artık bütün kadınların birbirine benzemesi

sokakta,tv'de,çarşıda,pazarda, halihazırda bu ve benzeri platformlarda dikkat çeken mevzu.

önceden her kadının birbirinden farklı bir yüz tipi, makyajı, giyim tarzı falan vardı. şimdi tiplere bakıyorum torna üsulü. tek tip.

hani sizi kalıba sokamazdı bu ataerkil düzen?

topuzunuza sıkın bence.

herkes çok güzel olursa güzel demenin anlamı olur mu?

aslında bir de şu açıdan baktım şimdi.
herkes eşitlense dış görünüş olarak yani bir fabrikada aynı önlüğü giyiyor herkes gibi düşünelim.
sonracıma bu fabrikada aynı önlüklü kişilerin nesine kıymet verilirdi? tabii ki iş ahlakına, zekasına ve de verimli çalışmasına. e o zaman bu durumda tüm kadınlar birbirine benzerse estetik operasyonunan eşitlenecek kadınlar ve kadınların neresine bakılacak???? eeeveeeettttt aklına, fikrine, zikrine bir de kalbine. ne kadar güzel bir dünyaya evriliyormuşuz da haberimiz yokmuş dedim bak şimdi kendi kendime.

ama her yerine estetik yapmakla uğraşan gızlarımız neyi ihmal ediyor? içeriyi tabii bildin aferin.

eyvah kötü son oldu şu an bunu ben de beklemiyordum. ay böyle olunca da içi dışı fos bir nesil çıkıyor ortaya ben kaçtım kapat kapat.

yani diyorsun ki tavuk döner gibi oldular.
eskiden pilav üstü, porsiyon, pide arası, ekmek arası, iskender, dürüm varken şimdi tavuk döner diyorsun, sosa bulanmış patatesli tavuğu veriyorlar.

evet olabilir.*

#3415344 estetikte ipin ucunu kaçıranların ortak sorunu. nereye baksam ondan bir şeyler görüyorum.

ülkede dudağında dolgu olmayan kadın sayısı albinizm rahatsızlığından muzdarip insan sayısı kadar falandır herhalde.(bkz: ziyadesiyle abartmak)

estetiğin aşırı yaygınlaşmasıyla birlikte bağdat caddesinde yürürken hep aynı kadını görüyormuş gibi bir hissiyata kapılmaya yol açan durum. geçen gün bir magazin programında genç oyuncuların estetik sevdasından bahseden cem özer'e belki de hayatımda ilk defa hak verdim.


olay sadece oyuncularla kalsa yine iyi ama iyice ayağa düştü bu işler.. bir dergideki "tesettürlü kadının estetikle imtihanı" başlıklı yazıda ele alınacak kadar tesettürlü kadınlar arasında bile estetiğin yaygınlaşması bana inanılmaz absürt geliyor. bundan 20-30 sene önce müslüman kadınların kaşlarını aldırıp aldırmaması tartışılırken gelinen nokta dehşet verici gerçekten..

günümüzde güzelliğin adeta tüketim malı haline dönüşmesi ve bu ucu kaçık trendlerin sosyal medya/influencer denen ucube zihniyet ile insanlara empoze edilmesi sonucu ortaya çıkan durumdur hep birbirine benzer estetikli tipler dolmuştur yukarıda da yazıldığı üzere dışarıyı ne kadar düzeltirsen düzelt içeriyi düzeltmediğin sürece fayda etmiyor.

ritzer'in toplumun mcdonaldlaştırılması kitabı aklıma geldi başlığı okuyunca. ne kadar çok benzerlik olursa o kadar kolay kontrol edilebilirsiniz. moda ve ihtiyaç olarak dayatılan popüler her şey bireyi tek tipleştirmeye yönelik eylemler bütününün bir parçası aslında. sistem hem ürettiği metayı pazarlayarak kendi varlığını koruyor hem de ortak ihtiyaçlar oluşturarak kontrol mekanizmasını güçlendiriyor toplum üzerinde. güçlenirken paradoksun da en alasını oluşturup bireyselliği överken çoğunluğun birbirine bu kadar fazla benzediği, ortak beğenilere sahip olduğu, öznellikten bu denli uzak olunan tek tip bir toplumun inşasına devam ediyor. durum içler acısı, ritzer bu duruma mckadınlar derdi sanırım. *

imla editi.

z kuşağı için katılıyorum.
altta beyaz ayakkabı.
hafif bol eşofman.
göbek açık.
üstte oversize kalıp denilen çirkin şey.
düz fön.
parlak dudak.
suratta bir "yaa ama ben böyle olsun istememiştiiiğğğm" bakışı.

gerçi erkekleri de aynı:
altta yine beyaz ayakkabı.
dünyanın en çirkin şeyi tenis çorabı (yarım bacak kadar çekilecek)
şort.
oversize (olmayanı dövüyorlar)
üstte yanlar enseler kısa tepede 5 numara saç.
leş gibi bir koku.

biraz özgün olunabilir tatlımlar.
bak biz 90lar gördük (tamam çocuktuk ama gördük)
2000ler gördük ki en tehlikelisi buydu o kotlar falan of, bak hatırladım başıma ağrı girdi.
kimisi r&b tarz yaptı çok bol kesim giydi b-girl oldu, eminem gibi gezdi sokaklarda.
kimisi kalktı yok dedi bu bana ters, giydi dar kesim düşük beli öyle gezdi.
bazıları kalktı benim sadık yarim siyah renktir dedi rock t-shirtleriyle falan gezdi.
ama hiçbir dönem "hepsi" aynı olmadı.
bu dönem biraz o dönem.
kıbrıs şehitlerinde yürüyorum bazen, "ulan" diyorum...
bunu ben 15 saniye önce gördüm, ne ara döndü beni geçti ve tekrar karşımdan geldi.
oha diyorum, 20 metre arkasından ikizi geliyor.

hala dudağımda dolgu veya yüzümde botoks yok… kaşlar, kirpikler falan da orijinal. direniyorum arkadaşlar bakalım nereye kadar devam edebileceğim.*

kadınlarla savaşınız bittiğinde haber verin yazdıklarınızı okuyalım. herkesin birbirine benzemesi durumu son zamanlarda sıkça görülen bir durum. erkeklerin birbirinin aynısı olması kadınlardaki oranla yarışabilir düzeyde. fakat kadınlar bu konuda bir adım önde. sebebi de zaten yine kadınlar (bizzat kadınlar tarafından) ve kadınlıkla olan savaş.( bu bizzat sizsiniz) sürekli olarak belirli bir kalıba övgüler dizilmesi, birbirini etkileyen sosyal medya ürünleri ve beğenilme arzusu bunu tetikliyor. eli penisinde bir adam geliyor ve o birbirine benzeyen kadınlara övgüler diziyor, sonrasında hepsinin birbirine benzemesinden şikayet ediyor.
sosyal medya yaratıyor bunu.
aynı şekilde eril enerji istediğini söyleyen üç iqluk zekaya sahip kadınlar da birbirinin aynısı kıro erkek yaratıyor. bu sizin eseriniz efenim, elinizi bi çekiniz.
başlık altında botoksu olmamasıyla övünen arkadaşlarımıza da madalya verilmesi için başvuruları yapalım. evet siz aşırı farklısınız. burada takılmanız gereken sizin estetiğinizin olmaması mı gerçekten.