1.
asıl suret ve bahçedekiler
" ve bir sözle ölmüştüm aslında... "
1973 doğumlu türk şair, yazar ve öğretmen olduğu bilinen arzu demir imzalı 70 sayfalık eser; şiir türünde yer almakta iken 2014 yılında yayınlanmıştır.
şairin adını daha önce duyduğumu hatırlamıyorum, dolayısıyla adını duymamı sağlayan ve okuduğum ilk kitabı bu oldu.
benim için son derece farklı şiirlerdi,
bazı dizelerde donup kaldığımı söylemem mümkün, özellikle de;
" geç kaldın beni yıkamaya " dizesi çok ağırdı, son zamanlarda duyduğum en ağır sözlerdendi.
diğer şiirlerden bahsedecek olursam;
kopan ve kopması belki de mümkün olmayan bağları, kovulmayı ve hâtıraları, geçmişi ve bahçedekileri, yani kalp denen bahçeye gömdüklerini derinden hissettiriyor pek çok şiirinde, sevgisiz hissetmeyi, anımsamayı, geç kalmış değil ama geç kalınmış olmayı, ayrılıklardan geriye kalanları, kendine özgü bir şiirle, farklı bir cepheden yansıtıyor.
şairin yaşamın keskin zamanlarını kendine özgü bir şiirle ve his ile yansıtma biçimi bence iyiydi.
kopuşları, yıkımı, aşkı ve aşktan geriye kalanı hissettiren şiirlerdi.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bitiriyorum.

hatıralardan söz ediyorum
nesneye düşen canın
nasıl susturduğundan.
kaçamazdı kovulmanın kahrından.
ne kadar geçmiş varsa içimde saklı.
her yol başında
sokaklara üflediğim soluk
içinizden akıp geçen suskunluk
dönüp içimde biriken.
sayıklamak /
kendinden gitmeye cesaret hali.
ölüm bir isim versin bize.
öyle çok öldüm ki.
kusur mudur karanlığa yakalanmak
yüreğe en yakın yerinden?
vazgeçtiklerin senin olmaz, biliyorsun..
cehennem yüreğime doluyor
seni terk ederken..
yine ayrıldık
bir yalandan ayrılır gibi.
niye kör etmedin beni?
ve bir sözle ölmüştüm aslında...
tanınmaz olur, ayrılıktan geriye kalan.
aslım budur benim
el çekemem yanmaktan..
1973 doğumlu türk şair, yazar ve öğretmen olduğu bilinen arzu demir imzalı 70 sayfalık eser; şiir türünde yer almakta iken 2014 yılında yayınlanmıştır.
şairin adını daha önce duyduğumu hatırlamıyorum, dolayısıyla adını duymamı sağlayan ve okuduğum ilk kitabı bu oldu.
benim için son derece farklı şiirlerdi,
bazı dizelerde donup kaldığımı söylemem mümkün, özellikle de;
" geç kaldın beni yıkamaya " dizesi çok ağırdı, son zamanlarda duyduğum en ağır sözlerdendi.
diğer şiirlerden bahsedecek olursam;
kopan ve kopması belki de mümkün olmayan bağları, kovulmayı ve hâtıraları, geçmişi ve bahçedekileri, yani kalp denen bahçeye gömdüklerini derinden hissettiriyor pek çok şiirinde, sevgisiz hissetmeyi, anımsamayı, geç kalmış değil ama geç kalınmış olmayı, ayrılıklardan geriye kalanları, kendine özgü bir şiirle, farklı bir cepheden yansıtıyor.
şairin yaşamın keskin zamanlarını kendine özgü bir şiirle ve his ile yansıtma biçimi bence iyiydi.
kopuşları, yıkımı, aşkı ve aşktan geriye kalanı hissettiren şiirlerdi.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bitiriyorum.

hatıralardan söz ediyorum
nesneye düşen canın
nasıl susturduğundan.
kaçamazdı kovulmanın kahrından.
ne kadar geçmiş varsa içimde saklı.
her yol başında
sokaklara üflediğim soluk
içinizden akıp geçen suskunluk
dönüp içimde biriken.
sayıklamak /
kendinden gitmeye cesaret hali.
ölüm bir isim versin bize.
öyle çok öldüm ki.
kusur mudur karanlığa yakalanmak
yüreğe en yakın yerinden?
vazgeçtiklerin senin olmaz, biliyorsun..
cehennem yüreğime doluyor
seni terk ederken..
yine ayrıldık
bir yalandan ayrılır gibi.
niye kör etmedin beni?
ve bir sözle ölmüştüm aslında...
tanınmaz olur, ayrılıktan geriye kalan.
aslım budur benim
el çekemem yanmaktan..
devamını gör...




















