akp'nin açılım sürecini kendisi başlatmamış gibi milliyetçi takılması

iki durum arasındaki ikircikliğe akıl sır erdirememiş kişi gözlemi.
sanırım başlık daha önceden açılmış ancak ilk tanımı göremiyorum. açıkçası bu konu hakkında yazarların fikirlerini merak etmiyor değilim.

15 temmuzdan sonra akp, çözüm süreci döneminde ayaklar altına aldığı milliyetçiliği tekrar ön plana sürmüştü. hatta milliyetçilik öyle bir ayaklar altına alındı ki, o zamanlar muhalif olan mhp, çözüm sürecini baltalama ihtimaline karşın sürekli baskılandı. şivan perver'ler barzaniler diyarbakır'da türküler söyledi, arınç beyefendi ağlaya ağlaya seyretti, sonra çözüm süreci rafa kalktı. özellikle hdp'nin siyasi arenada iktidarı rahatsız etmesi, çözüm süreci yerine, pkk üzerinden kürt siyasetini baskılama dönemini açtı. pkk'yla masaya oturan iktidar, her gün "500 tane öldü" "200 tane etkisiz hale" geldi diye sayılar açıklamaya başladı. hatta bence süleyman soylu, milliyetçiliğin pompalanmasında güçlü bir figür olması için öne sürüldü ve peker olmasa belki mhp'nin başına bile geçebilirdi. şimdi ise kendi milliyetinden olan vatandaşları sokakta aç gezerken, özünde dönüp ümmetini beslemekle meşgul olan bir parti, ne kadar milliyetçi takılabilir veya takılsa da ne kadar inandırıcı olabilir, ayrı bir tartışma konusu.