8 temmuz 2025 zeydan karalar hakkında tutuklanma kararı

az önce mahkemenin verdiği karardır.
x.com/muratagirel/status/19...

iktidarın kevaşesi olmuş hukukun güvenilirliği kalmamış kararıdır.

‘icbar suretiyle irtikap’ suçlamasıyla tutuklanmıştır.

sevgili sözlük,
bir süredir içinde bulunduğumuz olağanüstü durumun bana kalırsa en karanlık kararı budur.
şöyle ifade edeyim, ekrem imamoğlu'nun tutuklanması elbette siyasiydi. ancak kendisinin diploma, yolsuzluk, irtikap, suç örgütü kurma vs gibi çok sayıda davası vardı ve elbette cumhurbaşkanı adayı.
zeydan karalar'a gelince durum çok daha fena. 12 sene önceki bir olaya ait bir ifadeye istinaden tutuklandı.
zeydan karalar 48 yıldır chp örgütlerinin pek çok kademesinde bulunmuş biri, 1977'de bu sözlüğün 3/4'ü sanırım daha dünyada değildi. adana gibi bir şehirde, adliyesi meşhurdur bilirsiniz yarım asır siyaset yapıp iki dönem üst üste büyük şehir belediye başkanı olmak sanıldığı kadar kolay değil. sevilen, sayılan, sözüne değer verilen biri olan zeydan karalar'ın tutuklanması ankara'ya giden yolun son adımıdır.
belediyeler birliği başkanı olması, aktif siyasetteki en kıdemli üç beş kişiden biri olması, dürüstlüğüne dair tek bir negatif yorum olmaması gibi kriterler alt alta sıralanınca karalar'ın muhalefetteki anlamını daha iyi anlayabiliriz.
ben bu gece babam tutuklanmış gibi hissediyorum. ne yapsam efkarım gitmiyor.
kendisine sabır, ailesine metanet. genel başkanına ve partili arkadaşlarına da güç diliyorum. allah doğrunun yardımcısıdır. haksızlığa karşı durmayan dilsiz şeytanlara da diyeceklerim sözlük kurallarını ihlale girer diye susma hakkımı kullanıyorum.

chp’nin kalan bir kaç büyükşehir belediyesine de çöküleceğinin ayak sesleridir. işin en acı yönlerinden biri gerçekten hizmet için çabalayan insanlara iftira ile yüz kızartıcı suçlar uydurularak bu operasyonların sürdürülmesidir ne acıdır ki; söylenebilecek bütün sözlerin tükendiği bu noktada mansur yavaş da şöyle diyerek aslında gelecekten haber veriyor:
itibarsızlaştırma , iftira atarak suç uydurma gibi yöntemlerin üstadı olmuş bir yapı var.
“ne istediler de vermedik” yapısı sıradan bir yapı değildir. hedefleri yıllarca önceden çizilmiş, ince ince planlanarak kurtuluş savaşından beri uygulanan oyunun aktörleridir. ( öncesinde emperyalizmin baş temsilcilerinin paylaştığı ve top ile tüfekle meseleyi çözdüklerini düşündükleri bir noktada selanikli bir yetimin ve ona inanmış silah arkadaşlarının üstün gayreti, bıçak kemiğe dayanınca aklı başına gelen cesur bir milletin kahramanca çabaları ile kurtulan bu vatan ile ilgili emperyalizmin fikirleri hiç değişmedi ki. aferin bizi ne güzel yendiniz diyerek gitmediler bu topraklardan hesaplaşma nefreti ve kini ile gider gibi yaptılar)
işte şimdi “plana sadık kal” düşüncesi üzerinden adım adım gereği yapılmıştır. artık bu yapıyı durdurabilecek bir güç yoktur, belki de buralarda fikir dahi beyan edemeyeceğimiz bir zaman da yakındır. sırada neler olabileceği konusunda öngörüde bulunmanın da artık ne anlamı ne de faydası kalmamıştır. chp’ye kayyum atansa ne atanmasa ne olur, özgür özelin vekilliği mecliste düşürülse ne olur, kanalların kapatılması kimin umurunda , sokaklarda mitinglerde bağırıp çağırmak , hala tvlerde çıkıp tespitler yapıp hak hukuk adaletten bahsetmek bunlar artık gülünç eylemlerdir.
aziz nesinin bir hikayesinde geçer; bir inşaat ustası ölüm döşeğindedir ancak bir türlü rahmetli olamamaktadır, sadece ,” su ver, çimento ver,harç kar” diyerek gün geçiriyordur. inşaattan bir arkadaşı hastane ziyaretinde ailesinden izin ister ve ustasının kulağına bağırır: ustam harç bitti, yapı paydos! ve ustamız son nefesini vererek hakkın rahmetine kavuşur…
arkadaşlar “harç bitti yapı paydos!”