acaba olacak mı denilen an

belirsiz bir dinginlik haline girilen andır.
bir dönüm noktasının eşiği de olabilir, karanlığa fırlatılan bir taşta.
çok mühim bir meselede olabilir, alelade bir hadisede.
muhtemelen bir çok hamlenin geride bırakıldığı bir oyunun sonlarına doğru gelinmiştir ve ortaya koyulan onca yatırımın, özverinin, stratejinin, belki umutların sonuç verip vermeyeceği düşünülürken söylenmiştir.
bir yanda başarıya inanç vardır, diğer yanda ise tecrübe ile sabitlenmiş hayal kırıklıkları.
bu yüzden böyle bir laf sarf eder insan. acaba olacak mı diye sorar kendine. belki de kendinden gayri her şeye ve herkese.
saf bir meraktır aslında.
eğer olur ise, gerçekten oldu mu diye sorulan an gelir. gelir çünkü hayal kırıklığı öğrenilmiştir bir kere. belki de alışkanlık olmuştur.
olmaz ise zaten bir parça daha eksiltir. belki biraz az, belki biraz fazla.

kasım ayının 22'si öğlen saat onüç gibi son beş yılımı verdiğim ve çalıştığım sınavın sonucunu aldım. sonucu görünce dilimi yutmuştum. çünki kazanmıştım ve artık olmuştu.

2023'te güzel ülkem bir kez olsun şöyle koca koca, ağız dolusu gülecek mi acaba? bütün kirlerden arınıp, yepyeni bir hayata gözlerini açacak mı acaba? nolursun, olsun artık, olsun...

mülakattan sonraki andır.

(bkz: lovren'in olimpiyat'ta penaltı kullanmak için topun başına geçtiği an)