yalnızressam yazar profili

ateistlere karşı değilim. her konuyu dine bağlayanların yerine ateistleri tercih ederim.
bol sözlük'teki yazarlar, bir kaç tane ateist argumanını öğrenince din düşmanı olmaya karar vermiştir.
insanda biraz kültür olmaz mı? insan hiç mi küzey koreyi bilmez?
insan sadece din ile mi manipüle edilir?

x : türkiye neden böyle?

y : ee kardeşim, dini inanca sahip olduklarından böyle. bilgisayar ciplerini dinsizler bulmuş

peki siz bu kafayla bilgisayar yapabileceğinize inanıyor musunuz? her ülkeyi dışarıdan gördüğü gibi değerlendiren nano ekşi sözlük yazarları diycem de ekşi sözlük bile bu işleri bıraktı artık. bunlar hala geçmişte yaşıyor

ekşici boomer'ların bir türlü kabullenemediği gençlerden biridir. 2004lu genç mi olur? 2004 model fifa olur araba olur
valla ben o zamanlar 6 yaşındaydım, çok şey hatırlamıyorum. zaman acımasız

link

nadia vilaplana

sanju choudhary

türkiye ve azerbaycan insanının ortak noktalarından biri de onların çizimlerime verdiği tepkilerdir.
10 tane çizimim varsa bunlardan sadece 6'sı süper denilebilecek seviyededir. geri kalanları da ortlama ve rezalet denilebilecek seviyededir. bu resimlerin içinden en kötü olanını bulup yerden yere vurmaya başlarlar,
çok güzel bir resim gördükleri zaman çizmiş olduğum kişinin kim olduğuna dair binlerce soru sorarak konuyu değiştirmeye çalışırlar.
çocuk yaşlarımdan bu yana aldığım eleştirilerin hepsi bu şekildedir ve hiç değişmedi. motivasyonumu mahvetmeye çalışan dalgacı bebelerle doluydu etrafım. bunca şeye rağmen resimle ilerlemeye devam ettim




mal : bu ne (küfür) sen bu resmi tuvalette masturbasyon yaptıktan sonra mı çizdin?

ben : o 14 senelik bir resim. senin mizah anlayışın kaç seneye gelişir? bilinmez

mal kız : abicim sen boomer'sin, internetin altın kuralını bilmiyorsun. sana söylenenleri ciddiye alıyorsun

ben : herkese karşı eşit davranıyorum. ben küfür bile kullanmazken burada bana ergenavi laflar atıyorlar ve sen de bunları savunuyorsun

yeni gelen mal : hıh! bunlar bana göre değil, resim dediğin şöyle güzel sulu boya ile olucak ohh miss

ben : peki bu nasıl?

yeni gelen mal : bu kim?

ben : ville valo

yeni gelen mal : o kim?

ben : google diye bir site icat etmişler, arama çubuğunda iki o ile google.com yazıyorsun ve karşına sitesi çıkıyor, daha sonra sitenin arama bölümünde ville valo yazıyorsun, hakkında öğrenmek istediğin bilgiler karşına çıkıyor

sevmediğim bir prince of persia oyunu. hala oynayanlar da var, bazı yerlerde adı zero olarak geçer.
grafikleri enfes görünüyordu, bu sebepten dolayı oyunu hiç düşünmeden indirdim. bir süre oynadıktan sonra kusurlarını farketmem uzun sürmedi.
oyunun haritası fena değil, bazı mantıksız yönlerini görmezden gelirsek güzel de diyebiliriz. yanında koruyucu bir meleği var ve her seferinde onu uçuruma düşmekten kurtaran bir melek, bu da oyundan soğumak için bir sebep.
haritanın her bir yerinde boss'lar var ve hepsi de birbirine benziyor veya aynıydı, tam hatırlamıyorum. bu oyunu oynamamak için daha fazla sebebim vardı, sadece hatırladıklarımı yazıyorum.
bossları mahvettikten sonra kendi kendine ben napıyorum lan? demeye başlıyorsun. grafikleri güzel olmasa 10 dakika bile zor katlanılır bu oyuna.
daha öncekiler serileri iğrenç grafiklere rağmen her türlü oynanabilecek kalitedeydi fakat bu oyunda amaç ne? bir hikayesi var, evet
peki bunun için 8 gb indirmeye değer mi?
30 gb'lık genshin impac yerine bunu indirmeye değer bence

garip bir anlatım şekli vardır buradan

her klibinde başka birine benzeyen müzisyen.
güzel şarkıları da vardır (bkz: birtanem)
m.youtube.com/shorts/afshp4...

filmin ilk dakikalarında baş roldeki delikanlının kadına karşı tavırları biraz garipti, onu kaybettikten sonra değerini daha iyi anlamaya başladı.
benim ex sevgilimle olan ilişkime benziyor
şaka lan şaka, bu yaşa kadar hiç sevgilim olmadı

bu kızı çekici bulmayan bir tek benim herhalde
burçin terzioğlu gibi hatunlar dururken handeyi bu kadar abartmak neyin kafası

(bkz: rainn)

ilk önce ortaokul öğretmenimi işten çıkarırdım.
mültecilerin yerine bizimle benzer kaderi paylaşan venezuela ve kolombiyalıları getirirdim. örnek : www.instagram.com/p/Cpsc4dP...
sony'in yerine kendi ürettiğim konsolları pazarlardım. bunun için ilk önce alternatif bir isim bulmam gerekicek.
dolmuşa 15'ten fazla kişi alan şoforleri cezalandırırdım.
ailevi küfür haricinde bana küfür etmek serbest olurdu fakat yalakalık yapanı cezalandırırdım.
çocuklar troll yapmadan eğitim alabilsin diye okullardaki sınıf sistemini ortadan kaldırır, onun yerine küçük küçük odaları getirirdim ve böylelikle her çocuğun kendi öğretmeni olurdu. bu sayede gürültüden uzak eğitim alabilirler.
çocuklar, sadece tenefüste buluşabilir, okul parkında oyunlar oynayabilir. aklı fikri dışarıda kalmasın diye tenefüs süresini uzatırdım

not : ben bu entry'i dark modumu aktif ederek yazdım. burada yazılanlar herkese ait değildir, ülkede yaşayan bir kesimden bahsediyorum

ilk başta her ergen gibi bakü hayali kurarlar. herşeyin türkiyedeki yaz dizilerinde olduğu gibi gerçekleşmesini beklerler.
universiteli olduktan sonra bu hayali gerçekleştirememiş olsalar da etrafında gördüğü gençler gibi görünmeye, giyinmeye başlarlar.
kasabada sokak hayvanlarının ölüsünü iplemezken baküye geldiklerinde hayvan hakları bilmem ne diye duyar kasarlar.
bir tek lgbt ve feminizm hakları geçersizdir.
türkiyede yaşayan her bir grubun kendileriyle aynı şeyi savunduğunu, aynı fikirde olduğunu düşünürler. solcularla ve başka başka gruplarla tanıştıktan sonra hayal kırıklığına uğrar ve türkiyeyi eleştiriken bile dizilerden yola çıkarlar.
her şeyi dine bağlarlar, güzelliğin, çekiciliğin çaba ile olmadığını savunarak sadece allah tarafından verildiğine inanırlar.
bunu söyledikten sonra dudak dolgusu yaptırır, estetikle doğal güzelliklerini harab ederler ve samimiyetsiz dostları da ona bakarak ay çok güzelsin! maşallah tütü nazar değmesin diyerek egoyu mega seviyeye yükseltirler.
nefes alsın yeter'ci erkeklerle ilgili tonlarca tweetler atar ve hiçbir yerde iş bulamayınca arap ülkelerinden gelen zengin erkeklerle evlenir. nihayet istediklerine kavuşurlar

kız olanları arap
erkek olanları da slavı tercih eder

mutlu son

64 gb'lık hafıza kartımı destekleyebilir mi? bilmem. eğer destekleyebiliyorsa temizinden almak isterim:) bununla ne geyik yapılır be

sokak hayvanlarından nefret edenin bile köpeğe sahiplenmesi gerekir.
ben her ikisinin de ölüsünü gördüm.
kısacası şöyle anlatabilirim.
sokak köpekleri kediler gibi duvara tırmanamaz, kediler gibi onun bunun evine girerek yemek isteyemez, ve bazı müslümanlarımızın dini anlayışına göre onlara dokunmak haramdır. böylelikle kedilere daha fazla ilgi gösterirler.
bizim mahallede sevimli bir köpek vardı ama sahipsiz olduğuna emin değildim. ne zaman markete gitsem, geri döndüğümde ona yemek alırdım. artık tanınmaz bir hale gelmiştir, tüyleri dökülmüş kuduz köpeklere benziyor.
sürekli arabalara çarptıkları için omurgaları da sağlam değildir sokak köpeklerin

geçen ay biraz mutluydum. her gün 10 saat çalışarak resimler yapıyordum. hepsini tek seferde paylaşarak, sahiplerine göndererek primin kralını yapacaktım.
sonuç : pek birşey olmadı

daha önce hiç görmediğimizden olsa gerek
bir çoğumuzun akıllı telefonlarla yaşadığı komik problemleri hatırlatan yıldır.

facebook'ta bir caps görmüşsündür



: kafamı nasıl tersine çeviricem?

: capsi telefona indir

: yau telefonu tersine çeviriyorum, resim hala aynı

: lock orientation yazısına tıkla

: o ney?

: ekranın dönme özelliğini kapat

: yau kısacası görseli indirip, paint'den tersine çeviricem

ilk izlediğim zamanlar çok beğenmiştim. şuan çıksa bazı sahneleri tartışma yaratabilirdi.
filmin büyük bir kısmı bir çok kişi tarafından soğuk kabul edilebilecek espirileri barındırır.
eski günleri hatırlamak için iyidir.
daha önce izlemediğim bir film olsaydı pekte beğenmezdim.
benim hafızamda çok sağlam bir komedi olarak kalmıştı. güzeldir ama ne kadar güzel olduğu tartışılır.
filme verdiğim puan 10 üzerinden 7

apaçi sahnesi çok komikti:) volkan da çok iyi oynamış

abartıldığı kadar güzel bir yıl değildi.
2012 kıyametinden sonra benim için başlangıç gibiydi, daha sonra iyice bozmaya başladı.
aşık olduğumu zannetiğim de oldu, duygusal hissler yaşadım. o dönem tanıştığım güzel insanlarla 10 yıl sonra tekrar buluştum, 2023'ün bitmesiyle hepsi kayboldu:) hayat gerçekten simülasyon gibi
her yıl benim için bir dizi gibi geçerdi. 2014'ten sonra bütün yıllar hızlı geçmeye başladı.

orada internet olmadığından normal sözlüğe giremeyeceklerdir.
bir çok kişi fakir olduğunu bilmiyor ve eminim ki bizden daha fazla dopamine sahiptirler, yoksa bunca şeye rağmen neden yaşamak istesinler ki?
belki de herşey göründüğü gibi değildir.
ateist olsalar bile bazıları intahar etmez. burada toplu intiharlar yapılabilirdi, bilmiyorum.

1. milli sporcu olup kaçmak
2. kırgızistan ve guyanaya kaçmak
3. intihar etmek

kuzey kore'den milyon kat daha iyi bir ülkedir.
demokrasi var mı? yok mu? zerre kadar umrumda değil.
burada asıl dikkatimi çeken şey insanların paranoyak olması.
zaten sokağa çıkıpta polis arabalarını falan ezdiğimiz yok.
kardeş ülke dediğimiz türkiyede bile siyasi kara mizah yapılırken bizim insanların alt tarafı reaksiyon vermekten bile çekindiğini görüyorum.
tabi ki gördüğüm kadarıyla yazıyorum. belki kara mizah yapanlar da vardır.
ya biz insan değil miyiz?
ben çok komik bir hareket yapsam gülmez misiniz?
e bu kadar basit işte!
türkiyede 13 yaşında çocuk bile akp espirileri yapar, dünya bizi kıskanıyor geyiğini yapar.
bilgi kirliğinin yayılmasından korkuyor olabilirler mi?
bilmiyorum ama etrafta serbest mizah yapan insanları görüyorum fakat bunları internette görmek zor

diyar pala eseri