10 ağustos 2024 fenerbahçe adana demirspor maçı

başlık aradım ama açılmadığını görünce, hayırdır olm diyerek sitem ettim ve bu görevi üstlendim. yazıyı uzatmaya gerek yok. yeni transfer youssef en-nesyri gol atacak, yeni transfer allan saint-maximin asist yapacak ve kazanacağız. skor tahminim 3-1.
her zaman yanındayız, en büyük fenerbahçe!

sezonun ilk maçı lig maratonu başlıyor.
takımlar henüz hazır değil ama kazanmak zorunda olunan bir maç.
maçı okumak zor sadece skor tahmini yapmak istiyorum.
4-1 alırız.

lille maçına moralli çıkmak için iyi bir skorla kazanmamız gereken maç.

the special one güven vermiyor ama bakalim. krupiç'i ilk 11'de gördüğüm an silahlı direniş hakkım başlar.

bol gollü bir galibiyet lille maçında moral olur diyorum. skor tahminim 5-1. ytd.

fenerbahçeye başarılar diliyorum.
.

bir fenerbahçeli olarak kalede on beş yaşında bir sporcunun görev alacağını öğrenince babalık duygularım kabardı ve kendisi adına hem hüzünlendim hem de heyecanına yenilmemesini diledim. dilerim ki çok fazla gol yemeden maçı bitirir.

bir ara anadolu takımları toparlanmıştı, yine bitikler. adana demirspor maçta doğru düzgün pas yapamamış, bir planı varmış gibi de görünmüyor. dün hatay da böyleydi. önceden yenilseler de pozisyonları oluyordu, artık pozisyon üretemiyorlar. adana tarafının maçta bir pozisyonu var, o pozisyonda da bir kişi bireysel yetenekle tek başına ceza sahasına giriyor.

senelerce ısrarla sadece futbol konuşmaya çalıştık karşı taraftan hep algı gördük. o yüzden onlara onlar gibi davranalım.
adana niye sahaya daha önce hiç süper ligde oynamamış 15 yaşındaki çocukla çıktı anlamadım. geçen sene de rize hiç oynamamış tarık'ı koymuştu kaleye. sene başında kalecin yoksa vay haline bu nasıl planlama. sezon ortasında olsa sakat, cezalı falan yüzünden mecburen olsa anlarım.
maçta osterwolde'nin kırmızısı atlandı. ismail yüksek'in 2-3 tane faulü var sarı yiyebileceği. maçı kartsız bitirdi. osayi samuel'in bir kavga pozisyonu var, her iki oyuncu da sarı yemeliydi. yemediler.

galiba osayi'yeydi yapılan bir hareket var, o da kırmızı olabilir. osayi kavga pozisyonundaki adanalının zaten sarısı varmış herhalde, orda sarı yeseler o oyuncu atılmış olacaktı. biz fenerli değiliz objektif olalım, bunlarda fener aleyhine yanlışlar maçtaki.

penaltı bekledikleri pozisyonda top vücuttan sekerek geliyor. kurala göre bu penaltı değil. sosyal medyada penaltımız verilmedi diye ağlıyorlar gene. herifler istikrarla her sene aynılar. algı ve mağdur edebiyatı hiç bitmiyor.

10 kişinin okuduğu başlıkta* algı yaptığını deklare ederek* algı yapan kafasız gslilere barsaklarını bıraktırmış maç. ulusalcı bi de bu kafasız, sorsan akp'nin bütün kurumları yozlaştırdığını, her yerde ahbap çavuş ilişkilerinin hakim olduğunu, ülkede hukuk ve adaletin olmadığını vs vs muhalif kesimde artık beylik hale gelmiş tespitleri arka arkaya sıralayabilir. ama akp her yeri yozlaştırmış da futbolu es geçmiş kdsfjkjfbvjf. fanatik gs'li-akp'li rok 5 yiyince sarhoş olup yumurtladı büyükekşi bizim adamımızdı diye, keza serhat ulueren. gs'nin siyasi nüfuzu, fanatik taraftarları hariç herkesin malumu zaten, adamınız gol diyor diye söylüyorum.

sokakta görsen yüzüne bakmayacağın başkanı, camiasına ve lise aristokratlarına kendini "beni erdoğan istedi" diye pazarlıyor. futbolda nüfuzlu olan bütün iş adamları (gümüşdağ, hacıosmanoğlu, büyükekşi vs), hükümete yakın müsiad-inşaatçı çevreden, koç-tüsiad fraksiyonunun doğal düşmanları. demirören-sabah grupları yıllardır sabah akşam fener ve koç aleyhinde yayın yapıyor, başkanlık seçimlerinde alenen aziz'i desteklediler, kötünün iyisi kabilinden. fenerin kazandığı, maçları yöneten hakemlerin, verdikleri kararlardan bağımsız bir sonraki hafta dinlendirildiği süreçler yaşandı koç'un başkanlığında. istisnasız haftalarca sürdü, gazeteciler ortaya çıkarıp da gündem olana kadar.

bu dengeler yarın öbür gün değişir, koç siyasi iktidarı ikna eder, fenerbahçe 2011'den beri dışlandığı futbol camiasında "büyük takım imtiyazlarını" geri kazanır vs ayrı mevzu; fillerin tepişmesini içselleştiren, bu manada taraf tutan biri değilim. koçlarla hükümet arasında öyle "özsel" bir sorun da yoktur; son 22 yılın en çok kazananı koçlardır. erdoğan da farklı sermaye kesimlerinin taleplerini, hepsini tatmin edecek ölçüde karşılamayı uzun yıllar becerebilmiştir. bu bağlamda futboldaki nüfuz kavgası bir mikro iktidar mücadelesidir; futbol ekonomisinin büyüklüğünü ülke ekonomisine oranlayın işte. koçun altı yıllık performansının gösterdiği ise, bir asır öncesinin türedi zengini bir ailenin çocuğu olarak ağzında gümüş kaşıkla doğmuş olmaktan başka pek bir özelliğinin olmadığıdır. ancak şu manzarada gs'nin siyasi nüfuzunun güçlü olduğunu, fenerbahçe'ninse bu ayrıcalığa sahip olmadığını görememek, işte ulusalcı sığlığı ve kör futbol fanatikliğiyle mümkün.

bu nüfuz yeni de değil tabii. sadece son birkaç yıldan bahsediyorum; mehmet ağar-fetullah gülen kısmına hiç girmedim bile. :)