veraa - tüm tanımları (1. sayfa)

dert, tasa, düşünce olmadan eğlenebilirdik. bahçeye çıkmasına izin verilmeyen arkadaşlarımızın balkonunun altında onunda katılabileceği oyunlar oynayacak kadar masum.

mualla, mebrure, hoşverdi.

iş çıkış saati yüzünden mağazaya uğrayamayıp yeni bir şeyler alamamak. rotasyon halinde giyilen kıyafetler.

yazım kurallarını bilmediğimizden değil elbet.. kısmi emoji denebilir.tek noktam sinirli olduğumu iki noktam keyifli olduğumun göstergesidir..

yazarların uykusu olmaz çünkü eğer benim gibi öğrenme, izleme, okuma meraklısıysanız ki yazmak için gelişim şart.bilgiye doyumsuz bir açlığınızın göstergesidir bu.

ağzından düşürmemek. bir kez dedikten sonra ikincide aynı özgünlüğü koruyamaması.

bir iş vermemesine karşın seni dibinden ayırmaması. anne seslendin geldim iş ver de yapıp gideyim.iş verir tam gideceksin sen ayrılma diye bir yere küçük küçük işler çıkarır.

çatkapı. kapıyı açar mısın ?

tiryaki çay bardağında yudumluk içeceksin. ağır abiler ve çayyaşlar bilebilir bunu

ilmek ilmek işlenen gönüle, kendi çıkmadıkça çıkarılmayan.

sen bile kendini anlamıyor ve anlamlandıramıyorken; yaşamın ve zamanın her noktasında fikren ,zihnen ve ruhen değişiyorken insanları değiştirmeye çabalama. olduğu gibi kabul et yahut sana iyi gelmiyorsa terket.

bir gece çöpü dışarı bırakmak için çıktığımda üst komşumuz (24-25 yaşlarında oğlan çocuğu) ile kedinin çöp önünde yaptıklarını uzaktan izleme şansına nail oldum. çocuk içmiş gibiydi kediye bir hoşt çekti. koptu sonra olanlar kedi aslan kesildi kükremeye tıslamaya başladı. atlayıverdi çocuğun üstüne çocuk zor kurtardı paçasını önünü döndü beni görünce bende o sıra teprenmiyorum korktu küfür etti. sonra ben olduğumu anlayınca özür dileyip çıktı binaya. bende çöpü bırakacam yaklaştım çöpe kedi yüzünü büzdü benimde üstüme atladı kaplan gibi bi kediydi onu asla unutmayacağım.

"kendinden nefret etmene neden oluyorsa ve sonradan kendini kirlenmiş hissediyorsan, sence neden bara gitmeye devam ediyorsun?" (bkz: bir psikiyatristin gizli defteri)

ağız içi aft yaralarında kullanılan merhem. kullanmadan önce uygulanacak bölge kurulanmalıdır. ince bir tabaka halinde sürülmesi tavsiye edilir. yutunca zararı var mı hissiyatine kapılmamanız gereken zira sürüldüğü yerde taşlaşmış yahut pamuk banmış doygunluğu gibi hissiyat yaratacak merhem. yemeklerden önce kullanmayınız.

hayat bazen bunu ister. belki bundan kopamadım hiç senden
benzerliğimizden..
düşmemek için ne kadar çevik hareketlerimiz olsa da , hayat yakamızdan tutup aşağı çektiğinde tutunacak arayışımız olmaz .
kalkmamız gerekir tırnaklarımızı kirletmekten gocunmayız.
salmamız gereken anlar olduysa salacağız, inan bana buna ihtiyacımız varmış demekki.
bazen sadece tavanı izlemek ister insan. insanların yaptıklarından, kendi yaptıklarından, arkasındaki amacı anlayamadığı saçma davranışlardan .

salçadır elbet azizim.

hafızaya kazınan olaylar olması. ekmeğin içinde burun görme korkusuyla önce ikiye sonra dörde ayırma durumları

ilk bölümünü izleyip koşup anneme 'teyzenin hayatını çekmişler deyip anlattığım dizi' . eniştem kayıp ve borçluları var teyzemde her gördüğüne eniştemi soruyor. sormakla kalmayıp eniştemin adı soyadında ne kadar hesap varsa takibe alıp -burhan biliyorum sensin cevap ver bana deyip hepsine mesaj bırakmış. tabi teyzem eli kanlı katil değil

çarşıya sürekli çıkarılmadığımdan çıktığımız vakit koşup avaz avaz bağırarak 'açılın yoldan lala geliyor lala geliyor 'diye bağırdığım zamanlardı. sapandan çıkan taş misaliydi hızım. gülünç olan o an kimin elinde ne iş varsa bırakıp yol veriyordu bana ne günlerdi be.

bugünlerde çakılı kaldığım durum. yaşamakta özgür olduğumuz , yapılan her şeyden keyif alınan zamanlar. yapılanın iyi yahut kötü olmasının seni ırgalamadığı, 'çocuk işte' deyip yapılanların çocukluğuna verildiği enfes duygu.
binanın koca karılarının bahçeden erik, kayısı kopardığıma kızışına sinirlenip su vanalarını kapayıp hinlik yaptığım zamanlar... çok özleniyor.