milliyetçi hareket partisi kurucu genel başkanı. cumhuriyetçi köylü millet partisi ile başladığı siyasi hayatı mhp ile özdeşleşmiştir. başbuğ olarak anılır. kıbrıs lefkoşa doğumludur ailesi osmanlı zamanı kıbrıs'a sürülen pınarbaşı avşarlarındandır.
devamını gör...
4 nisan 1997 tarihinde vefat eden eski mhp genel başkanı.
devamını gör...
hıncal uluç'un yazılarında aslan amcam diye bahsettiği politikacı.
devamını gör...
türk subay ve siyasetçi ,ruhu şad olsun
devamını gör...
hüseyin feyzullah'dır.
devamını gör...
darbe akşamı abd büyükelçiliğinden tankla para istediği söylenir...ne kadar doğru bilmem...
devamını gör...
türkün son başbuğu.
devamını gör...
ittihat ve terakki için "10 yılda devleti çökerttiler, komitacı olmak devlet adamı olmak değildir" diyen lider. ruhu şad olsun.

devamını gör...
1960 darbesinin başbuğu; amerika birleşik devletleri'nde eğitim alan şerefli türk subayı; daha sonraları abdullah öcalan'ın da müdavimi olduğu komünizmle mücadele derneğinin üyelerinden korkusuz türk milliyetçisi; emrindeki milliyetçiler ile solcular birbirlerini kırarken oğlunu kumarhanelerde güven altına alan sevgi dolu bir baba; 1980 darbesinde solcuların kitlesel başkaldırış ihtimaline karşı paramiliter güç olarak kullanılmaya hazır olarak bekletilen, solculardan ses seda çıkmayınca bütün diğer siyasi liderlerden yaklaşık bir hafta sonra gözaltına alınan politik yetenek.
devamını gör...
doğrudan türk milliyetçiği üzerine bir siyasi yaşam teşkil eden, bu minvalde çeşitli partiler kuran ve türkiye cumhuriyeti devletinde kurulan çeşitli hükümetlerde görev almış sağ tabanlı bir türk büyüğümüzdür...rahmetli türkeş, asker kökenli olmakla birlikte maalesef 1960 yılındaki o haksız kanlı darbede radyoda bildiriyi okuyan subaydır..askeri cuntanın başı orgenaral cemal gürsel ile darbeden sonra bazı cuntacı hamleleri kabul etmeyip ters düşerek sürgüne tabi tutulmuştur...siyasi çalışmalardan hiç vazgeçmemiş, memleketin iyiğili refahı ve bölünmez bütünlüğü için büyük bir mücadele vermiştir.

seveni kadar sevmeyeni de çoktur. yazdığı 9 ışık adlı eserinde ülkücülük olarak bilinen temel doktrinlerini anlatmış, temel felsefi ve türklük bilinci ilkelerini ortaya koymuştur...bugünkü milliyetçi hareket partisi'nin kurucu lideri olarak, türk milliyetçiği hareketinin başbuğu olarak bilinmektedir...allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
devamını gör...
türkçe ezandan yana, arapça ezana karşı biriydi. röportajında bunu açıkça belirtiyor.


– kıbrıs’ta lefkoşe’de doğdum. 15 yaşına kadar bu şehirde kaldım. sonra türkiyeye geldim.
babam lefkoşe’de tuhafiyeci idi. benim müdahalem olmadan hayatımızın tabii akışı devam etseydi, ölümünden sonra babamın mağazasına tevarüs edecek, şimdi ben de lefkoşe’de o kumaş toplarıyla dolu mağazada tezgah başında oturacaktım. fakat ben bu işi yapamazdım. asker olmak istiyordum. ailemde büyük babamın babasından başka asker bulunmadığı halde öyle anlıyordum ki, türkiye’ye gidemezsem, asker olamazsam bütün hayatım kırılacaktı. babam ve annem zehra (elyevm hayatta 79 yaşında ve yanında) benim bu önüne geçilmez arzuma bir türlü akıl erdiremiyorlardı. ticaretin sakin ve rahat yaşayışı dururken askerliğin fırtınaları neye? nihayet başka çare bulamayınca işi tehdide döktüm.

– eğer beni türkiye’ye yollamazsanız en yakın limana gider, bir yelkenliye atlar ve kaçarım.

onlarda dediğimi yapacağım kanaatini uyandırmış olmalıyım ki istanbula gelmek istemedikleri halde sonunda hicrete mecbur oldular. satıp savdık, kalktık geldik. kuleliye girdim. harbiyeye geçtim ve 1938 de asteğmen olarak orduya katıldım. sevdiğim iki şey vardı: askerlik, edebiyat. pek küçük yaştan beri şiir yazarım. kulelide talebe iken de yazdım. harbiye’nin ilk sınıflarında da… (daha çok sonraları da, yazdığını askerlik aşkı ona vefa gösterdiği halde şiir ve edebiyat aşkının kendisine ihanet ettiğini biraz sonra anlıyacaksınız.) bu şiir ve edebiyat sevgisi bana okuma zevkini aşıladı. öyle ki okumak bende vazgeçilmez bir iptila olarak yerleşti kaldı. bugün kitap okumadan geçirdiğim tek günüm yoktur. her gece dört saat, beş saat okurum. şiir, roman, içtimai, felsefi eserler. en çok da tarih. türk ve osmanlı tarihi. hemen bütün dergileri takip ederim. tabii ayrıca askerliğe ait eserler ve dergiler. ingilizce bildiğim için okuduklarım arasında ingiliz ve amerikan eserleri ve dergileri de vardır.

işte 24 senem bu şekilde bir yandan okumak, bir yandan vazifem icabı bütün memleketi dolaşmakla geçti. bilhassa orta anadolu bölgesinde çok bulundum.


– bu 24 senelik incelemenin neticesi üzerinde bir an duralım. sizce bugünkü türkiye’nin en büyük meselesi nedir ?

– maarif meselesi. yurdumuzun bugünkü düşkünlüğüne sebep bu davayı halledemeyişimizdir. bence maarifte kalkınmıyan bir memlekette hiç bir şey olamaz, hatta ekonomik kalkınma da olamaz.

– düşüncenize göre bunun hal çaresi nedir?

– devletçe, milletçe elde edebildiğimiz bütün vasıtalarla halkın okutulmasına, aydınlatılmasına çalışmamız. mekteplerle, konferanslarla, neşriyatla halkın ayağına gitmemiz ve onu uyandırmamız. alim din adamları yetiştirmek, şu garptaki laboratuarlarda çalışan papazlar gibi din adamları yetiştirmek ve onların yardımını da sağlamak. mesela amerika’da vaktiyle bu işin tecrübeleri çok yapılmıştır.

– kapatılan köy enstitüleri bu davanın halli için çare değil mi idi?

– prensip iyiydi. fakat kullanılan usuller sakattı. enstitülere sol cereyanların sızması işaret ettiğim sakatlığa sebep oldu.

– demek enstitüleri kapatmak değil, ıslah etmek lazımdı.

– şüphe yok.

– ya halkevleri, daha eskiye gidersek türkocakları?

– halkevleri, açık bulundukları devirde faydalı olmakla beraber tam beklenileni veremediler. politika cereyanlarına karıştılar. bir nevi mebusluk fideliği oldular. türk ocaklarına gelince biraz evvel hamdullah suphi bey buradaydı. türk ocaklarının takviye ve inkişafına çalışılmasını istiyor. bence bu ocaklar da ömürlerini tamamlamışlardır. şimdi biz bunların yerine halkı aydınlatmak üzere kültür ocakları kurmak istiyoruz. politika cereyanlarından tamamen uzak kültür ocakları..


– atatürk inkılâpları onun ölümünden sonra yerlerinde saymamış olsalardı, belki de bu dâvayı şimdiye kadar halletmiş olacaktık.

– atatürk inkılâpları yerlerinde saymadılar, gerilediler. din, kıyafet ve en mühimmi zihniyet sahasında gerilediler.

– kıyafet derken türk kadınını o utanılacak kılığa sokan çarşafı kastediyorsunuz değil mi?

sualime bir sualle mukabele etti:
– son zamanlarda anadoluyu hiç dolaştınız mı? çarşafın nasıl kapkara bir yangın halinde bütün yurdu sardığını gördünüz mü?

– inkılâplar mevzuunda yalnız din, kıyafet ve zihniyette mi geriledik?

– hayır türkçecilikte de… türkçecilik bu millete atatürk’ün en büyük en faydalı hediyelerinden biri idi. evvelâ ezanı arapça okutmakla buna ihanete başladılar.

– ya kur’an’ın türkçeleştirilmesi teşebbüsleri? sabıkların baltaladıkları bu teşebbüslere taraftar mısınız?

– mutlaka… türk camiinde türkçe kur’an okunur. arapça değil.

– politikacıların dini istismar edenlere taviz vermelerinin bu millete büyük zararlar getirdiğine kanisiniz değil mi?

– şüphesiz… tarih boyunca bu böyle oldu. son devirde ise her iki parti de aynı şekilde taviz yolunu tuttular.



– atatürk'ü çok seversiniz değil mi?

– pek çok. atatürk yakın tarihimizde en fazla hayran olduğum şahsiyettir.

– ya sevdiğiniz daha eski türk büyükleri?

– hatalı tarafları olmakla beraber meselâ fatih, meselâ yavuz, meselâ yıkıcılığını tasvip etmediğim timur.

– 27 mayıs ihtilâlinde atatürk'ün rolü?

– 27 mayıs hareketi atatürk ruhunun yeniden şahlanmasıdır.



– 27 mayıs hareketi hakkında bütün düşündüklerinizi anlamak isterdim.

– açık konuşalım: bizim hürriyet mücadelemiz yeni değil. bu mücadelenin tarihi üçüncü selimden başlar, muhtelif merhaleler katederek zamanımıza kadar gelir. ikinci mahmut devri, tanzimat, sonra birinci meşrutiyet, namık kemâl’ler devresi, ikinci meşrutiyet, arkasından cumhuriyet, arkasından demokratik rejim… bu merhalelerin hepsi kısa süren devrelerdir. hepsinde de kazandıklarımızı kaybetmişizdir. hepsinde de devlet biraz daha zayıflamıştır. bizden yarım asır sonra hürriyet mücadelesine girişen memleketler kırk, elli sene içinde muvaffak olmuşlar, fakat biz bunu bir türlü becerememişizdir.

meselâ finlandiya, meselâ japonya. bizde her defasında başa geçen siyaset adamları türlü maskeler altında saklanmasını bilerek hürriyeti şeklen muhafaza etmekle beraber esasta ortadan kaldırma çarelerini bulmuşlar, şeklen verilen hürriyetin kâfi olduğunu düşünüp milleti ilerlediği merhaleden geri atmışlardır. bu millete en lâzım olan şeyler, hayatın her safhasında, siyasette, ilimde ve diğer şubelerde hakkı söylemek, riyadan uzaklaşmak, hakikatten korkmamak, daima onu müdafaa etmek iken dün de bugün de bunu yapamamışızdır. yapamadığımız için bir takım şarlatanların, bir takım bozguncuların, bir takım kendi menfaatlerine karşı her şeyi satan midecilerin türemesine yarıyan vasat daima ortada kalmıştır.

– ya hürriyet için yapılan son ihtilâl? milletin sizi tasvip edeceğini biliyordunuz değil mi?

– doğrusu bunu tahmin ettik, fakat hesaplarımızı daima objektif, katı esaslara dayamak itiyadını elden bırakmadık. gördüklerimiz, dinlediklerimiz bizi daima üzüyor ve daima böyle bir şey olabileceğini hatıra getiriyordu. 27 mayıs hareketi daha 1957 de olabilirdi. fakat doğrusu başka herhangi bir memlekette benziyeceğimiz düşüncesi bize tiksinti veriyordu. onun için böyle bir harekete girişmek üzere, son dakikayı bütün ümitlerin ortadan kalkmasını bekledik.


– bugün için sizleri, yani milli birlik komitesini en çok üzen şey nedir?

– lüzumu derecesinde anlaşılamamak. herkes ideolojisine, kafasındaki fikirlere, temayüllerine göre bizi kendinden saymak istiyor. memlekete iyi hizmet için yapılan işlerin ve yapanların iyi anlaşılması lâzımdır.


– insan gençliğinde tekâmül yolunda iken birçok fikir cereyanlarına kapılabilir. sonraları bunlardan vazgeçebilir. bu, kaçınılmaz bir olaydır. sizin hayatınızda da böyle bir safha olduğunu söylüyorlar.

– hayatımda takip etmekten bugün pişmanlık duyduğum hiçbir fikir cereyanı yoktur. gençliğimin ilk zamanlarından beri milliyetçi, halkçı ve hakikatçı olarak yaşadım. 1944 de dergilerde neşrettiğim bazı şiirler yüzünden beni turancılık suçu ile tevkif ettiler. fakat aynı devirde türk mahkemeleri tarafından suçsuzluğum tespit olundu beraat ettim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
fikirsel olarak iyi biri denebilir, fakat geleneğe saplanıp kalmış ortodoks biri aynı zamanda. enver paşa gibi.
devamını gör...
kadir mısıroğlu ile olan ahbaplığı da ilginçtir mesela, bi de ordan bakmak lazım..
devamını gör...
mezarı ankara'da olan parti başkanı.
devamını gör...
"muhterem arkadaşlarım, dava adamları o davanın şartlarını ve gereklerini kendi kişiliklerinde yaşamazlarsa o davayı bir adım ileri götüremezler. önemle hatırlatmak isterim ki, türk milleti omuzlarında yalnız kendi kaderini değil, insanlığın da kaderini taşımaktadır. çünkü türk milleti insanlığa iyiliği salık vermek, kötülükten vazgeçirmek için yaratılmıştır. buna en büyük şahit tarihtir. ne yazıkki insanlığa ışık tutan büyük türk milleti başka milletleri taklit ve kopya etmekten milli varlığında büyük yaraların açılmasına sebep olmuştur. en geniş anlamda türk milletine çağrımız şudur;

ey büyük türk milleti, kendine dön!..." --- mhp 10. genel kongresi kapanış konuşması..

".......her ferdin mülk sahibi olabilmesi, üretim araçlarının inşasına, dolayısıyla sermaye birikimine katılmasıyla mümkündür. sermaye birikiminin ilk şartı tasarruftur. kapitalist ve marksist ülkelerde bu tasarruf millete yaptırıldığı halde meydana gelen üretim araçlarının mülkiyeti sistem icabı - birkaç patrona- veya komünist parti bürokrasisine verilmektedir. dokuz ışıkçı sistemde ise, üretim araçlarının mülkiyeti , tasarrufu yapana verilecektir. bu suretle her türlü - hırsızlık - ve sömürü önlenecek, türk'ün türk'ü soymasına müsade edilmeyeceği gibi , türk olmayanların soygunlarına ise asla müsade edilmeyecektir. herkes alın terine, , emeğinin ürününe sahip olacaktır. böylece çok kısa bir süre içinde milli bir kalkınma sağlanacak, herkes milli gelirden gerçek payını alabileceği için milli sosyal adalette sağlanacaktır."

---- milli doktrin 9 ışık kitabı, dokuz ışıkçı dünya görüşü bölümü----

4 nisan 1997 yılında hakk'ın rahmetine koşan başbuğ alparslan türkeş'in vefatının yıldönümü vesilesiyle kendisini bir kez daha rahmetle, saygıyla ve sevgiyle anıyorum...ruhu şad, mekanı cennet olsun.

başuğlar ölmez...!
devamını gör...
4 nisan 1997 yılında vefat etmiş siyasetçi.
devamını gör...
hayatındaki en büyük başarısı anadolu da milliyetçiliği yaymaktır. muhtemelen onu yapmasaydı türkiye daha fazla ümmetçi ve arap milliyetçisi bir ülke olacaktı. bunun dışındaki icraatları fiyaskodur. özellikle darbe bildirisini okuyup destek vermesiyle bilinir. komando kampları kurup ülkücü yetiştirmesiyle de ünlü bir tiptir. türk-islam sentezi ideolojisinin önde gelen isimlerindendir. atatürkçü falan değildir. kendisi tipik ümmetçi ve milliyetçidir. aynı zamanda azılı bir sol düşmanıydı. kendisinin zamanında işlenen pek çok cinayet ve faili mechulun arkasında türkeş gibi ırkçıların payı çok büyüktür.
devamını gör...
garip gelebilir ama kadir mısıroğlu ile yakın arkadaştır.
devamını gör...
arap milliyetçisi ve ırkçıdır. bunların eline kalsaydı ülkedeki bütün sol görüşlüleri ve kürtleri öldürürdüler.
devamını gör...
başbuğ atatürk gibi bir türk komutanıdır. onu anlamak için türk ve müslüman olmakta yetmez 1940'lardan itibaren tarihi olayları kendi koşulları içerisinde iyi incelemek gerekir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"alparslan türkeş" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim