1.
tozlu raflar
" bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar.. "
kabuk adam
ali ihsan karabıçak tarafından çekilen kısa film; senaryosu birkaç kişi tarafından yazılmış iken 2016 yılında yayınlanmıştır.

yazıma aslı erdoğan kitaplarından en sevdiğim kabuk adam kitabından bir cümle ile başlamak istedim, çünkü kısa filmimizin konusuyla doğrudan ilgili ve oldukça haklı ve iyi bir sözdü, geçmişte kalan mutluluğu özlemek ve bir daha o kadar mutlu olamamak ne acı.
veryansınım bittiğine göre artık filmimize geçebilirim;
çocukluğu ve gençliği artık çok geride kalan bir adam çocukluğunu yeniden yaşamak arzusuyla uçurtma uçurmaya gidiyor, çocukluğu tarihin tozlu raflarında yerini almış, burada nostalji duygusu devreye giriyor.
nostalji; acı veren şimdiki zamanın inkârı demektir belki de,
bir yazar arkadaşımın tanımında gördüğüm bir sözdü bu, acı veren şimdiki zamanı inkâr etmek değil de nedir büyümek?
yaş almak, yaşlanmak...
konuyu sadece çocukluğu özlemek ile sınırlandırmak istemediğim için belki başka örnekler de verebilirim.
bazen en mutlu günlerimizin geçmişte kaldığına inanırız, bir daha asla o kadar mutlu olamayacağız gibi gelir, belki doğrudur bu, belki de sadece bir sanrıdır.
bir daha o kadar mutlu olamayacağımızı düşünüp şimdiki zamanı da hebâ ederiz geçmişte yaşayarak, geçmişte kalan mutluluğu özlemek yaşanılacak ya da yaşanan mutlulukları da görmemeye sebep olacaktır.
ve bir şey daha;
çocukluğunuza dair içinizde ukde kalan şeyleri şimdiki yaşınızda yaşamak istemeniz ayıp değildir, 30 yaşında da salıncağa binilebilir, 40 yaşında da uçurtma uçurulabilir.
bu dünyaya bir daha gelmemize imkân yok, içinizdeki çocuğun içinde ukde kalmasına izin vermeyiniz.
film hakkında yazacaklarım galiba bu kadar.
nostalji; " acı veren şimdiki zamanın inkârıdır ve bu inkâr edilemez...
kabuk adam
ali ihsan karabıçak tarafından çekilen kısa film; senaryosu birkaç kişi tarafından yazılmış iken 2016 yılında yayınlanmıştır.

yazıma aslı erdoğan kitaplarından en sevdiğim kabuk adam kitabından bir cümle ile başlamak istedim, çünkü kısa filmimizin konusuyla doğrudan ilgili ve oldukça haklı ve iyi bir sözdü, geçmişte kalan mutluluğu özlemek ve bir daha o kadar mutlu olamamak ne acı.
veryansınım bittiğine göre artık filmimize geçebilirim;
çocukluğu ve gençliği artık çok geride kalan bir adam çocukluğunu yeniden yaşamak arzusuyla uçurtma uçurmaya gidiyor, çocukluğu tarihin tozlu raflarında yerini almış, burada nostalji duygusu devreye giriyor.
nostalji; acı veren şimdiki zamanın inkârı demektir belki de,
bir yazar arkadaşımın tanımında gördüğüm bir sözdü bu, acı veren şimdiki zamanı inkâr etmek değil de nedir büyümek?
yaş almak, yaşlanmak...
konuyu sadece çocukluğu özlemek ile sınırlandırmak istemediğim için belki başka örnekler de verebilirim.
bazen en mutlu günlerimizin geçmişte kaldığına inanırız, bir daha asla o kadar mutlu olamayacağız gibi gelir, belki doğrudur bu, belki de sadece bir sanrıdır.
bir daha o kadar mutlu olamayacağımızı düşünüp şimdiki zamanı da hebâ ederiz geçmişte yaşayarak, geçmişte kalan mutluluğu özlemek yaşanılacak ya da yaşanan mutlulukları da görmemeye sebep olacaktır.
ve bir şey daha;
çocukluğunuza dair içinizde ukde kalan şeyleri şimdiki yaşınızda yaşamak istemeniz ayıp değildir, 30 yaşında da salıncağa binilebilir, 40 yaşında da uçurtma uçurulabilir.
bu dünyaya bir daha gelmemize imkân yok, içinizdeki çocuğun içinde ukde kalmasına izin vermeyiniz.
film hakkında yazacaklarım galiba bu kadar.
nostalji; " acı veren şimdiki zamanın inkârıdır ve bu inkâr edilemez...
devamını gör...