığı yaşlarda ben 60 yaş muhabbetlerini yapıyorsam, bu kalleşi dikkate almadığım içindir. 24 sene ben dövdüm eyvallah, ama bu saatten sonra bir sillesi beni yıkabilir. şiddetle tavsiyem; yaşam kalitenizi yükseltin eğer diyabetikseniz. bu zengin mekanlarda takılın demek değil. zaten az yemek zorundasınız, madde bağımlılığı olmaz, vs. yani bakmayın aslında (görece) ucuza bir yaşam süreceksiniz böyle olunca. bunu da kalitenizi artırmaya yatırın derim. 18 yaşımdan beri deliler gibi çalışıyorum. bir miktar birikimim vardı. ama yoğun bakımda yardımınıza gelemiyor. oraya düşmemek tek tercihiniz (hedefiniz değil, kasıtlı olarak tercih diyorum) olsun. bunun için de diğer yazar arkadaşların belirttikleri semptomları hissettiğiniz anda hastaneye/eczaneye koşun. sağlıcakla kalın, disiplinli kalın.