yayladağ lokumu yazar profili

yayladağ lokumu kapak fotoğrafı
yayladağ lokumu profil fotoğrafı
rozet
karma: 25495 tanım: 3407 başlık: 1120 apolet: 3 takipçi: 98
çok yoğun olmasından, çok sıkı çalışmasından mütevellit, eskisi kadar çok okuyup, çok yazamayacak olan kişi. burada! eskisi kadar sık olmasa da gözü üzerinizde, sevgiler.

son tanımları | başucu eserleri


optik

şimdi efenim david hockney diye bir ressam var ..bu adam pop-art resimlere önemli katkıları olmuş bir adamdır.... 20. yy'ın en etkin ressamlarındandır ..

bu ressam arkadaşımız california'da ki evinde güneşlenmeyi ve yüzmeyi çok sever...bu nedenle özellikle havuz temalı, su altında süzülen nesneler, optik etkileri resmetmeye bayılır... özellikle havuz temalılara dikkat etmeniz açısından ''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''

bu arkadaş ışığı, yarattığı kırınım ve efektleri o kadar iyi gözlemlemiş ki; 15 yy dan beri bazı ünlü ressamların eserlerini yaratırken merceklerden yararlanmış olduğunu ileri sürüyor...

bazı basit optik aletlerle bir manzara, tuval üzerine düşürülebiliniyor, ressamda üstünden geçebiliyordu. hockney'e göre; ingres ve caravaggio gibi bazı büyük ressamların dahil olduğu grup, bu optik hilelere başvurmuştu...
geride bazı geometrik izler bırakmışlardı.

bu izlerle ilgili bilgi optikte uzman olan charles falco ile birlikte çalışarak temellendirdiği 'secret knowledge: rediscovering the lost techniques of the old masters' adlı kitapta bu izlere değiniyor ve önemli ressamların 'sanatsal teknik ve becerinin' gelişiminden ziyade , camera obscura , camera lucida ve kavisli aynalar gibi optik aletlerden destek alarak bu resimleri yaptığını ileri sürüyordu

efenim bu olay büyük tartışmalara sebep oldu...
detaylı kaynak bilgi için: en.wikipedia.org/wiki/Hockn...
devamını gör...

pocahontas

hikayesi zamanla romantikleştirilmiş zavallı bir esirdir efem...
virginia bölgesindeki koloniler özellikle yerlilerle çatışmalara girmiştir..
pocahontas, 1613'teki çatışmalar sırasında kolonistler tarafından yakalandı ve fidye için alıkonuldu. tutsaklığı sırasında hıristiyanlığa dönüşmesi için teşvik edildi ve rebecca adı altında vaftiz edildi.

tutsaklığı sırasında, 28 yaşındaki ingiliz dul bir tüccar olan john rolfe, pocahontas'tan hoşlandı.aslında onun yerli bir prenses olmasından hoşlandı desek daha doğru olur.. rolfe'un asıl amacı yerli bir prensesle evlenerek gücüne güç katmak ve trinidad'da yaptığı tütün sömürgeciliğinde çalışacak yerli işçiler bulmaktı.

rolfe, virginia valisi'ne evlenme isteğini şu şekilde açıklar: "eğitimi kaba, davranışları barbarca, soyu lanetli bir kafir ile tarım işletmesinin yararı, ülkemizin onuru, tanrı'nın yüceltilmesi, kendi kurtuluşum ve dinsiz bir yaratığı gerçek tanrı'ya ve isa dinine döndürmek.
böylece ilk defa bir şefin kızı, bir ingiliz ile evlenmiş oldu.
5 nisan 1614 tarihinde pocahontas, rebecca rolfe adını aldı. bu evlilik sayesinde pocahontas'ın babası powhatan, kabilesi ile ingilizler arasındaki barış da pekişti. algonquin'ların şefi powhatan, ingilizler adına yiyecek toplaması gerektiğine inandırıldı ve ona ingilizler tarafından "algonquinlerin kralı" adı takıldı. o sırada kıtlık çeken ilk ingiliz yerleşimcileri pocahontas sayesinde açlıktan kurtarıldı. powhatan, kızını john rolfe'ye verince, ingilizlerin dostu olduğuna inandığını gösterdi.

rolfes pocahontası tabiri caiz ise ölünceye kadar sömürdü .1616 yılında onu ingitereye götürerek yatırımını canlandırma umuduyla onu 'medeni vahşi' olarak tanıttı..
pocahantas, 21 mart 1617'de, 21 yaşında öldü. gravesend, ingiltere'de, george kilisesi'ne gömüldü., ancak mezarının kesin yeri bilinmiyor çünkü kilise bir yangından sonra yıkıldıktan sonra yeniden inşa edildi.

1618 yılında babası powhatan öldü ve ingilizlerin onu hayatı boyunca kullandıklarını anlayan algonquinler intikam almak istedi. ancak ingiliz silahlarının gücünü küçümsediler. kısa bir süre sonra sekiz bin algonquin'den yalnızca bin kadarı kaldı.
beyaz adam sömürür,öldürür. babasını bile satar ne diyem...
kaynak: en.wikipedia.org/wiki/Pocah...

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
devamını gör...

william-adolphe bouguereau

resim bölümünün yanında, tarihi kostümler ve arkeoloji okumuş akademili fransız ressam. insan anatomisi çizimlerinin bu denli detaylı olması sanırım buna bağlı.
resimlerinde ki mitolojik öğeler onu bir romantik yaparken, anatomide gösterdiği titizlik onu bir realist yapıyor.
bütün bu özellikler ışık ve gölge ile birleşince de ortaya enfes şeyler çıkıyor.
örneğin; dante and virgil in hell de ışık ve gölge ile önümüze duran iki adamın öfkesi, hırslı bir şekilde kavga edişleri, vücutlarında ki her bir kasın, damarın belirgin olması... bu iki adam kavga ederken, izleyiciye sarsılmak ve rahatsız olmak kalıyordu.
muhteşem!

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
devamını gör...

çin prensesi

taktikleri merak edilen prenseslerdir efenim... siyah jartieri bunlar mı bulmuş acep diye düşündürüyorlar?...zira hun imparatorluğunu avuçlarının içine almılarıdr. yıkılan hun devletlerinin yerine bazı devletler kurulmuştur.özelikle moğol istilasıyla bir kaçı avrupa'ya yönelecek ,bir kaçı da çin'e gidecektir.
avrupa hunları ve akhun devleti , avrupa'nın başına bela olacak,roma'yı sarsacaktır.
çin'e gidenlerse 16 krallık dönemi denen dönemi başlatacaklardır.
tüm dünyayı sarsan (bkz: kavimler göçü) nün temelini atan kadınlardır bunlar..sırları konusunda merakımız bulunmaktadır...
devamını gör...

kybra antik kenti

kybra antik kenti
burdur’un gölhisar ilçesinin batı yamacında bulunan, burdur’a gezmeye giden insanların sagalassos’a akın ettiği, ama nedense kybra ‘ya hiç uğramadığı yerdir…
tepeye konuşlandırılmış devasa bir şehirdir efem. ovaya hakim konumdadır. kocaman devasa bir stadyumu vardır.evet orayı gezerken gladyatörleri düşündüm..
"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel;

"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel;

tapınak, yukarı ve aşağı agora, hamam, gymnasion, tiyatro - tık ve tık - ve meclis binası ile planlı anıt mezar, hamam, yuvarlak kuleli tak ve su yolları görülmektedir. meclis binası/müzik evi 3 bin 600 kişi kapasitesiyle antik çağ anadolu’sunun en görkemli eserlerindendir. burada eşi benzeri bulunmayan medusa mozaiği bulunmaktadır.
"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel; "
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel;
bu yerleşkede beni en çok etkileyen şeylerden biride kremitten yapılma su kanallarıdır. şu devirde böyle belediyecilik bizim burada yok. kıskandım vallahi.
"
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel; "
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel;
velhasıl kelam insanın nefesini kesen bir yerdir.
devamını gör...

theremin

dr.hannibal lecterin en muazzam bulduğu müzik aleti efenim ... bak

elektronik devreler içlerindeki akımın bir ileri bir geri gidip sarkaç gibi salınması yoluyla elektronik ses oluşur efem... misal theremin iki elektronik anteni vasıtasıyla müzük aletine dokunmadan ellerinizi çevresinde gezdirirsiniz ve insanı ürküten tonları çalmış olursunuz ürkmenizin sebebi lecterin sahnesimidir yoksa gerçekten ürkütücü bir ses midir bilinmez? bir elle ses perdesine ,diğer elle de ses yüksekliğine hükmedersiniz..
rus devleti için hareket sensörleri geliştiren rus fizikçi leon theremin tarafından 1919 yılında icat edilmiştir.
devamını gör...

samandağ

hatayın bir ilçesidir.
türkiye’nin en eski yerleşim birimlerinden biridir. ev sahipliği medeniyetler kronolojik olarak şöyledir. hitit, asur, babil, pers, makedonya.
m.ö. 323 … makedon kral büyük iskender ölmüş fethettiği topraklar ise komutanları arasında bölüşülmüş. samandağ'ı sahiplenen komutan ise yapılan ipsus savaşında zafer kazanan seleucus nicatordur…(m.ö. 301).. adam hemen kolları sıvamış musa dağıeteklerinde denize kıyısı olan bir liman kenti kurmuştur. işte bu şehrin adı; samandağ'dır ((gbkz: seleucia piera)) efem… dikatinizi çekerim ilk başkenttir. seleucus nicatordur denizden gelecek saldırılara karşı güvensiz bulup babasının ve oğlunun adını taşıyan antakya’yı antioch kurup, merkezi biraz geriye çekmiştir ..ancak halen başkent sayılmakta ve krallar hala samandağ’a gömülmekteydi... kral kaya mezarları ve titus tüneline göz atmanızı tavsiye ederim…
seleucia piera m.ö. 64 te roma imparatorluğuna dahil olmuş. m.ö. 395 te ise romanın parçalanmasından sonra doğu roma sınırları içinde kalmıştır. 526 yılında büyük deprem yaşamış.. yerle yeksan olmuş..528 de ise tam toparlayacakken ikinci bir büyük depremle can evinden vurulmuştur. o tarihe kadar ortadoğu ve mezepotamya'nın akdenize açılan kapısı idi..
613 te sasaniler hükmetmiş 628 yılında ise tekrar bizansın olmuştur.638 yılında ise artık topraklarında islam hakimiyeti vardır. sonrasında emeviler, abbasiler,tolunoğulları, ihşitliler, hamdanoğulları, bizans selçuklular hakimiyetlerine girmiş.. .1098 da haçlıların eline geçmiş, antakya kontluğu'ndan sonra ise memlüklüler hükmetmiştir. 1516 da ise osmanlı hakimiyetine girmiştir.
hasta adam osmanlılın can çekiştiği dönemde 1918-1939 yıları arsında fransız işgali ile cebelleşmiş,1939 da ise altını çizerim referandumla bile isteye güle oynaya anavatana katılmıştır..
devamını gör...

frontal lob

alnın arka, beynin ön tarafında yerleşmiş, bilinçli düşünmeden sorumlu olan beyin bölgesidir.
bu ilginç arkadaşla ilgili bilgiler ön lobları hasar görmüş insanlarla sınırlıdır.bu sebeple net bilgiler söylemek imkansızdır.
ön lobun çalışması ve işlevi ile ilgili en önemli veri phineas gage'tan alınmıştır; tarihteki ilk ağır beyin yaralanmasıdır.
tık
bir tren yolu işçisiyken kayaları dinamitle patlatırken barutun sıkıştırılması için kullanılan demir çubuk, kazara patlayarak , fotoğrafta ki gibi yanaklarından girip beyninin ortasından çıkıp teee öbür tarafa, tam olarak 30 metre öteye düşmüştür.üzerinde kan ve beyin parçaları vardır. 6 kilodan ağır, 1 metreden uzun demir çubuk tabiri caiz ize gage'i delmiş geçmiştir.
ortadaki toz duman etkisini yitirmeye başladığında gage yavaşça yerinden kalkar. yürümeye başlar. atına atlar ve dkasaba doktoruna gider.bilinci açıktır. ve görünüşe göre işlevsel bir bozukluk yoktur. zaman geçtikçe çok enteresan bir değişim geçirdiği fark edilir.o artık bir sosyapattır!!
daha önceden edindiği sosyal adetler,etik kurallar kaybolmuştur. gelecek planı yapmak ona uygun hareket etmekten bi haberdir. zararlı, saldırgan kararlar alan ve bunları hiç çekinmeden uygulayan bir adam olup çıkmıştır. bu sebeple bu olay frontal lobun kişiliğe etkisinin ilk kanıtı olması bakımından önemlidir.
gaga’ in kafatası ve demir çubuk harward ünivertesi warron anatomi müzesinde sergilenmektedir.

birde türkiye’den örnek verelim
tık
devamını gör...

kütleçekimsel kızıla kayma

şimdi efenim farazi olarak bir kara deliğe parabolik bir yörünge ile yaklaşıyoruz ...yaklaşırken hızımızı o kadar düşürüyoruz ki onun eliptik yörüngesine giriyoruz ve aracımızı park ediyoruz...şimdi bu park etme olayından sonra kara deliğin eliptik yörüngesinde aheste aheste dönüyoruz...
yörünge konusu #501993

o kadar yol gitmişiz kara deliğe ve bazı deneyler yapmadan dönmek olmaz.....iki mavi ışıklı rakamları olan saat alıyoruz ...birisini gemide tutarken ,diğerini roketin içine koyup olay ufkuna( kara deliğe doğru) gönderiyoruz.
kara deliğe gönderdiğimiz saat yavaşlamaya başlayacaktır...

yani einstein emminin belirttiği gibi kütleçekimsel bir etkide zaman 'daha yavaş' ilerleyecektir...

peki ya mavi renk ne olacaktır?
bütün ışık ışınları belli bir frekansta titreşen dalgalardır...
mavi ışığın frekansı saniyede 750 trilyon hz iken ,
kırmızı ışığın frekansı saniyede 400 trilyon hz dir... daha küçüktür...

şimdi kara deliğe düşmekte olan saatte zaman daha yavaş aktığı için, bir saniye o saatte daha uzun bir süre anlamına gelecektir...
bu nedenle yörüngede olan bize göre; her bir saniyede, giden saatin her bir saniyesinde yaydığı 750 trilyon hertz in sadece bir kısmını görürüz...daha düşük hertz ışık görürüz ...daha düşük frekans, 'kırmızı' demektir efem...

kısacası güçlü kütle çekim etkisi altındaki cisimlerin normalde yaydıkları ışıklardan daha kırmızı ışık yaymalarına kütleçekimsel kızıla kayma denir...
devamını gör...

inka medeniyeti

kolomb öncesi amerikanın en büyük imparatorluğudur..13 imparator hanedanlıktan oluşur... bu 13 imparatorluğun başında ise tek bir imparator vardır...

1532’de peru’daki inka devleti, sömürgeci ispanyolların eline geçmiş inka kralı atahualpa’yı
esir alıp halkının gözü önünde yakarak öldürdükten sonra binlerce inka'lıyı da ortadan
kaldırmıştır. ispanyollar burada avrupa’nın elli yıllık üretiimine eş değer gümüş ve altını ele geçirdi. işgal altındaki inka devleti, son kralları ıı. tupac amaru’nun 1781’de ölümüyle tarihe karıştı.

sömürgeleştirilme boyunca yerli demografisi rakamları şöyledir:

1525: 12 milyon-20 milyon kişi.
1553: 8.200.000 kişi. (işgalin ilk aşamasından sonra)
1575: 8.000.000 kişi (francisco de toledo’nun yönetimi döneminde)
1586: 1.800.000 kişi.
1754: 615.000 kişi
devamını gör...

yatay ayrışma

bazı sektörlerin ‘kadın işi’ bazı sektörlerin ‘erkek işi ‘ olarak görünmesi yatay ayrışma olarak nitelendirilir. örnek vereceksek teksil de kadın yoğunluğu hakimken ,inşaat sektöründe erkek yoğunluğu hakimdir. catherine hakim 1979 buna sektörel ayrışma ismini vermiştir. (bkz: mesleki ayrışma)

canım bunda ne var bu iş bölüşümüdür… bazı işleri 'eli yatkın' kadınlar yapsa, bazı işleri 'gücü yeten' erkek yapsa ne olur diye düşünebilirsiniz. ama sonuçları sizin sandığınızdan daha ağır olabilir.. bazı meslekler cinsiyete göre revize edilmiş olurlar..

bir örnek verelim 2004 kpss atamalarında, mta alınacak mühendis sayısı 80 dir. bunun 75 i için erkek olma şartı aranırken , sadece 5 kadro kadınlara ayrılmıştır.

kısacası kadınlar ‘kendilerine uygun’ ailelerinin izin verdiği mesleklerde çalışabilir hale gelirler. bu sektörlerde kadın yoğunluğu artarken kadın emeğinin değerini düşürecek, yeri doldurulabilir hale gelecektir. farklı ödemelere ve ayrımcı yaklaşımlara maruz kalacaklardır.
devamını gör...

saat

gemiyle yolculuk etmek 17 yy. da oldukça zordu çünkü gemiciler tam olarak nerede olduklarını bilmiyordu...
kuzeyden güneye enlemi bilmek kolaydır. güneşin yüksekliğini izlersiniz ve bir şekilde enlem konusunda tahmin yapabilirsiniz..ama boylamda sıkıntı yaşanıyordu...doğu-batı yönünü belirlemek zordu..
dünyanın çevresindeki konumu hesaplamak oldukça zordur..nerede olduğunuzu belirleyemediğinizden denizciler sürekli tehlike altındaydı...
ingiliz devleti boylam ölçme konusundaki sorunu ölçmek için boylamı belirleyebilecek kişiye 20 bin sterlik ödül vadeden bir yarışma düzenledi...
dünya üzerinde doğudan batıya giderken kol saatinizi ,yerel bir saatle karşılaştırırsanız; londradaki greenwich gibi boylamınızı ölçebilirsiniz...greenwich saatini 0 a ayarlayıp ölçülen saatede grenwich saati deriz...
peki okyanusun ortasında grenwich saatini nasıl bileceğiz?!
'e canım bunda ne var yanımızda ikinci bir greenwich saati götürürüz olur biter 'dediğinizi duyar gibiyim...
ama 17 yy -18 yy da teknoloji gelişmemişti.. dönemin en hassas teknolojisi olan 'sarkaçlı saat' denizde sallanan gemilerde işe yaramıyordu..
ingiliz bir saatçi john harrison
önce yana sallanan sarkaçlı saatler yerine aşağı yukarı sallanan sarkaçlara değişik ağırlıklar kullanarak bişeyler yapmaya çalıştı... deniz testlerini geçemedi bu saatler efem..başarısız oldu...yayın esnekliği sıcaklıkla değişiyordu ve tropikal bir yerden kutuplara gittiğinizde ' hassaslık' pert oluyordu...

yılmadı...
saatleri birbirine yapışık iki farklı metal (pirinç ve çelik)şerit ekledi..ısındıklarında genleşerek şeridin eğilmesine neden oluyorlardı..mekanizmaya dahil olan şerit sıcaklık değişimlerini telafi ediyordu..
bunun adı ' kronometre ' ve 20 bin sterlik ödül demekti..
harrison'un denediği satlerin dördü greenwich gözlem evinde bulunmaktadır...
kuvarslar ortaya çıkana kadar denizciler harrisonun geçmişlerinin ruhuna epey dua etmişlerdir eminim...
devamını gör...

kuş gözlemciliği

18 yy sonları ortaya çıktığı söylenen aktivite, edmundselous 1901 yılında kuş gözlemciliği adlı bir kitap yazmış ve kuş gözlemciliği ifadesi peydah olmuştur. bana kalırsa bir çeşit kolleksiyonerliktir.

ingilizlerden yayılmıştır efenim biliyorsunuz sömürgeci bir toplumdur kendileri. farklı ülkelerdeki ziyaretleri sırasında ,farklı kuşların cinsini türünü gören elizabet ‘ henri biliyor musun geçen gün afrikada harika bir papağan cinsi vurduk , öldürdük gagasını tüylerini getirdik ‘ diye gösterip hava atarken,henri de bunun altında kalmamış ‘ aa oda bir şey mi sen asıl sen benim hindistan’dan getirdiğim gagalara tüylere bak’ diye hava atmıştır. bu hava atış daha sonra tüm avrupa'ya yayılmış öyle bir hal almıştır ki; artık vuracak kuş, kopartılacak tüy kalmamıştır.

akılları başlarına gelen başta ingilizler başta olmak üzere tüm avrupa, bunun önüne geçmek için önlem alma gereği duymuştur. ‘ vurulmuş kuşu herkes tanır, sıkıyorsa vurmadan tür tanımlayalım’ yarışına girmeye başlamıştır. bunun için organizasyonlar dernekler örgütlenmeler topluluklar kurulmaya başlanmıştır.

-vurmadan tür tanımlama işi kuş gözlemidir.
-kuş gözlemini yapan kişi kuş gözlemcisidir.
-kuş gözlemi için gerekli materyallerden bazıları: göz, dürbün, fotoğraf makinesi, kuş kitabı,teleskop
- gördüğünüz her bir farklı kuş türüne ise kertik denir efenim. (kural ölü kuştan kertik olmaz)

artık bu bir sektör olmuştur. kuş gözlemine uygun dürbün markaları,kuş çekebilmek için özel fotoğraf makineleri, kamuflaj için uygun kıyafetlerden tutun da, kuş ses kayıtları, hatta ve hatta film bile çekilmiştir efenim the big year(2011) … ( güzel filmdir izleyin, izlettirin)
kertik sayısını artırmak için her yıl kuş gözlemcileri farklı bölgelere farklı yerlere seyahat ederler… bu öyle bir hal alır ki; artık bu, alternatif bir turizm kaynağıdır. bu işte çalışan kuş gözlem rehberleri farklı bölgede kertik sayınızı artırıp, sizin asla bulamayacağınız, ulaşılması zor türleri hemencecik buluverip kertik sayınızı artırabilirler. böylece hava atabilirsiniz. tr de benim bildiğim iki sertifikalı rehber var. emin yoğurtçoğlu ve soner bekir.
peki büyüyen dünyada kertik sayınızla nerde hava atacaksınız? türkiye'de bunun için kurulmuş bazı internet siteleri mevcuttur. trakuş,kuşbank bunlara örnek olarak verilebilir. bu sitelere girilen veriler ışığında; kuşların göç yolları, göç zamanları, tür dağılımları veya bir göl yok olduğunda, bir baraj yapıldığında oradaki tür değişimleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. örnek;amik gölü kurutuldu tür değişikleri, reyhanlı barajı kuruldu tür değişiklikleri gibi…( sulak alan popülasyonlar için önemlidir).bu veriler ornitoloji bilimine sözlük yazarları gibi gönüllü bir bilgi akışı da sağlar.

kuş gözlemcileri arasındaki en heyecanlı gelişme yeni bir türün ortaya çıkmasıdır. türkiye de şimdiye kadar görülmemiş ilk türü siz kayıt altına almışsanız bomba patlatmışsınızdır. türkiye de artık bu tür herhangi bir bilimsel kaynakta belirtilecekse artık sizin adınızdan da bahsedilecektir. 2020 de yayladağ lokumu ) tarafından bu yazı kayıt altına alınmıştır gibi… bu camiadaki herkes sizi tebrik edecek ancak ölümüne de kıskanacaktır. şu an neredeyse tüm şehirlerde kuş gözlem toplulukları vardır. takılmak isterseniz sosyal medya aracılığı ile herhangi birine ulaşıp takılabilirsiniz. unutmayın bu camiada herkes birbirini tanır.

velhasılı, sevdiğim bir uğraşıdır. aksiyondur heyecandır. yeni arkadaşlar, sağlam dostluklar, nefret edilesi düşmanlar ve tabi ki güzelim kuşlar…
devamını gör...

doğan

doğan, gündüz yırtıcı kuşları (falconiformes) takımından falconidae (doğangiller) familyasından falco cinsini oluşturan yırtıcı kuş türlerinin ortak adı. falcon cins adı , kuşun pençelerine atıfta bulunan latince falx , falcis , oraktan gelir.

yetişkin falconlar , yüksek hızda uçmalarını ve hızla yön değiştirmelerini sağlayan ince, sivriltilmiş kanatlara sahiptir.bu onları atmaca,şahin ve kartallardan ayırır.. kartal ve şahinler daha hantal bir uçuşa sahipken; falconlar daha dinamik akrobatik bir görüntüye sahiptirler.
birçok yırtıcı kuşta olduğu gibi, faconlar ın görme keskinliği normal bir insanın 2,6 katı olarak ölçülmüştür. gök doğanların saatte (320 km / s hızla daldıkları kaydedilmiş ve buda onları dünyanın en hızlı hareket eden canlısı yapmıştır. rekor saatte 390 kilometredir

türkiye'de bulunan türleri
ada doğanı , ala doğan ,bıyıklı doğan ,boz doğan ,delice doğan , ,gök doğan ,gri doğan ,ulu doğan ,kerkenez ,ve küçük kerkene z dir...(unuttuğum varsa söyleyin ekleyelim efem)
devamını gör...

rezonans

sene 2010 o zamanlar korona yok tabi... sürekli festivaller etkinlikler oluyor. bu etkinliklerden biri de avrasya koşusu… yüz binlerce insan avrupa kıtasından, asya kıtasına geçişin festivalini yapıyor… el ele tutuşuyor insanlar, yan yana duruyor. insanlar halay çekerek kıtalar arası geçişi yapıyor… sonra efenim birden bire köprü sallanmaya başlıyor!!! bütün bunları tv de canlı canlı izliyorum… tık

köprü, katıhal özelliği yüzünden bir titreşim yayar. rüzgarın oluşturduğu aynı frekanslı titreşim ,eğer köprüye değerse ,köprünün titreşimim genliği artacaktır..bir daha değerse genlik bir kere daha büyüyecektir.sonra bir kere daha…derken genlik öyle bir hale gelecektir ki köprünün esnekliği bunu kaldıramayacak ve çatırdamaya dağılmaya ve kırılmaya başlayacaktır. işte bu akıllara zarar fizik olayına rezonans denmektedir. -açıklama: rüzgar dedik ama koşucuların yaydığı titreşimde olabilir ki; bence odur…-

örnek verecek olursak; 01 temmuz 1940 yılında kurdelesi kesilen ve 1 kasım 1940 ta rezonansla yerle bir olan tacoma köprüsüdür. yıkılma anı için tık

opera sanatçılarının sesleriyle bardak çatlatması bir efsane,bir abartı değildir efenim.. yine aynı şekilde bardak frekansı ile ses frekansının rezonans göstermesinden bardak, genlik şiddetine dayanamaz ve çatlayabilir.
işte size asıl dilimizi dimağımızı kurutan... yok artık dedirtecek ..oha filan olacağımız 1985 mexico city depremi… efenim bu depremde 8.1 şiddetinde gerçekleşti,10 bin kişi hayatını kaybetti,30 bin kişi yaralandı…evet olay üzücü idi… ancak bu deprem 5-15 katlı evleri hedef almıştı!!!! adeta sihirli bir değnek 5- 15 katlı evleri lanetlemişti ve onların yıkılmasını emretmişti…bu değneğin adı yine rezonanstır…depremin oluşturduğu titreşim, bu katlardaki evlerin titreşimi ile rezonans gösterir.. binaların esneme eşikleri, ,rezonansla büyüyen bu genliklere dayanamaz ve parçalanır… bu depremde yıkılmayan binalar en iyi örnek torre latinoamericana'dır . 44 katlı olmasına rağmen, 1985 olayını neredeyse hiç hasar görmeden atlatmıştır.
kaynak
bu rezonansa karşı bende bir fobi oluşmuştur. ne zaman sıkma programına alınmış bir çamaşır makinası görsem rezonas a uğrayacakta, üstüme yürüyecekmiş de, ben onu durduramayacakmışım gibi korkarım… ya da bir musluğu açtığım zaman fos fokurt fos diye sesler çıkarıp hönkürmeye başlarsa, rezonanstan dolayı duvarı parçalayacak sanırım…insan bilmediğinden anlayamadığından korkarmış sevgili dostlar… fizikteki bu olayı hiç anlamadım.. akıl almaz fizik olayıdır benim için ve hep öyle kalacaktır.
devamını gör...

sarah baartman

khoikhoi kabilesi kadınları, genetik olarak kalça ve cinsel organlarının aşırı büyüklüğü ile dikkat çekmiş bir kabiledir. işte bu kabilenin bir üyesidir sarah baartman . 1789 yılında doğar ve küçük yaşta anne babasını kaybeder. bir tüccar kedisini satın alır ve çiftlikte çalışmaya başlar.. cape köle kulübesinde çalışan ingiliz doktor william dunlop un bu çiftliği ziyareti eder. geniş büyük kalçaları ve yine sarkık büyük cinsel organı nedeniyle dikkat çeken sarahı, dunlop satın alır ve sergilemek amacıyla ingiltereye götürür. sara baartman, ingiltere ve irlanda'da dört yılını kafes içinde boynuna tasma takılarak sergilenek geçirdi. bu sergilemelerde türlü aşağılayıcı hakaretlere ve tacizlere maruz kaldı. sirklere çıkarılan müzelerde sergilenen sarah batının beyaz ‘’insan’’larının bir eğlencesi haline geldi.

bu serginin uygunsuz olması ve iradesi dışında performans göstermeye zorlanmasısebebiyle kölelik karşıtları dunlopu mahkemeye verdi. sonuçta insanlar onu görebiliyor, çeşitli ücretler karşılığında vücuduna ve cinsel organına dokunabiliyordu. mahkeme dunloptan yana karar almıştır.dunlop bu kadın üzerinden bir sene daha para kazanacaktır.
daha sonra henry taylor adında bir adam baartman'ı paris'e getirdi. onu, palais-royal'i sık sık ziyaret eden izleyicileri eğlendiren hayvan eğitmeni s. reaux'a sattı . s. reaux'ya satıldıktan sonra tecavüze uğradı ve onun tarafından hamile bırakıldı. çocuğun adı okurra reaux idi ve bilinmeyen bir hastalıktan beş yaşında öldü.fahişelik yapmaya zorlandı.

henüz 23 yaşındayken ölmüştür. ölüp kurtulmuştur diye düşünüyoruz.. ama öldükten sonrada rahat bırakmadılar kadını..

doğa tarihi müzesi'nin kurucusu ve karşılaştırmalı anatomi profesörü georges cuvier , baartman'ı hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişkiyi araştırma amacıyla, inceledi. paris'teki insan müzesine gelen ziyaretçiler, onun beynini, iskeletini ve cinsel organını ve vücudunun alçı kalıbını görebiliyordu.

kalıntıları 2002'de güney afrika'ya iade edildi ve güney afrika ulusal kadınlar günü'nde doğu cape'e yani vatanına gömüldü.
kaynak: en.wikipedia.org/wiki/Sarah...
devamını gör...

greenham kadın barış kampı

greenham kadın barış kampı, ingiltere’de nükleer silahları protesto etmek için kadınlar tarafından kuruldu. 1981’de ingiltere’de greenham common üssünde nükleer başlıklı füzelerin konumlandırılmasının kararı üzerine 36 kadın, üssün çevresinde kamp kurdu. üssün çevresindeki telleri kesmek, kendilerini tel örgülere zincirlemek, tanklara engel olmak için yolları kazmak gibi eylemler yaptılar.
barışçıl söylemlerle geniş bir kamuoyu oluştu ve 1982 yılında kadınların sayısı 30 bine ulaştı…
bu kadınlar füzelerin yerleştirilmesine engel olamadılar efenim ama 10 yıl bu üssün çevresine yerleştiler ve burada yaşadılar. füzelerin 1991 yılında amerikaya gönderilmesiyle amaçlarına ulaşmış oldular… bu sebeple kamp alanını yaşaş yavaş boşaltılar ve 2000 senedinde üssün çevresi tamamen boşalmış oldu…
bu kadınların tarafsızlığı, şiddet karşıtlığı, ve çevre vurgusu bu tür eylemlere yeni bir bakış açısı,ve yöntem geliştirmiş oldu…
kaynak
devamını gör...

suffragette

her ülke lideriatatürkdeğil tabi ki, kadınların haklarına kavuşması bazı ülkelerde oldukça zor olmuştur. bu ülkelerin başında ingiltere ve amerika gelmektedir..işte 20 yy. başlarında radikal yöntemlerle seçme ve seçilme hakkını savunan gruplara verilen addır efem... özellikle bu iki ülkede oldukça etkili olmuştur.
(bkz: sufferege) oy verme ,sonuna eklenen -ette eki ise küçümseme katmaktadır...(ingilizce bilmiyorum söylenen bu arkadaşlar)

her neyse bu örgütler ; kendilerini zincirlemek, protestolar yapmak, kamu binalarını kundaklamak gibi birçok eyleme imza attılar.bir eylemci kralın atının önüne atlayarak at altında kalarak ezilmiş ve ölmüştür.. hapsedilmişlerdir.
hapishanelerde açlık grevi yapmışlardır. kamuoyunda sempati ile karşılanan bu kadınlar için kamuoyu baskınından usanan parlamento ' kedi ve fare' yasası çıkartmıştır. buna göre açlık grevine giren kadınlar serbest bırakılacak,kendini iyi hissedince tekrar tutuklanacaktır.
1920’de amerika’da ve 1928 de ingiltere’de kadınlara oy hakkının tanınması ile nihayete ermiş bir örgütttür efenim..
devamını gör...

agememnon'un maskesi

şimdi efenim 1876 yılında alman arkeolog heinrich schliemann yönetiminde antik şehir miken'de ki mezarların birinde bulunan maskedir bu...schliemann bu mezarın, homeros'un truva savaşı destanı ilyada'da achaeanların lideri olan miken kralı agamemnon'a ait olduğuna, dolayısıyla agamemnonu bulduğuna inanıyordu .
maske altından dövülerek yapılmıştır. yüze oturması için özenle hazırlanmıştır.gerçektir. ancak; agamemnon a ait değildir. agamemnon dan 400 yıl önce var olan bir maskedir.. ama adı böyle kalmıştır efenim...
görmek isteyenler için link
(bkz: miken uygarlığı)
kaynak:tr.wikipedia.org/wiki/Agame....
devamını gör...

entropi

düzensizliğin bir ölçüsüdür...örneğin bir paket çubuk makarnanın entropisinin ölçüsü küçüktür. çünkü düzenlidir...

tencereye atıp kaşıkla da karıştırdık mı düzensiz hale gelirler. entropileri büyür sevgili dostlar..

çamaşır dolabnız tek tek sıralanmış iyice katlanmış şekildeyse entropiniz düşüktür...ama karma karışık iç içe geçmiş se entropiniz büyüktür...

''anneniz size çok dağınık bu çabuk topla'' diye söylendiğinde ''annecim canım benim ne yapayım bu evren kanunu doğa düzensizliğe meyillidir. entropim büyük'' diyebilirsiniz...
bu konuda ısrar ederseniz yiyeceğiniz papucun acısı küçülmez lakin.
devamını gör...
devamı...

robert hooke

635 - 1703 yılları arasında yaşamış, ingilternin wight adasında doğmuş, bir papaz oğludur....
oxford'daki crist church'te öğrenim görürken fizikçi ve kimyacı robert boyle nin asistanı oldu.
1660 ta 'esneklik yasası' nı buldu (hooke yasası) .çok geçmeden kraliyet derneğindeki toplantılar için deney sorumlusu oldu.
beş yıl sonra micrographia ile bitki hücrelerinin mikroskoptaki görüntülerini keşişlerin yaşadığı hücrelere benzetecek ve 'hücre' terimini kullanacaktır..
büyük londra yangınından sonra yeniden inşaa sürecinde christopher wren ile birlikte ; greenwich kraliyet gözlem evini ,büyük yangın anıtını ve badlam kraliyet hastanesini yaptılar..
mezarı 19 yüzyılda taşınan mezarının yeri bilinmemektedir....2006 yılında hooke'un uzun süredir kayıp olan kraliyet derneği toplantılarında tuttuğu notlar ortaya çıktı ve şu anda londra'da kraliyet derneğinde tutulmaktadır.
(bkz: hooke yasası)
edit: aynı başlığa gün içerisinde girdi giremiyormuşuz... o sebeple yazmak istediğim ikinci girdiyi ekliyorum.

newton'la arasında sürtüşme olan büyük bilim adamı... düşmanlık derecesinde hemde...
newton keşfettiği ışığın rengi kuramını reddettiği için newton hooke sinirlenmiş, kütleçekim yasasının ters kare fikrini kendisine hooke' n önermiş olduğundan hiç bahsetmemiştir...
hooke candır gerisi patlıcan!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim