1.
*bir gül bin matem*
...
atatürk’ün hastalığı tekrar şiddetlendi. o anda yanında bulunan cumhurbaşkanı genel sekreteri hasan rıza soyak anlatıyor.
"saat 18.00'den sonra yanından ayrılıp, günlük işlerimle meşgul olmak üzere büroma inmiştim; çok geçmeden fenalaştığını telefonla bildirdiler (saat 18.55). telaşla hususî daireye koştum; yatak odasının iç içe olan iki kapısı arasındaki boşlukta ali kılıç duruyordu. odaya girdiğim zaman atatürk'ü şu vaziyette gördüm: yatağın ortasında, iki elini yanlarına dayamış, oturuyor ve mütemadiyen öğürerek: "allah kahretsin" diye söyleniyordu; ara sıra da hizmetçilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi (pıhtılaşmış kan) çıkarıyordu.
nöbetçi doktor abrevaya ile o sırada yetişen prof. dr. neşet ömer irdelp kendisine yine bir taraftan bazı ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar; bir aralık sağında bulunan tuvalet masası üzerindeki saate baktı; her halde iyi göremiyordu ki bana sordu:
"saat kaç?.."
cevap verdim: "7.00 efendim."
aynı suali bir iki defa daha tekrar etti, aynı cevabı verdim. biraz sükûnet bulunca yatağa yatırdık; başucuna sokuldum:
"biraz rahat ettiniz değil mi efendim?.." diye sordum.
"evet!.." dedi.
arkamdan neşet ömer irdelp yanaşıp rica etti: "dilinizi çıkarır mısınız efendim?"
dilini ancak yarısına kadar çıkardı; dr. irdelp tekrar seslendi: "lütfen biraz daha uzatınız!.." nafile!.. artık söyleneni anlayamıyordu; dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen çekti; başını biraz sağa çevirerek dr. irdelp'e dikkatle baktı ve "aleykümselam" dedi; son sözü bu oldu ve ikinci ponksiyondan tam 30 saat sonra komaya girdi"
9 kasım günü ve gecesi bu ağır koma devam etti. ertesi gün, gün doğduktan sonra mustafa kemal atatürk dolmabahçe sarayı’nda saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. o sabah aramızdan ayrıldı. bu kara haberle, yalnız türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, türkiye cumhuriyeti’nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler…
atatürk, söz konusu günde, 1939 yılından itibaren günümüze kadar her yıl farklı şekillerde anılmıştır. 1939 yılından 1960 yılına dek düzenlenen anma programlarında yas hep ön planda olmuş, 1960 yılından itibaren ise atatürk için bir gün yas tutulmaya devam edilmekle birlikte 10–16 kasım tarihleri arası atatürk haftası olarak isimlendirilmiş ve atatürk bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle anılmaya başlanmıştır.
atatürk ile ilgili olarak “yas” ya da “milli matem” gibi kavramlar doğal olarak ilk defa onun ölümüyle birlikte, 10 kasım 1938’de kullanılmaya başlanmıştır.
...
-ykmcsnn-
(bkz: https://medium.com/@ykmcsnn...)
devamını gör...