undefined effect yazar profili

undefined effect kapak fotoğrafı
undefined effect profil fotoğrafı
rozet
karma: 527 tanım: 16 başlık: 5 takipçi: 28

son tanımları


kendi işini kendi halleden insan

olması gereken.
yetişkin her bireyin sorumluluğunu üstlenmesi demektir.
devamını gör...

sürekli mutsuz olan insan

insanı yorar. hem kendisini, hem beraberindekileri.
devamını gör...

30 yaşından sonra insanın zevklerinin değişmesi

zevklerin değişmesi değilde evrilmesi diyebiliriz. sorumluluklarınız arttıkça haliyle bakış açınızda değişiyor. değişmelide zaten. sabit kalmak insanı geliştirmez.
her yaşın ayrı güzelliği ve zevkleri var.
( 50 sine gelmek böyle birşey :)
devamını gör...

çocukluk arkadaşı

kişisel tarihinizin başlangıcına şahit olan karakterler.
kimi zaman çocukluktan çıkıp yaşlılığa doğru evrilir.
devamını gör...

hayatın dönüm noktaları

bir ölüme şahit olmak
devamını gör...

her şeye anlam yükleyen insan

hayatı anlamlandırmak için yapılan duygusal teşebbüs. her şeye de anlam yüklenmez ki!
devamını gör...

diyelim ki o bunu okumayacak

"bazen ona bişeyler yazarsın, yazar silersin yazar silersin..
o hiçbirini okumamış olur; ama sen hepsini söylemiş olursun."
m. mungan
devamını gör...

dokunuş

hayatlara, küçük küçük belli olmayacak, farkedilmeyecek noktalardan dokunan insanları seviyorum. o kadar büyük olumlu etkileri var ki
devamını gör...

yalnızlık

“yalnızlık günde 15 sigara kadar ölümcüldür.”
spiderhead filminden
devamını gör...

dialogue in the dark

farkettim ki, gözümü kapattığımda oluşan karanlık, karanlık değilmiş. uzun süre etkisinden kurtulunamayacak bir deneyim.
devamını gör...

tusen ganger god natt

doğu-batı, siyah-beyaz, iyi-kötü, kadın-erkek, yaşam-ölüm ... şeklinde zıtlıklar üzerinden filmin anlatıldığını düşünüyorum. ama filmin özüne bakıldığında ne kadar başarılı ve bir çok olaya dikkat çekerek farkındalık yaratan birisi olursa olsun , bu kişi bir kadın olunca, özellikle de anne ise, tüm hayatını çocuklarına ve ailesine vermesi bekleniyor. evin erkeğinin de tek başına aileyi idare etmekteki başarısızlığını da kadının üzerine yüklemesi ayrı bir tartışma konusu.

halbuki filmde ki gibi, aynı görevde bir erkek bulunsaydı "" kahraman!!! "",

herbakımdan, iyi bir aile babası ve eş, dünyaya yararlı muhteşem bir fotoğrafçı olarak lanse edilirdi.

juliette binosche, yaşının getirmiş olduğu güzelliklerle beraber muhteşem bir oyunculuk sergiliyor.
devamını gör...

the cove

şu kendimizi çok zeki sanmamız hissinden ne zaman kurtulacağız acaba?

yunuslara beden dili öğretiliyor ve ne demek istenildiğini anlayabiliyorlar. ama biz onların ne demek istediğini hala anlayamıyoruz.

bu durumda sizce hangimiz daha zekiyiz?

izleyin ve onlara neler yaptığımızı görün.
devamını gör...

barış manço

yıllar önce (90'ların başı), otobüste kadıköy çayırbaşı'nın oralardayken, korna seslerini duyunca yolun diğer tarafına baktığımda, barış manço'nun aracıyla geldiğini ve onu görenlerin korna çalarak ona selam verdiğini, onun da herkese gülümseyerek, teker teker eliyle selam verdiğine bizzat şahit olmuşumdur. ne yüzünü gizlemeye çalışmıştır, ne de surat asmıştır.
devamını gör...

pina bausch

koreografilerini izlerken, güzel bir düş izlersiniz sanki, bitmesini istemezsiniz.

izlemekten kendinizi alıkoyamazsınız.

ve tüm bunları, tam da hayatın içinde olduğu gibi, ikonik dansçılar yerine, genç-yaşlı, güzel-çirkin demeden bize sunar.

ve artık sadece düşlerde.
devamını gör...

stefan zweig

arka arkaya okuduğum "satranç" ve "bir kadının yaşamından 24 saat" öykülerinde dikkatimi çeken, insanların gerçek bir dinleyici bulduğunda sırlarını paylaşmaktan kaçınmamaları. yargılanmadan veya onaylanmadan dinlenileceğinin biliniyor olmasının anlatıcıya verdiği rahatlık.

"bir yüreğin ölümü"nde ise, diğer iki öykünün aksine, başkarakter sürekli kafasındaki düşüncelerle konuşur, tartışır, boğuşur ve sonunda ölümüne sürükler kendisini.
devamını gör...

gözleri görmeyen iki adam

3 yazarı olan bir kitap. c.meriç, j.l.borges ve s.kaplan.

sk, yıllar önce cm'nin evinde, tesadüfen rastladığı mektubun yıllar sonra bu kitabı yazdıracağını muhtemelen tahmin etmemiştir.

ben de kitabı alırken biyografi okuyacağımı tahmin ediyordum. mektuplardan hiç haberim yoktu.

kitabın ilk sayfaları bana almodovar'ın, "bunu hakedecek ne yaptım?" filminin başındaki taksi sahnesini anımsattı.

mektupları okurken, özel hayatı ihlal ettiğim duygusuna kapılmadan edememekle beraber, okumaktan da kendimi alamadım.

sk'nın sözleriyle "kainatın muammaya meyilli taraflarını kucaklama fırsatını arayan sezgilerim"e yenik düştüm.

ikisininde farklı tarzlarda ama okuyanı doyuran cümlelerini okumak çok keyifliydi.

aynı zamanda bir sürü ayrıntıyı da öğrendim hiç bilmediğim.

sk'nında iyi hazırlandığını düşünüyorum.

sadece şu kafama takıldı; bu kitap için körlük ile ilgili araştırma yaparken, istanbul'da, 2013 sonlarından itibaren sergisi devam etmekte olan ve kitabı yazmadan önce, körlüğü deneyimleyebileceği "karanlıkta diyalog" sergisini es geçmiş olması.

bir türlü nasıl bu etkinliği kaçırdığını anlayamıyorum.

çünkü inanıyorum ki, eğer bu etkinliğe katılmış olsaydı, bu bambaşka bir şekilde kitaba yansıyacaktı.

ilerde bir gün, belki sk bunu anlatır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim