1.
makas eller
senaryosu tim burton ile caroline thompson tarafından yazılan ve tim burton tarafından yönetilen, abd yapımlı film; özgün adı edward scissorhands olan filmimiz 1990 yılı yapımlıdır.
kar neden yağar? sorusuna masalsı bir cevap niteliğinde olan filmdir.
yalnızlığı anlatan en hüzünlü filmlerden biriydi.

başrolde johnny depp, winona ryder, dianne wiest, alan arkin, anthony michael hall, vincent price gibi oyuncular yer almaktadır.
uyumak üzere olan küçük bir kız çocuğunun büyükannesine karın neden yağdığını sorması ve büyükannesinin anlatmaya karar vermesi ile filmimiz başlar...
oldukça yaşlı ve belki de yakında hayatta olmayacak olan bir mucit tarafından tasarlanan edward adında ve elleri makas olan bir adamın öyküsü anlatılır.
sıradışı olanın dış dünyaya ve kendine yabancılığı, toplum tarafından kabul görmenin koşulları, yalnızlık, filmin başlıca temalarındandır denilebilir, herkesten farklı olanın daimi yalnızlığını oldukça dokunaklı bir hikâye ile anlatmaktadır tim burton.
edward ellerine kavuşacağı gün hazin bir sonla karşılaşır ve ellerine kavuşamaz, bir kalede yapayalnız yaşamakta, kimseye benzememekte, gerçeklik algısı diğer insanlarınki gibi değildir.
bir gün avon temsilcisi ve orta yaşlarında bir kadın olan peg ürünlerini satmak için kapı kapı dolaşmaya çıkmıştır, kimse ondan ürün almaz, ama herkes onu tanır, arabasına binip pes ettiği sırada dikiz aynasından kaleyi görür, kaleye gitmeye karar verir, orada edward ile tanışır ve onun koruyucusu olur, evine götürür, ailesi de zamanla ona ısınacaktır.
edward elleri makas olduğu için bazı konularda çok şanslı, bazı konularda hiç şansı yoktur, saç kesme ve botanik işlerinde iyidir ama ellerinden dolayı yemek yemesi çok zordur, insanlara zarar vermeden dokunması da neredeyse imkânsızdır...
peg'in komşuları tarafından bir maskot haline getirilir, herkesin ilgi odağıdır, işlerine geldiği müddetçe edward'dan iyisi yoktur.
peg'in kızı kim ve erkek arkadaşı jim'in edward'a tuzak kurmaları ile film devam eder, paraya gereksinimi olan edward'ın hırsızlık yaptığını sanırlar, hapse atılmaktan ise "sakat olduğu " gerekçesiyle kurtulur.
herkesin gözbebeği edward bir anda herkesin korktuğu, tehlikeli addettiği, uzak durulası, iblisten hallice, artık kalesine dönmesi gereken bir varlık haline gelir, menfaatleri doğrultusunda seviyor gibi yaptıkları bu yarı şövalyeyi artık sevmezler, onu gerçekten seven tek bir kişi vardır artık, kaldığı ev sahibinin genç kızı kim...
edward'ın başına gelen tatsız olaylar ve uğradığı haksızlıklar ile filmimiz sona doğru yaklaşır, haksızlığa uğrasa bile sevginin ve aşkın ne demek olduğunu bir kez olsun kim sayesinde tatmıştır.
büyükanne ve torunu ise artık bu hikâyenin sonlarına doğru yaklaşır...
film hakkında kişisel fikirlerime geçmem gerekirse;
konusu oldukça etkileyici bir filmdi,
tim burton bu filmi henüz 32 yaşında iken çekmiş ve 32 yaşında birinin yalnızlığı bu denli etkili bir hikâyeyle aktarması da kolay bir iş değildir bence.
johnny depp oldukça hüzünlü ve zorlu bir oyunculuk performansı sergilemiştir, o makaslarla ve kostümle oyunculuk yapmak kolay bir şey değildir, 27 yaşında sergilediği bu oyunculuk onun gelecekte çok iyi bir oyuncu olacağının habercisi niteliğindedir.
peg rolünün karakter değişimi de önemlidir, başlarda çok sevdiği bu makas eller, bilmeden onun oğluna zarar verdiğinde artık kurtardığı bu adamı sevmeyecektir.
kim, başlarda edward'dan nefret etse de ona ne kadar haksızlık ettiğini zamanla anlayacaktır.
johnny depp'in kırılgan gülümseyişinin olduğu sahneler ise hüzün doludur, son sahnelerdeki oyunculuğu ise mükemmeldir.
her şeyiyle duygu yüklü ve ders çıkarılası, izlenesi, oldukça iyi bir filmdi, artık her kar yağdığında bu filmi ve kar sahnelerini anımsayacağım... ^^
edward'ın bir köpeğin saçını kestikten sonra köpeğin onu bırakıp gittiği sahne oldukça komikti, körün gözü açıldığında ilk kırdığı şey bastonu olur, sözünü hatırlatan bir sahneydi.
bu hikâyeyi anlatan büyükanne galiba hikâyenin baş kahramanlarından olan kim'di, ondan sonra yeni bir hayat kurdu ve torununa anlattığı bu hikâye bizzat kendisinindi, uğruna kar yağdırılan kendisiydi...
+ hoşça kal..
- seni seviyorum...
kar neden yağar? sorusuna masalsı bir cevap niteliğinde olan filmdir.
yalnızlığı anlatan en hüzünlü filmlerden biriydi.

başrolde johnny depp, winona ryder, dianne wiest, alan arkin, anthony michael hall, vincent price gibi oyuncular yer almaktadır.
uyumak üzere olan küçük bir kız çocuğunun büyükannesine karın neden yağdığını sorması ve büyükannesinin anlatmaya karar vermesi ile filmimiz başlar...
oldukça yaşlı ve belki de yakında hayatta olmayacak olan bir mucit tarafından tasarlanan edward adında ve elleri makas olan bir adamın öyküsü anlatılır.
sıradışı olanın dış dünyaya ve kendine yabancılığı, toplum tarafından kabul görmenin koşulları, yalnızlık, filmin başlıca temalarındandır denilebilir, herkesten farklı olanın daimi yalnızlığını oldukça dokunaklı bir hikâye ile anlatmaktadır tim burton.
edward ellerine kavuşacağı gün hazin bir sonla karşılaşır ve ellerine kavuşamaz, bir kalede yapayalnız yaşamakta, kimseye benzememekte, gerçeklik algısı diğer insanlarınki gibi değildir.
bir gün avon temsilcisi ve orta yaşlarında bir kadın olan peg ürünlerini satmak için kapı kapı dolaşmaya çıkmıştır, kimse ondan ürün almaz, ama herkes onu tanır, arabasına binip pes ettiği sırada dikiz aynasından kaleyi görür, kaleye gitmeye karar verir, orada edward ile tanışır ve onun koruyucusu olur, evine götürür, ailesi de zamanla ona ısınacaktır.
edward elleri makas olduğu için bazı konularda çok şanslı, bazı konularda hiç şansı yoktur, saç kesme ve botanik işlerinde iyidir ama ellerinden dolayı yemek yemesi çok zordur, insanlara zarar vermeden dokunması da neredeyse imkânsızdır...
peg'in komşuları tarafından bir maskot haline getirilir, herkesin ilgi odağıdır, işlerine geldiği müddetçe edward'dan iyisi yoktur.
peg'in kızı kim ve erkek arkadaşı jim'in edward'a tuzak kurmaları ile film devam eder, paraya gereksinimi olan edward'ın hırsızlık yaptığını sanırlar, hapse atılmaktan ise "sakat olduğu " gerekçesiyle kurtulur.
herkesin gözbebeği edward bir anda herkesin korktuğu, tehlikeli addettiği, uzak durulası, iblisten hallice, artık kalesine dönmesi gereken bir varlık haline gelir, menfaatleri doğrultusunda seviyor gibi yaptıkları bu yarı şövalyeyi artık sevmezler, onu gerçekten seven tek bir kişi vardır artık, kaldığı ev sahibinin genç kızı kim...
edward'ın başına gelen tatsız olaylar ve uğradığı haksızlıklar ile filmimiz sona doğru yaklaşır, haksızlığa uğrasa bile sevginin ve aşkın ne demek olduğunu bir kez olsun kim sayesinde tatmıştır.
büyükanne ve torunu ise artık bu hikâyenin sonlarına doğru yaklaşır...
film hakkında kişisel fikirlerime geçmem gerekirse;
konusu oldukça etkileyici bir filmdi,
tim burton bu filmi henüz 32 yaşında iken çekmiş ve 32 yaşında birinin yalnızlığı bu denli etkili bir hikâyeyle aktarması da kolay bir iş değildir bence.
johnny depp oldukça hüzünlü ve zorlu bir oyunculuk performansı sergilemiştir, o makaslarla ve kostümle oyunculuk yapmak kolay bir şey değildir, 27 yaşında sergilediği bu oyunculuk onun gelecekte çok iyi bir oyuncu olacağının habercisi niteliğindedir.
peg rolünün karakter değişimi de önemlidir, başlarda çok sevdiği bu makas eller, bilmeden onun oğluna zarar verdiğinde artık kurtardığı bu adamı sevmeyecektir.
kim, başlarda edward'dan nefret etse de ona ne kadar haksızlık ettiğini zamanla anlayacaktır.
johnny depp'in kırılgan gülümseyişinin olduğu sahneler ise hüzün doludur, son sahnelerdeki oyunculuğu ise mükemmeldir.
her şeyiyle duygu yüklü ve ders çıkarılası, izlenesi, oldukça iyi bir filmdi, artık her kar yağdığında bu filmi ve kar sahnelerini anımsayacağım... ^^
edward'ın bir köpeğin saçını kestikten sonra köpeğin onu bırakıp gittiği sahne oldukça komikti, körün gözü açıldığında ilk kırdığı şey bastonu olur, sözünü hatırlatan bir sahneydi.
bu hikâyeyi anlatan büyükanne galiba hikâyenin baş kahramanlarından olan kim'di, ondan sonra yeni bir hayat kurdu ve torununa anlattığı bu hikâye bizzat kendisinindi, uğruna kar yağdırılan kendisiydi...
+ hoşça kal..
- seni seviyorum...
devamını gör...



















