normal sözlük'ün en yaşlı yazarı
yaşasın sözlükte çoluk çocuk yokmuş dedirten başlık.
evlatlarımla yaşıt olanlarla yazması da hoş.
severim gençleri, gençlerle olmayı.
farkındayım onlar da beni seviyor.
ama kendi adıma 45 yaşının sonuna yanaşırken akranlarımı görünce de huzur buluyorum.
aynı ilacı kullanan büyükler gibi. *
evlatlarımla yaşıt olanlarla yazması da hoş.
severim gençleri, gençlerle olmayı.
farkındayım onlar da beni seviyor.
ama kendi adıma 45 yaşının sonuna yanaşırken akranlarımı görünce de huzur buluyorum.
aynı ilacı kullanan büyükler gibi. *
devamını gör...
post mortem
aynı zamanda yoğun ve bir o kadar da akıcı bir anlatıma sahip albert caraco kitabıdır. eğer şu son günlerde hayatınızda mutsuzluk daha ağır basan taraftaysa okumanızı pek tavsiye etmem zira caraco'nun nihilist felsefesi sizleri daha da boğacaktır.
"ölüler ölü olmaktan acı çekmezler, yalnızca yaşayanlar yaşadıkları için acı çekerler."
"benim bu dünyaya duyduğum nefret, içimdeki hislerin en saygınıdır."
"hiçlik sevginin bedelidir ve hiçliğin tacı sevgidir."
bazı alıntılardan da görmüş olmalısınız ki şu 20. yüzyılın sınırlı sayıda nihilistlerinden olan caraco kaosun kutsal kitabı'ndan sonra da kendi alanında harikalar yaratmaya devam ediyor.
"ölüler ölü olmaktan acı çekmezler, yalnızca yaşayanlar yaşadıkları için acı çekerler."
"benim bu dünyaya duyduğum nefret, içimdeki hislerin en saygınıdır."
"hiçlik sevginin bedelidir ve hiçliğin tacı sevgidir."
bazı alıntılardan da görmüş olmalısınız ki şu 20. yüzyılın sınırlı sayıda nihilistlerinden olan caraco kaosun kutsal kitabı'ndan sonra da kendi alanında harikalar yaratmaya devam ediyor.
devamını gör...
türkan
bin kediden farklıydın sen güzel kız, değişik kıskançlıklarıma bile katlandın. dötünü dönüp uyumaların, piremses havalarınla hatırlayacağım seni.
bir de merak etme, mahalleyi kaba saba erkek kedilerden koruyacağız.
çok iyi ol, hoşça kal. *
bir de merak etme, mahalleyi kaba saba erkek kedilerden koruyacağız.
çok iyi ol, hoşça kal. *
devamını gör...
hacivat karagöz neden öldürüldü
pervane: duyduk ki müslüman olmuşsun.
eretna:elhamdülilil
p:elhamdülillah alevi mi sünni mi?
e.:onu ulemaya bıraktım, karar beklerim.
eretna:elhamdülilil
p:elhamdülillah alevi mi sünni mi?
e.:onu ulemaya bıraktım, karar beklerim.
devamını gör...
yakışıklı erkek vs zengin erkek
akpli olmayan erkek.
devamını gör...
ibb'nin terörist nurettin demirtaş'ın kitabını satması
size şok olacağınız bir bilgi vereyim. bir kitabın satışa sunulması için isbn denilen bir numara alması gerekir. hani şu arka kapaktaki barkodun altındaki numaralar. bilin bakayım bunu almak için nereye başvurmanız gerekir? evet, kültür ve turizm bakanlığına.*
devamını gör...
kadınlardaki erkekle arkadaş olma bağımlılığı
haydaaaa!
yıktın perdeyi eyledin viran!
bak sevgili yazar. erkek arkadaşlarım var çünkü muhabbetlerini seviyorum. çünkü beğenilerimiz yakın. asla öyle tipiyle falan alakası yok. ne arkadaşların var nice kadının beğeneceği tipleri ve kariyerleri var lakin benim için onlar sadece arkadaş hepsi bu...
yıktın perdeyi eyledin viran!
bak sevgili yazar. erkek arkadaşlarım var çünkü muhabbetlerini seviyorum. çünkü beğenilerimiz yakın. asla öyle tipiyle falan alakası yok. ne arkadaşların var nice kadının beğeneceği tipleri ve kariyerleri var lakin benim için onlar sadece arkadaş hepsi bu...
devamını gör...
geceye bir sanat eseri bırak
galina zhiganova - a woman cuts the hem of a kimono so as not to wake a cat (2007)adı üzerinde, uyuyan kediyi uyandırmamak için kıyafetinden bir parça kesmeyi tercih etmiş bir kadının resmi. bir kedim bile yok ama kendisine çok hak veriyorum. bu eseri pek beğendim o yüzden bu geceye bırakayım.
devamını gör...
güzel kitap isimleri
devamını gör...
ince memed
işe başladığımdan beri gerektiği gibi okuyamıyorum. ya vaktim olmuyor ya ben vakti aylaklık yaparak değerlendiriyorum. 2021 yılına girmeden evvel kendime bir hedef belirledim. yıl sona ermeden ince memed serisini okuyup bitirecektim. çok zordu. hatta imkansıza yakındı ama başardım. bir yıla yaydım ama nihayetinde ince memedi bitirdim.
yaşar kemal 32 yılda yazmış bu kitabı, allahtan benim hatmetmem o kadar uzun sürmedi.
rus edebiyatını sevme nedenim yazarların hiç umurumuzda olmayan kişileri ve olayları anlatmadaki muhteşem yetenekleri. her gereksiz detay önce incelikle anlatılıyor ki, bütün karakterleri yanı başımda otursa yabancılamayacak kadar benimsiyorum. ben ince memed'i okurken de aynı yakınlığı hissettim. ince memed, topal ali, hürüce ana yanımda olsa, vay efendim yabancı gelmiş demem. oturur sohbete girişir hatta kendi akrabalarımdan daha samimi ilişkiler kurarım. o derece!
bira konu hakkında detay vereyim. ince memed akdenizdeki ağaların zulmünden kaçıp küçük yaşta eşkiya olmak zorunda kalıyor. (aslında zorunda değil de, adamın biri tutup eşkiyalara teslim ediyor.) ince memed burada başlıyor kendince adaleti sağlamaya. aşık oluyor, çocuk yapıyor, dost ediniyor, düşman ediniyor, genellikle düşman ediniyor, zaman zaman eşkiyalığı bırakmaya niyetleniyor ama başaramıyor... öyle çok da matah bir konusu yok yani. ama yaşar kemal işte... hiç umurumuzda (en azından benim) umurumda olmayacak konuyu öyle bir işliyor ki, "ayy gülmedi memedimin yüzü" diyerek sayfaları çevirmeye başlıyorsunuz.
bu arada kitapta beni en çok düşündüren kısım halkın efsanelere inanma hızı oldu. her dedikodu o kadar kolay yayılıyor, değişiyor, inanç haline geliyor ki... başlarda gülüyordum, halk ne cahil, her şeye inanıyor diyordum. günümüzde de pek bir şeyin değişmediğini, sosyal medyada ortaya atılan her iddianın veriymişçesine milyonlarca beyin tarafından işlendiğini gördükçe içim yanarak ve saygıyla andım yaşar kemal'i. kalemine sağlık.
yaşar kemal 32 yılda yazmış bu kitabı, allahtan benim hatmetmem o kadar uzun sürmedi.
rus edebiyatını sevme nedenim yazarların hiç umurumuzda olmayan kişileri ve olayları anlatmadaki muhteşem yetenekleri. her gereksiz detay önce incelikle anlatılıyor ki, bütün karakterleri yanı başımda otursa yabancılamayacak kadar benimsiyorum. ben ince memed'i okurken de aynı yakınlığı hissettim. ince memed, topal ali, hürüce ana yanımda olsa, vay efendim yabancı gelmiş demem. oturur sohbete girişir hatta kendi akrabalarımdan daha samimi ilişkiler kurarım. o derece!
bira konu hakkında detay vereyim. ince memed akdenizdeki ağaların zulmünden kaçıp küçük yaşta eşkiya olmak zorunda kalıyor. (aslında zorunda değil de, adamın biri tutup eşkiyalara teslim ediyor.) ince memed burada başlıyor kendince adaleti sağlamaya. aşık oluyor, çocuk yapıyor, dost ediniyor, düşman ediniyor, genellikle düşman ediniyor, zaman zaman eşkiyalığı bırakmaya niyetleniyor ama başaramıyor... öyle çok da matah bir konusu yok yani. ama yaşar kemal işte... hiç umurumuzda (en azından benim) umurumda olmayacak konuyu öyle bir işliyor ki, "ayy gülmedi memedimin yüzü" diyerek sayfaları çevirmeye başlıyorsunuz.
bu arada kitapta beni en çok düşündüren kısım halkın efsanelere inanma hızı oldu. her dedikodu o kadar kolay yayılıyor, değişiyor, inanç haline geliyor ki... başlarda gülüyordum, halk ne cahil, her şeye inanıyor diyordum. günümüzde de pek bir şeyin değişmediğini, sosyal medyada ortaya atılan her iddianın veriymişçesine milyonlarca beyin tarafından işlendiğini gördükçe içim yanarak ve saygıyla andım yaşar kemal'i. kalemine sağlık.
devamını gör...
eski sevgiliye normal sözlük'te denk gelmek
selamlaşılır,fikir alışverişinde bulunulur hepsi o kadar.eski sevgili sonuçta kan davalın düşmanın falan değil yani.
devamını gör...
çağla şikel’in kitap okuma olayını başka bir boyuta taşıması
okunan kitabın şeyma subaşı tarafından yazılmış olan "sadece şeyma" kitabı olduğuna dair yemin edebilirim ama ispatlayamam.
devamını gör...
yazarların hayattaki motivasyon kaynakları
ailem ve ailem diyebilceğim her anımda yanımda olan insanlar.
devamını gör...
normal sözlük'ün 35 yaş istilasına uğramış olması
bu başlıkla farkettigim durum . neredeyse annem babam yaşında sayılırlar ama kafa yapılarımız aynı. onların ruhumu genç ben mi yaşlıyım bilemiyorum .ama burda sırıtmıyorlar kesinlikle .
devamını gör...
seksendört
1999 yılında kurulan türk rock grubudur. yabancı grupların ingilizce düzenlemeleriyle başlamış sonrasında ise türkçeye yönelip "ölürüm hasretinle", "yorma", "aklımı geri ver" gibi şarkılarla hit olmuşlardır. geçen yıl bu dönemin rock müzik felsefesine uygun olmadıklarını düşünerek dağılmaya karar verdiler. "dönem, başka müzik tarzlarının satılmasını kolaylastıran vitrinlere sahip" demişti hatta tuna velibaşoğlu.
sevdiğimiz ve hâlâ dinlediğimiz grupların yavaş yavaş dağılıp tükenmesi beni çok üzüyor. en sevdiğim şarkılarını da şöyle bırakayım:
sevdiğimiz ve hâlâ dinlediğimiz grupların yavaş yavaş dağılıp tükenmesi beni çok üzüyor. en sevdiğim şarkılarını da şöyle bırakayım:
devamını gör...
eyluling
kıl kuyruğunu özlemiş olabilecek yazar. geldim geldim patlama.
devamını gör...
1000kitap
kitap incelemeleri,alıntıları yapabildiğin ve kendine kitap okuma hedefleri koyabildiğin platform. ayrıca ne okusam? kısmından güzel öneriler sunuyor.
devamını gör...
z
yunanistan doğumlu fransız yönetmen costa gavras' ın 1969 yapımı filmidir. komünist bir politikacının katıldığı bir miting sırasında saldırıya uğramasını ve ardından gelen komplo teorilerini anlatır. diğer gavras filmleri gibi politikanın karanlık yüzü ve yozlaşma ön plandadır. zaten politik film dediğinizde bana sorarsanız gavras bu işin piridir.
filmin adı olan z ise “o yaşıyor!” anlamına gelen yunancadaki “zei” den geliyor. (google çeviriye yunanca "zei" yazarsanız ingilizce karşılığı olarak "he lives" olarak gelecektir.)
film her ne kadar politikayla fazla içli dışlı olsa da bu hiçbir şekilde seyirciyi yormuyor. temponun ilk dakikadan son dakikaya kadar asla düşmediği filmde politikanın o kendine has kaos ortamı çok güzel yansıtılmış. filmde çok fazla karakter var, ilk başta takip etmek biraz zor olsa da yavaş yavaş herkes kafanızda oturmaya başlıyor. filmin sonunda ise acı gerçekler suratımıza vurunca etkilenmemek elde değil.
film eleştiri yaparken hiçbir şeyden çekinmez. ne kadar gerçek varsa tüm netliğiyle ortaya koyan etkileyici bir filmdir. politik tarzda film sevenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir film diyebilirim. oldukça tartışma yaratmış ve bize oldukça yakın bir coğrafyada yaşanmış gerçek olaylar anlatılıyor. zaten filmin başında açıkça " any similarity to real persons and events are not coincidental. it is intentional. " yazmış yönetmen. hangi ülke olduğu filmde belirtilmese de yunanistan’da 1963 yılında suikastle öldürülen solcu partinin milletvekili gregoris lambrakis’in öldürülmesini konu ediliyor. filmle ilgili ilginç notlar:
- oscar ödülleri tarihinde en iyi film ve en iyi yabancı dildeki film akademi ödülüne aynı anda aday olan ilk filmdir.
- aynı zamanda ingilizce olmayan bir dilde çekilip, en iyi film akademi ödülüne aday olan 1937 yapımı la grande illusion filminden sonraki ilk filmdir. (1937 de yabancı dildeki film ödülü henüz yoktu.)
- fritz lang' ın 1931 yapımlı m filmi ile birlikte en kısa ada sahip filmdir iki filmin adı da tek harften oluşur.
- müziği ünlü yunan müzisyen mikis theodorakis' e aittir. şuradan dinlenebilir.
filmin adı olan z ise “o yaşıyor!” anlamına gelen yunancadaki “zei” den geliyor. (google çeviriye yunanca "zei" yazarsanız ingilizce karşılığı olarak "he lives" olarak gelecektir.)
film her ne kadar politikayla fazla içli dışlı olsa da bu hiçbir şekilde seyirciyi yormuyor. temponun ilk dakikadan son dakikaya kadar asla düşmediği filmde politikanın o kendine has kaos ortamı çok güzel yansıtılmış. filmde çok fazla karakter var, ilk başta takip etmek biraz zor olsa da yavaş yavaş herkes kafanızda oturmaya başlıyor. filmin sonunda ise acı gerçekler suratımıza vurunca etkilenmemek elde değil.
film eleştiri yaparken hiçbir şeyden çekinmez. ne kadar gerçek varsa tüm netliğiyle ortaya koyan etkileyici bir filmdir. politik tarzda film sevenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir film diyebilirim. oldukça tartışma yaratmış ve bize oldukça yakın bir coğrafyada yaşanmış gerçek olaylar anlatılıyor. zaten filmin başında açıkça " any similarity to real persons and events are not coincidental. it is intentional. " yazmış yönetmen. hangi ülke olduğu filmde belirtilmese de yunanistan’da 1963 yılında suikastle öldürülen solcu partinin milletvekili gregoris lambrakis’in öldürülmesini konu ediliyor. filmle ilgili ilginç notlar:
- oscar ödülleri tarihinde en iyi film ve en iyi yabancı dildeki film akademi ödülüne aynı anda aday olan ilk filmdir.
- aynı zamanda ingilizce olmayan bir dilde çekilip, en iyi film akademi ödülüne aday olan 1937 yapımı la grande illusion filminden sonraki ilk filmdir. (1937 de yabancı dildeki film ödülü henüz yoktu.)
- fritz lang' ın 1931 yapımlı m filmi ile birlikte en kısa ada sahip filmdir iki filmin adı da tek harften oluşur.
- müziği ünlü yunan müzisyen mikis theodorakis' e aittir. şuradan dinlenebilir.
devamını gör...
sinir bozan şeyler
üsluptan bi haber insanlar ile , bir şekilde muhatap olmak zorunda kalmak.
devamını gör...
kıta sahanlığı
denize komşu ülkelerin bahçesi demektir. göze görünmeyen ama denize kıyısı olan ülkenin, o kıyının denizin içinde denizin dibine kadar uzanan bir duvarı bulunur. bu duvarın düz olan üst bölümü ile dik duran bölümüne kıta sahanlığı ismi verilmiştir. bunun dışında, bu ülkelerin bir de bu alanı aşan münhasır ekonomik bölgesi vardır.
devamını gör...