ahirette organların dile gelmesi

rahmetli anneannemin anlattığı buhranlı hikaye.

göz konuşacakmış. harama baktın diyecekmiş. kollar mollar her yerden minik ağızlar çıkacak. eski sevgilinin memesi dile gelecek belki. bu senden sonra hemen başkasına yalattı diyecek. saklı gizli kalmayacak bunu bilin istiyorum.

kaçamayacaksınız pislik atayizler. ayaklar konuşacak. ben yürümek için yaratıldım ama yaladılar beni diyecek. burnumu durduramayacağım belki. ne kadar haram şey koklamışım düşündüm de. sigarayı azalttığımdan beri daha iyi koku alıyorum. o haram kokular burnumda dolaşıyor. orta parmağımdan ağız çıkacak. yerin dibine geçeceğim söylediklerinden sonra. tüm bunlar kabus gibi ve korkutucu. hep iyi şeyler yapmak istiyorum organlarımla. yaşlı kadınları karşıdan karşıya geçirmek falan. çiçek koklamak istiyorum.

suphanallah. korkmaya başladım. acaba hangi organlarımız?

gözümü kapattığımda zihnimde bütün organlarımın üstünde ağız oluşması şeklinde görüntülere sebep olan mesele. mabadıyla konuşmayı becerebilenler için alışmak bir nebze daha kolay olacaktır ağız dışında bir yerlerinin konuşması.

sünnetli penisin neler diyeceğini merak ettiğim hede.

ya şimdi konuş ya da ebediyete kadar sus denilesi organların densizliği.

insanların gözleri şahitlik yapacak ''bu beni kullanarak şuna şunlara baktı'' diye
insanların elleri şahitlik yapacak ''bu beni kullanarak şunu çaldı'' diye
insanların ayakları , bacakları şahitlik yapacak ''bu beni kullanarak şöyle yerlere , mekanlara gitti'' diye.
insanların dili şahitlik yapacak ''bu beni kullanarak şu sözleri sarf etti'' diye.
insanların ağzı şahitlik yapacak ''bu beni kullanarak haram besinleri midesine indirdi'' diye.

bu tanımıma ''hikaye anlatma'' diyen bir iç ses eşliğinde gülüp geçenler olacaktır. ama bu gerçekleri asla ve asla değiştirmez. ve mahşerde yanıldıklarını anladıklarında da iş işten çoktan geçmiş olacak.

eğer ki ahiret varsa ve orada organlarım konuşursa tepeden tırnağa benden şikayet ederlerdi .d
ama iyi bakmaya çalışıyorum şu sıralar umarım kızmazlar banaa ?.

karaciğer konuşursa kötü. ama o da büyük ihtimal ne dediği anlaşılmayacak şekilde konuşur.

arkasından konuştuklarımız yetmiyor bir de kendi organlarımız bize baş kaldırıyor. düşman uzakta değil, düşman içeride.

buz gibi gerçektir:

﴾20﴿ nihayet oraya geldiklerinde vaktiyle yaptıklarından dolayı kulakları, gözleri ve derileri onların aleyhine şahitlik eder.

﴾21﴿ derilerine, “niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?” diye sorarlar. “her şeyi konuşturan allah bizi de konuşturdu” derler. ilk önce sizi o yarattı, şimdi de yine o’na dönüyorsunuz.

﴾22﴿ vaktiyle siz, ne kulaklarınızın ne gözlerinizin ne de derilerinizin aleyhinizde şahitlik etmesinden sakınıyordunuz; üstelik yaptıklarınızın çoğunu allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.

﴾23﴿ işte rabbiniz hakkında taşıdığınız bu kanaatiniz sizi mahvetti, sonunda kaybedenlerden oldunuz.

-fussilet suresi-

nasırlı eller isyan edecek.

sanırım kalp anlatmaya başlayınca diğer organlar derdini seveyim demekten kendini alikoyamayacak.

organlar dile gelecekse dil neye gelecek ?