yazar: nazım hikmet
yayım yılı: 1929
çağdaş türk şiirinin önemli isimlerinden nazım hikmet'in latin harfleriyle yayınladığı ilk kitap olan eser, deneysel şiirlerden oluşmaktadır.
yayım yılı: 1929
çağdaş türk şiirinin önemli isimlerinden nazım hikmet'in latin harfleriyle yayınladığı ilk kitap olan eser, deneysel şiirlerden oluşmaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "usiv" tarafından 23.11.2020 13:40 tarihinde açılmıştır.
1.
bir efsanedir. nazım'ın şiir kitabıdır.
--- alıntı ---
çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan…
kulaklarımızda hâlâ
şimşekli sesi var sapan taşlarının.
ormanlarında yabani aygırlar kişniyen
dağ başlarının
kanlı hayvan kemikleriyle çevrilen sınırları
geldiğimiz yolun ucudur.
yine fakat
geniş kalçalı genç bir ananın
gergin gebe karnı gibi doğurucudur
mataralarımızda çalkalanan su.
çok uzaklardan geliyoruz..
tütüyor yanık bir et kokusu
çizmelerimizin köselesinden…
ürkerek
adımlarımızın sesinden
kanlı karanlık yıllar
kanatlı bir hayvan gibi havalanıyor…
ve karanlıklarda yanıyor
en önde gidenin
ateş bir ok gibi gerilen kolu..
çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan..
kaybetmedik bağımızı çok uzaklarla..
bize hâlâ
konduğumuz mirası hatırlatır
bedreddini simavînin boynuna inen satır.
engürülü esnaf ahilerle beraberdik.
biliriz
hangi pir aşkına biz
sultan ordularına kıllı göğüslerimizi gerdik…
çok uzaklardan geliyoruz.
alevli bir fanus gibi taşıyoruz ellerimizde
ihrak binnar edilen galile’nin
dönen küre gibi yuvarlak kafasını.
ve ancak
bizim kartal burunlarımızda buluyor
lâyık olduğu yeri
materyalist camcı ispinozanın
gözlükleri..
çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan..
ve artık
saçlarımızı tutuşturarak
gecenin evinde yangın çıkaracağız;
çocuklarımızın başlarıyla kıracağız
karanlık camlarını!..
ve bizden sonra gelenler
demir parmaklıklardan değil,
asma bahçelerden seyredecek
bahar sabahlarını, yaz akşamlarını…
nazım hikmet
1929
-835 satır/şiirler 1-
--- alıntı ---
--- alıntı ---
çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan…
kulaklarımızda hâlâ
şimşekli sesi var sapan taşlarının.
ormanlarında yabani aygırlar kişniyen
dağ başlarının
kanlı hayvan kemikleriyle çevrilen sınırları
geldiğimiz yolun ucudur.
yine fakat
geniş kalçalı genç bir ananın
gergin gebe karnı gibi doğurucudur
mataralarımızda çalkalanan su.
çok uzaklardan geliyoruz..
tütüyor yanık bir et kokusu
çizmelerimizin köselesinden…
ürkerek
adımlarımızın sesinden
kanlı karanlık yıllar
kanatlı bir hayvan gibi havalanıyor…
ve karanlıklarda yanıyor
en önde gidenin
ateş bir ok gibi gerilen kolu..
çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan..
kaybetmedik bağımızı çok uzaklarla..
bize hâlâ
konduğumuz mirası hatırlatır
bedreddini simavînin boynuna inen satır.
engürülü esnaf ahilerle beraberdik.
biliriz
hangi pir aşkına biz
sultan ordularına kıllı göğüslerimizi gerdik…
çok uzaklardan geliyoruz.
alevli bir fanus gibi taşıyoruz ellerimizde
ihrak binnar edilen galile’nin
dönen küre gibi yuvarlak kafasını.
ve ancak
bizim kartal burunlarımızda buluyor
lâyık olduğu yeri
materyalist camcı ispinozanın
gözlükleri..
çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan..
ve artık
saçlarımızı tutuşturarak
gecenin evinde yangın çıkaracağız;
çocuklarımızın başlarıyla kıracağız
karanlık camlarını!..
ve bizden sonra gelenler
demir parmaklıklardan değil,
asma bahçelerden seyredecek
bahar sabahlarını, yaz akşamlarını…
nazım hikmet
1929
-835 satır/şiirler 1-
--- alıntı ---
devamını gör...
2.
bazı şiirler vardır,
kısadır hayat gibi,
kısa sigara gibi,
kısa penis gibi, ( benim değil bir arkadaşımın )
kısa gün gibi,
kısa güneşşş gibi,
kısa huzurlu bir rüzgar gibi,
kısa hayat gibi,
kısa film gibi,
kısa bayram gibi,
kısa bir bakire gibi,
kısa işte bazı şiirler vardır kısadır.
daha bitiremedim fakat tavsiye edeceğim bir eser.
kısadır hayat gibi,
kısa sigara gibi,
kısa penis gibi, ( benim değil bir arkadaşımın )
kısa gün gibi,
kısa güneşşş gibi,
kısa huzurlu bir rüzgar gibi,
kısa hayat gibi,
kısa film gibi,
kısa bayram gibi,
kısa bir bakire gibi,
kısa işte bazı şiirler vardır kısadır.
daha bitiremedim fakat tavsiye edeceğim bir eser.
devamını gör...
3.
nazım hikmet imzalı eser;
1929 yılında yayınlanan kitabın 248 sayfa olduğu bilinmektedir.
248 sayfa olduğu yazılıyor ama pdf baskısı sadece 56 sayfaydı.
şairin gençlik dönem şiirlerinin yer aldığı söylenebilir, ideolojisinin temelleri kendisi ya da örnek aldığı isimler tarafından atılmış ancak bu kitabında ideolojisi henüz o kadar güçlü değil.
öfkeli ve kabına sığmayan bir nazım hikmet var karşımızda, çünkü neredeyse her şiiri ünlem ile bitiyor.
gençliğin verdiği o sonsuz öz güven, karşı olduğu görüşe duyulan antipati, hınç, tarafını seçmiş olmanın verdiği kararlılık şiirlerinden okunuyor.
şiirleri çok güçlü bulmadım, bu benim hadsizliğimden değil de eseri yalnızca bir okuyucu olarak değerlendirme durumumdan kaynaklanıyor.
bazı şiirlerde argo sözcüklerin olmasını güzel bulmadım, bazı şiirler etkileyici, bazı dizeler ise komikti.
bir ideoloji etrafında şekillenen ve nazım hikmet'in kişisel duygularından ziyâde belirli bir kesime ya da topluma hitap eden şiirler olduğu görülmektedir.
sonraki dönemlerinde yazdığı kitapların daha güçlü olma nedeninin ise ise yaş alması, ideolojisini yansıtma biçiminde ustalaşması ve yaşadıklarının onda bıraktığı iz olma olasılığı yüksek gibi görünüyor. (bence)
birkaç dize bırakıp burada bitiriyorum.

1929 yılında yayınlanan kitabın 248 sayfa olduğu bilinmektedir.
248 sayfa olduğu yazılıyor ama pdf baskısı sadece 56 sayfaydı.
şairin gençlik dönem şiirlerinin yer aldığı söylenebilir, ideolojisinin temelleri kendisi ya da örnek aldığı isimler tarafından atılmış ancak bu kitabında ideolojisi henüz o kadar güçlü değil.
öfkeli ve kabına sığmayan bir nazım hikmet var karşımızda, çünkü neredeyse her şiiri ünlem ile bitiyor.
gençliğin verdiği o sonsuz öz güven, karşı olduğu görüşe duyulan antipati, hınç, tarafını seçmiş olmanın verdiği kararlılık şiirlerinden okunuyor.
şiirleri çok güçlü bulmadım, bu benim hadsizliğimden değil de eseri yalnızca bir okuyucu olarak değerlendirme durumumdan kaynaklanıyor.
bazı şiirlerde argo sözcüklerin olmasını güzel bulmadım, bazı şiirler etkileyici, bazı dizeler ise komikti.
bir ideoloji etrafında şekillenen ve nazım hikmet'in kişisel duygularından ziyâde belirli bir kesime ya da topluma hitap eden şiirler olduğu görülmektedir.
sonraki dönemlerinde yazdığı kitapların daha güçlü olma nedeninin ise ise yaş alması, ideolojisini yansıtma biçiminde ustalaşması ve yaşadıklarının onda bıraktığı iz olma olasılığı yüksek gibi görünüyor. (bence)
birkaç dize bırakıp burada bitiriyorum.


devamını gör...