4 ağustos 2022 babala tv ümit özdağ yayını

ümit özdağ'dan bir cacık olmayacağının yayınıdır.

cahil bir toplumu demokratik yollarla düzeltebileceğini düşünenlerin hoşuna gitmeyen yayındır. sizin gibi toplumun kafasına basa basa yaptıracaksın bazı şeyleri yoksa anlamazsınız. nasıl ki şimdi ensenize vurup paranızı, canınızı alıyorlar. sizin gibi toplumları sizi ezerek yol getirirler ancak. yılkı eşeği gibi bir toplum. kim gelirse semeri vuruyor. sonra işi bitince de bırakıp gidiyor.

gayet güzel bir yayındır. ümit hocaya saygım arttı.

çizgisi net, fırıldak değil. beğenmeyen beğenmez değil mi

program sahibinin sevimsizlikte çıtayı epey yükselttiği program. o sizsiniz, bu sizsiniz, o sizin yorumunuz... ebenin uzvu ali sami! anladık, kısa sürede bir sürü soru almaya çalışıyorsun da, insanların ağzına da bu şekilde tıkılmaz cümleleri.

ümit hoca gayet mantıklı konuşuyor izlediğim şu dakikaya kadar.

edit: 2.00.18 ile 2.00.19 saniyeleri arasında konuşan gazeteci hanımın sol yanında oturan kadın nasıl değişti? diğer yanına geçmiş. belki de farklı taraftaki kameralar ile alakalı bir durum, bilemedim.

edit 2: şimdi bitti tamamı. "bize bağırdı, ühüü. hayatta oy vermem artık." diyen bir arkadaş var. 20 yıldır bunca badireden sonra insanların hâlâ söylenene değil söyleyene yahut söyleyiş şekline baktığını görmek ne kadar da korkunç! fikirleri bana uymadı, vermeyeceğim oy demesini anlardım ama adam sesini yükseltti diye trip atmanın anlamı yok. rahmetli yaşar nuri öztürk de konuşurken aşırı sinirlenirdi çünkü bazı insanların yapısı böyledir. benim babam da öyleydi rahmetli, bende de var biraz o özellik ama bu, eğer söylediklerim doğruysa haksız muamele görmemi gerektirmez. en fazla "üslubuna dikkat etsen iyi olur" dersin.

bilemiyorum, bana tuhaf geliyor insanların takıldığı konular. kılıçdaroğlu kadar kibar konuşan insanlara da "liderlik vasfı yok" der bu ülke. "e what are you?!" derler insana artık yani...

yok sığınmacılara takmış, başka şey anlatmıyormuş. anlattı adam. bir sürü videosu var. açıp izleseydin ya da soruları ona göre sorsaydınız. ülkenin tipik hastalıklarından biri. "ben görmediysem yoktur."

ön sırayı kapan tiplerin kim olduğuna şöyle bir baktım;
katılımcı gazeteciler(!):
oğuzhan uğur tweeti
habire araya mikrofonsuz dalmaya çalışan gasteci mehmet akif ersoy : twitter
cengiz yasaları gündeme gelecek deyince herifin sorusu "idam mı gelecek?" *
çakma nevşin olarak bahar feyzan
doğalgazcı abuş,
sahibinin ne olduğu belli olan halk tv'ye yanlamaya çalışan sokak kedisi kız
kendi sokma görüşü dışında her şeyi ırkçılık sayan hdpli gerigerioğlu-jr,
yıllarca akademisyenlik yapmış adama "imla kuyallayı cukkiii" diye laf çarpmaya kalkan çapsız tip...
o sordukları soruların içeriklerinin değil yüzde, binde birini acaba malum şahsa sorabilecek kimse var mıydı orada?
hatta sormayı geçtim, bunu rüyalarında görseler kan ter içinde uyanıp üç ihlas bir fatiha okuyacak tipler daha konuşma adabını öğrenmeden başkasının sorduğu soruya mikrofonu kaparak ek yapmaya çalışıp birde cevap almadan alakasız sorularla olayı sığ bir tartışmaya çekmeye çalışmışlar.
haliyle tek tek cevapları yiyip oturmuşlar aşağı...
oğuzhan çok iyi bir kadro kurmuş ümit hoca karşısında.
hepsine milim şaşmadan, eğmeden bükmeden çatır çatır cevap vermiş.
henüz videonun ortasındayım bakarsınız bir edit neyin gelir buraya.

edicion de liberales:
yukarıda oğuzhan isimli şahsın iyi kadro kurduğundan bahsederken aslında ne kadar kalitesiz tip varsa onları toplamış demek istediğimi belirterek başlayalım.
tam da gerigeri-oğlunun oğlu sözde soru soracakken vermişiz arayı.
bu neo solcu-liberal görünümlü fetöş çizgisindeki dar bölge faşosunun oğlunun yani salinin orada hangi sıfatla en önde oturduğunu hakikaten merak ediyorum. bilen varsa yanıtlasın, çünkü diyor ya "ama bu faşistlik" diye hatta soru sorarken "islibinizi biğinmiyirim" derken özdağ'ın babasını suçlamaya falan kalkıyor.
özdağ herifi son derece istikrarlı şekilde itin bi tarafına soktu çıkardı sonra gene soktu ve orada bıraktı zaten.
yani tanıtımla ilgili yazdığımda yanıltmadı beni, saolsun.
geri kalan konularla ilgili çok da öyle kayda değer bir konu var mı diye sorulursa; genel anafikir özdağ'ın üslübunu beğenmiyoruz genel eleştirisi, o beyaz gömlekli avukatın kendini yerlere atacak seviyede car car yırtınması, oğuzhan'ın gerigeri-oğlunun oğlu ile diyalog kurmak istediği safsatası ve liberalliğe doğru boyundan beklenmeyecek kadar büyük geldiği soy düşünüldüğünde beklenmeyecek kadar çevik bir adım atmasıydı.
programın sonunda söylediği "babalara selam söylemiyoruz" tarzı laf zaten bulanan midemi allak bullak etti.
hayırlı ve uğur'lu olsun libboşlar, yeni bir fenomencikiniz var.
geri kalanı ise özdağ'ın son derece yerli yerinde ve hak edene her seferinde çıtayı yükselterek verdiği cevaplardan oluşan programdı.
hamiş: bu adam eğer faşist ise beni ikinci sıraya yazmanızı reca edeceğim canımlar...

hiç boşa karalama kampanyası yapmayın kaç yıldır şu ülkede hiç bir siyasetçi karşıt görüşlülerden kısıtlama olmaksızın soru sorma yetkisi olmadan halkın karşısına çıkmamıştır. hem muhalefet hem iktidar için geçerli. buradan ümit özdağ ve oğuzhan uğur'a teşekkür ediyorum bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorlar. demokrasi adına çok güzel görüntülerdir bunlar yoksa gebeş gebeş kısıtlıyorlar bizi silivri soğuktur diye kıvranıp duracağız.

programı genel olarak eleştirecek olursam fikir çok güzel fakat çok uzun bir program olmuş. oğuzhan'ın oraya gelen herkese soru sordurmak istemesi normal ama bunu yapmaya çalışırken sürekli "süre süre süreee" şeklinde araya girmesi itici duruyor. her kesimden insan konuşturulmak istenmiş fakat kargaşayı önlemek açısından yine içerisinde farklı kesimlerden insanları barındıran daha küçük bir grup oluşturulup soru sordurulabilirdi.
bu programın özeline gelirsek de öncelikle ümit özdağ'ı tebrik etmeliyiz. bir iki kişi dışında tamamen karşıt görüşlere sahip insanların karşısına çıkmak ve aylardır söylediği şeyleri kıvırmadan tekrar söylemek her siyasinin yapabileceği iş değil. zaten önümüzdeki programlarda da kimlerin katılıp katılmayacağını göreceğiz. ön sıradaki ekip olmasa da olurmuş. doğalgazcının bana böyle konuşamazsınız şeklindeki acıklı naraları bana fenalık getirdi.
neyse bu uzun yazıyı da okur musunuz bilmiyorum fakat ben programı beğendim. daha güzel bir hale getirilebilir daha ilk program olduğu için hatalar olması normal. ama yapılmak istenilen şey gerçekten güzel. özlemişiz böyle ortamları. gelecek konukları merakla bekliyorum.

başarılı bir yayın olduğunu söyleyebilirim. yayınla ilgili tek eleştirim, sırf zıt görüşlü oldukları için bazı provokatif kişilerin özellikle bir araya getirilmesini ve 500 kişilik salonda istisnasız hepsinin söz hakkı alarak en az 2 soru sormasını manasız buldum.* daha dengeli bir soru dağılımı olabilirdi kanaatimce.

neresinden tutsanız elinizde kalan bir yayın olmuş.

ümit özdağ herhangi bir eleştiriye açık olmadığı gibi kendisine sorulan soruları dahi son derece saldırgan bir üslupla kavgavari konuşmuş.

mülteci sorunu dışında yapacaklarını nasıl gerçekleştireceği sorulduğunda "ben onları sonra açıklayacağım" dışında elle tutulur somut bir yorumu yok.

10 üzerinden 6,5 luk not verdiğim bir yayındır. ümit özdağ performansını da 8/10 buldum.

öncelikle katılma cesaretini gösteren ümit özdağ ve bu programı hazırlayan herkese ve iyi/kötü modere eden oguzhan ugur'a tesekkurler.

ilk elin günahı olmaz diye insaflı davrandım değerlendirirken. elbetteki bazı hatalar olacaktı ve
çok da olmuş. bunu biliyordum. ancak salondaki kitle -ön sırada oturan gazeteciler de dahil- soru sormayı bilmiyor veya bir siyasetçi nasıl köşeye sıkıştırılır bunun bilincinde değiller. kimse ümit özdağ'ı çalışıp gelmemiş. programda modu düşüren nokta bu oldu. bir diğeri de oğuzhan'ın fazla müdahaleleriydi ancak tabi bu durumda ilk bahsettiğim konudan bağımsız değil. adam, soru sormak yerine özgeçmişini sayanlara tabiki mudahale edecekti ancak bazi yerlerde dozajını da aştı özellikle de ümit özdağ'a karşı.

programın ana aktöründen değerlendirmeye başlamak gerekirse;

ümit hoca karşısında zayıf sorular soranlarla adeta dans etmiş. bi kaç yer dışında falsosu yok. o falsolar da gaf boyutunda denemez. bir kaç soruda daha iyi cevaplar verebilirdi sanki dediğim yerler oldu ama o da sanirim programın uzamasından kaynaklı oldu. nitekim sorular da kalitesiz olunca ister istemez ümit özdağ'ın da modu düştü. ama programın sonunda “ümit özdağ'ın oyu düşecek” diyen ve ümit özdağ'ı anlamamakta ısrar eden avukatın dediği gibi aman aman bir durum sözkonusu değil. hiçbir zafer partili'nin bu programı izleyip tercihini değiştireceğini sanmıyorum. tam tersi kararsız seçmeni yakalayacak pozisyonlar yakaladı özdağ ve iyi değerlendirdi. (misal; cb 2. tur konusunda verdiği brifing)

öndeki gazeteciler resmen gönüllerindeki partilerin propagandasını yapmaya gelmişler gibiydi ya da fazla önyargılıydılar bilmiyorum. ancak beni açmadılar hatta bazılarında irrite oldum. mesela abdurrahman uzun, abicim sen nasıl her konuda uzman olabiliyorsun, senin karşında siyaset profesoru var sen nasıl siyaset uzmanıyım diyebiliyorsun. bir konuda uzmanım demek bu kadar kolay mı ya? sonra da efelenerek ses yükselterek böyle rezil edersin işte kendini. hoca orda iyi madara etti. bir diğeri de botokslu hanfendiydi ki yaptıklarına hiç girmeyeceğim. gergerlioğlu'nun oğlu da gergerlioğlu'nun oğlu oldugu icin oradaydı, kimse kimseyi yemesin. bir partinin milletvekilinin oğlunun/kızının bu tip programlara katılması bana göre konsepti bozuyor. çünkü gelen seyirci kitlesi -gazeteciler hariç- anonim kişilerdi.

seyirci kitlesinin sorduğu soruların çoğu vasattı. bazıları bi tık vasatın üstüydü, bazılarıysa tam bir faciaydı. abi mis gibi özlenen ortamı bulmuşsun, karşında da iyi kötü senin sorularına açık bir siyasetçi. dersine iyi çalışıp sorsana sorunu, terletsene adamı. bu arada tansiyonun yükseldiği bir kaç yer kırpılıp yayinlanan tanitim videosunda sanki ümit özdağ köşeye sıkışmış gibi gözüküyordu ama aslında öyle değilmiş.

hülasa; bir şeylerin başlangıcı olarak evet güzel program. ancak aynı hatalar ve aynı soran seyirci kitlesiyle devam edecekse boşver bırak yapma oğuzhan. ama eminim ki bir şeyleri düzeltme çabası içerisine girilecektir. o zaman çok değerli bir program kazanmış oluruz işte.

açıkçası bu tip programları izlemem. özet gibi bir tanıtımını izledim. bu kadar gerilmeye gerek yok baba. bu ne sinir? 3 dakikada bile izlerken gerim gerim gerildim.

edit: özelden bilgi veren arkadaş tam aksine hiç gergin değil diyor. vakit bulunca tamamını izleyeyim madem.

üç bin kitap okuyan, müthiş atatürkçü, ideolojik manyaklıklar sahibi yutıbır oğuzhan uğur'un sunduğu program yayını.

tek ortak noktamız mülteci konusu olan birinin katıldığı yayındır. kusura bakmayın ama mhp her zaman akepeden daha daha sağda, saldırgan bir gruptu. iyip falan yine neyse de bu adam iktidar olsa ilk mülteciler yaka paça atılır, ardından sağcı olmayan herkesi artık yakarlar mı, döverler mi bilemiyorum.

sırf mülteci konusu için de bu şahsı destekleyemem. bugün istediğiniz tavırda mültecilere yaklaşıyor olması, yarın istemeyeceğiniz şekilde yaklaşabileceği gerçeğini değiştirmiyor.

soru sormaktan çok dert yanmaya, cv'sini paylaşmaya gelmiş insanlar. mülteci konusu ve ne zaman istersen o zaman yayınlarımcı cevaplarla, programına çağıramayan gazetecilere verilen fazla söz hakkıyla vasatında altında seyreden bir program. programın en can alıcı kısmı ömer faruk gergerlioğlu'nun oğluyla babalarını çarpıştırdığı kısmıydı. sokak kedisi'nin genç partinin oyları bölerek yaptığı gibi gene %34 le akp'yi tek başına iktidara getirirseniz ne olur sorusu en iyi soruydu. gerisi laf-ü güzar...

ümit özdağ'ın dünyayı okuyuş şeklini zerre kadar sevmem. biraz geçmiş yazılarımı okuyanlar direkt anlayacaktır. fakat ilk defa bir siyasetçi comfort zone'dan çıkıp gerçek sorulara ve sert muhalefetle göğüs germeğe çalıştı. fena da sürdürmedi helal olsun diyorum.

öte yandan ön safta oturan gazeteci müsvettelerinin saygısız ve düzeysiz davranışları insanı çileden çıkartacak seviyedeydi. özlem gürses harici diğerleri söz kesme, saygısızlık ve lakaytlık konusunda ibretlik şovlar sergiledi. kendi tv kanallarına çıkardıkları iki kelimeyi bir araya getiremeyen, ülkenin 20 senenin sonunda geldiği enkaz vaziyetinden sorumlu ve boğazına kadar yolsuzluğa batmış iktidar elitleri karşısında sinmiş kediye döndükleri halde yeni parti kurmuş ve doğru/yanlış bir şeyler anlatmaya çabalayan bir adamı hırpalamaları omurgasızlığın ve ikiyüzlülüğün resmiydi.

gazetecilerin neyine laf ediyorsunuz, avrupa ve amerika'dakilerin yanında bizimkiler melek. sanki çok medeniyiz de gazetecilerden düzgün üslup bekliyorsunuz. özdağ provokatif biri, iyi gazlıyor milleti. dikkatlerden kaçmasın, tıpkı kk gibi fetöcü öğrenciler hakkında olumlu şeyler söyledi.

hep söyledik, yazdık, çizdik; b u ü l k e y e s a ğ v e m u h a f a z a k a r t a b a n l ı k i m s e d e n h a y ı r g e l m e d i v e d e g e l m e y e c e k.

ümit özdağ'ın haşırt diye sapladığı video. keyiflenmek isteyen şu kesitten takip edebilir.

henüz daha ilk yarım saatini izlediğim programdır. bütün geri zekalılara sapır sapır sapladığını söyleyebilirim. bir yandan at gözlüğü takan sarı muhalefete de zafer partisinin tek politikasının sığınmacı sorununa odaklanmadığını anlatmaya çalışmış. gerçi anlamayan yine anlamaz, anlamazlıktan gelen kaval çalmaya devam eder. ancak ben bu çabasından ötürü kendisini tebrik ediyorum.

programın geri kalanını yine büyük bir zevk ve merakla izleyeceğim.