21 sene önce tesis yoktu futbol topu dahi çok değerliydi

galatasarayımız yoklukta uefa kupası kaldırmış. bu kupa sayesinde avrupa'dan türkiye'ye bir kamyon futbol topu gönderilmiş.

fenerbahçemin tam da 21 sene evvel tr'deki ilk yeni nesil stadyumu briket briket, tuğla tuğla ve de forma, atkı ve lisanslı ürünlerini taraftarının da desteğiyle satarak elde ettiği gelirlerle yapmış olduğundan bihaber bakan beyanı.
bahsettiği şey 1980'ler için kısmen doğrudur, 1980'ler ve hatta 1990'ların ortalarına kadar büyük takımlar soyunma odalarında antrenman sonrası eşofmanlarını sobada kuruturdu ama o dönem bile iyi futbol topları vardı.
tesisler de görece idare ederdi, avrupa seviyesinde olmasa bile.
mesela toprağı bol olsun rahmetli jupp derwall gs'a geldiği zaman toprak antrenman sahası vardı ve hemen yanılmıyorsam ertesi sene çim antrenman sahası da yapılmıştı. yani demem o ki; 90'larla beraber futbol ve spor tesisi atılımı zaten yapılıyordu belli bir seviyede.
onlarca örnek sayarım tabi bu *takiyyeyi bitirmek için, fakat gerek yok. çok şükür aklım var.
haa fb'nin stadyumundan sonra sağolsun devlet biz hariç herkese toki/moki/koki vasıtasıyla stadyumlar yaptırdı allah var şimdi.

akapeden önce mağarada yaşıyorduk.
bu da ispatı. www.youtube.com/shorts/0Ghi...

top demişken mikasa marka toplar vardı be. 20 mikasa top 2 takım formaya transfer olduğumda bir mikasa top da kendime istemiştim.
20 demiyelim de 40 sene önce diyelim. evet, o zamanlar doğru düzgün spor malzemeleri yoktu ama sizin gibi din tüccarları da yoktu.

çorapları top yapıp maç yapardık ne çabuk unuttunuz.

böyle kaliforniya roll içine wasabi sürer yirdıkh.
oyle büyüdühk bizg.

adam haklı. mesela kale direği yoktu, iki tane kaldırım taşı konurdu lig maçlarında kale çizgisi olarak. atağa çıkan takımın kalecisi nasılsa gözler öteki taraftayken çaktırmadan kaleyi küçültürdü. havada taş duramayacağı için üst direk kalecinin boyuna göre değişirdi. eğer üstten auta attıysan gider attığın topu kendin alır gelirdin top toplayıcı yoktu. milli takım dünya üçüncüsü olduğu zaman antrenmanlarını bantlanmış kağıtla, chat kola şişesiyle yapardı.
buraya o günleri görmemiş genç kardeşlerimiz için senegal maçı öncesi şenol hocanın son taktikleri verdiği bir görseli bırakıyorum

toplae değerliydi la bizim bebeliğimizde

yalan.
yalan olduğunu kendileri de biliyor ama ar damarlarını aldırdıkları, yüzlerini de it derisiyle kaplattıkları için hiç sıkılmadan yalan söyleyebiliyorlar.
kendi kitleleri de yalan olduğunu biliyor. ama onlar da ahlaksız. ama yeni yalanlar uyduracak zekadan yoksunlar. sizin yerinize biz uydurduk alın kullanın diyorlar işte.

işin acı tarafı ise bu söylenenleri sorgulamadan kabul eden bir kitle var. bu kitlenin yaşı yüksek yani o dönemleri biliyorlar ama gene de yiyorlar. yazık.

93 doğumlu birisi olarak 21 sene öncesini çok iyi hatırlıyorum bu kadar da yalan söylenmez. 3 kardeşiz annem ev hanımıydı, eve giren tek gelir babamın maaşıydı. ev aldığımız için babam döviz borcu almıştı, üzerine gelen krizle birlikte bu borç katlanmıştı. bunu anlatmamın sebebi kaymak tabakadan olmadığımdı. bunu göz önüne alırsanız söyleyeceğim şey şu, şu andaki kriz daha derin olduğu , eskiden olan orta sınıfın yok olmuş olduğu ve ne iş yaparsa yapsın, karı koca çalışsa da toplumun büyük çoğunlunun fakir olması. o zamanda benim patenim, atarim, ardından bilgisayarım oldu, topumuz da vardı, ülke eskiden hindistanmış gibi konuşanlar beynini zombiye yedirmiş kişilerdir. bilişsel fonksiyonları çalışmıyor.