pucca11 yazar profili

pucca11 kapak fotoğrafı
pucca11 profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 1211 tanım: 35 başlık: 15 takipçi: 36

son tanımları


5 haziran dünya çevre günü

doğa ile savaş halindeyiz kazanırsak kaybedeceğiz. çevremizi koruyalım onu sevelim. "5 haziran dünya çevre günümüz kutlu olsun." sadece 7 gün değil geriye kalan 358 gün de çevremizi koruyalım.

çevre ile ilgili yazımı okumak için yanda belirtilen bağlantıya tıklayabilirsiniz. => (bkz: ykmcsnn.medium.com/sa%C4%9F...
devamını gör...

30 günlük değişim

24.04.2022 12. gün | saat 13.12

evet biliyorum bir süredir yazamadım. kendime hiç vakit ayırmadığı mı fark edip biraz kendime vakit ayırdım. bu süreçte vegan beslenmeye devam ettim. vegan beslenme düzenini sağlamak amacıyla vegan yaşamı biraz yarıda bıraktım.

artık düzenli olarak vegan besleniyorum ve ailemde buna karşı değiller arada bir laf arsalarda pek um'rum değil çünkü ben ne istediğimi biliyorum.
....

bir hafta sonra...

yakın çevrem de dahil olmak üzere arkadaşlarım, ailem ve akrabalarım vegan beslenmeme karşı çıktılar. hasta olacaksın, kansızlık olacak falan diyerek sağlığı öne sürdüler fakat baktılar ki ben kararlıyım bu sefer de

bitkiler de canlı onları neden yiyorsun? kıyma da mı yemiyorsun?
balık bile mi yemiyorsun? diye sorular sorulmaya başlandı. bende sabır ve istikrarla ilk gün ki yazdım sizlere bahsettiğim gibi vegan beslenmeyi ve vegan yaşamı anlattım fakat anlayan kim yine aynı şeyleri sormaya devam ettiler. daha sonra kararlı ve istikrarla devam ettiğimi görünce artık bunları sormayı bıraktılar ve artık bana saygı duyuyor.

arada ufak atışmalar yapsalarda aldırış etmediğimi biliyorlar.

böylelikle vegan beslenmenin 12. gününe kadar geldim.

devam edece / to be continued...
devamını gör...

23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı

bugün öyle güzel bir gün ki diğer günlerden farklı her yer şenlik havasında çocuk sesleri bir süre de olsa tüm dünya siyasetçilerinin sesinden daha gür.. kuşlar bile daha çok ötüyor güneş bile bir başka bakıyor. bugün her şey çocuklara ait çünkü bugün çocuk bayramı. 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun.
devamını gör...

30 günlük değişim

---

12.04.2022 2. gün | saat 11:55 

bir şeye başlamadan önce hep deriz olacak başaracağım inancı neden zaman ilerledikçe karamsarlığa bırakır ki yerini çözemiyorum. evet ilk gün heyecanı geri de kaldı. yapamıyorum, edemiyorum, aman boş ver gibi cümlelerle çevredeki yorumlardan daha beter yorumlarla kendime engel oluyorum ama bu sefer bu cümleler beni yıkamayacak.. 

bugün ilk hedefimiz vegan avı yapmak ve hayvansal ürünlerin kullanıldığı ürünlerin hayvanlar üzerinde denendiği hiçbir kozmetik ürününü satın almamak. 

vegan ürün nedir?

cruelty-free yani dilimize en yalın "zulümsüz" olarak çevrilen ürünler (ambalajında cruelty-free yazan veya küçük bir tavşan logosu bulunan ürünler), üretim sürecinin hiçbir aşamasında hayvanlar üzerinde deney yapılmamış olması ile bilinir. 
ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, cruelty free olarak adlandırılan kozmetik ürünlere aynı zamanda vegan bir ürün diyemeyiz. cruelty-free logolu ürünler sadece hayvanlar üzerinde deney yapmıyor olduğunu belirtmek için kullanılmaktadır.
vegan kozmetik, en temel anlamıyla hayvansal ya da hayvanlardan dolaylı olarak elde edilen (süt, yumurta, et, kemik, deri, kan, bal gibi) hiçbir içeriği formülünde bulundurmayan kozmetik ürünlerini ifade eder.
zulümsüz (cruelty free) ve vegan kavramları bu sebeple birbirinden bağımsız ve farklıdır.

vegan kozmetik - cilt bakım ürünleri nelerdir? 

şimdi burada bahsedeceğim tüm markalar vegan hem içeriği hem de deneysel bakımdan hayvansal ürünler içermiyor! hayvan deneyi yapmayan markalar farklı kurumlardan onay alabilmekteler. en çok karşımıza çıkan logo peta'ya ait. gratiste satılan markalardan peta listesinde olanları derledim.

 bee beauty 
 ecotools
ıva natura
natracare 
real techniques
simple

watsons, birçok vegan ve hayvan testi yapmayan markaya ev sahipliği yaptığı bilinmektedir alışverişinizi oradan gönül rahatlığı ile yaparsınız.

peta dışında markaların onay alabileceği bir diğer kuruluş da leaping bunny. gratiste bulabileceğimiz markalardan leaping bunny onayı olanları da şöyle; 

andrea
gilchrist & soames
hask

bilmemiz gereken vegan kıyafet markaları?

wama iç giyim. wama kenevir kullanarak iç çamaşırlarını üretiyor ve böylece sürdürülebilir, yumuşak ve aynı zaman antibakteriyel bir yapıya sahip. …

hipster for sisters. …
ınsecta ayakkabı …
della. …
brave gentleman. …
westland jewelry. …
aritzia. …
stella mccartney.

bugünlük bu kadar umarım sizler içinde faydalı olmuştur. diyorum bunları sizlere anlatabildiğim bir video çekeyim youtube veya instagram hesbaı açıp sizler için yayınlayayım ne dersiniz? bana bu konuda mesaj bırakabilirsiniz. 


görüşmek üzere / see you later  | devam edecek / to be continued

---
devamını gör...

30 günlük değişim

11.04. 2022 — 1. gün | saat 23:32

uzun süredir aklımda bulunan yapmayı isteyip de çevresel etmenlerin getirdiği sorunlarla karşılaşınca engelleri aşmak zor oldu ama her şeyi, herkesi kenara bırakıp olmak istediğim yere doğru uzayacağım. pazartesi günü (bugün) itibari ile kendime söz verdiğim gibi vegan beslenmeye başladım. bu süreçte başımdan geçen bazı hisleri sizinle paylaşmak istedim. işte.. buradayım burada olduğum için mutluyum…

neden vegan oldum?
etimolojik olarak bahsetmek gerekirse.. vegan sözcüğünün kökeninin vejetaryen sözcüğüne uzandığı biliniyor. vejetaryen sözcüğünün kökeninin ise, latince’de canlı, sağlıklı, hayat dolu anlamına gelen “vegetus”tan geldiği ve zannedildiği gibi latince “vegetabile” (sebze/bitki) kelimesinden türemediği, bugüne kadar pek çok kişi ve sözlük tarafından kabul edilmiş bir açıklamadır.

kavram ve felsefe olarak ise ( ben en çok etkileyenlerden biri de bu felsefe yapısıydı.) insan dışı hayvanları gıda, giyecek veya herhangi başka bir amaç için sömüren, onlara zulmeden bütün eylemleri reddeden insan-hayvan-doğa ilişkisini adalet ve eşitlik temelli konumlandıran, güçlü bir felsefi altyapısı olan bir kavram ve yaşam biçimi olarak tanımlanabilmektedir.
tabii… zaman zaman vejetaryenlik ile karıştırılabiliyor. vejetaryenlik bir beslenme şekli olup bir felsefi yaşam biçim değildir.


veganlık birkaç madde de ele alacak olursak şu şekilde sıralanabilir.
- bir yaşamın öznesi olan insan dışı hayvanları; acı, korku, mutluluk, şefkat gibi duyguları ve doğuştan gelen temel hakları olan hissedebilir bireyler olarak görür.
- hayvanların kaynak/ürün/mal/mülk statüsünde insan menfaatleri için çeşitli endüstrilerce köleleştirilmesine karşı çıkar.
- hayvanların, insanların ve gezegenin iyiliği için insan dışı hayvanların kullanılmadığı, doğaya dost etik alternatiflerin gelişmesini destekler.

sağlıklı bir beslenme şekli değil ki bu nasıl besleneceksin ?
diye sorular yönelten bir çok kişiye beslenme şeklini bir kaç madde de açıklayayım:
1- bitkisel beslenme; potasyum, lif, antioksidan, magnezyum, folik asit; a, c, ve e vitaminleri açısından açısından oldukça zengindir.
2- veganların tip 2 diyabet geliştirme riskleri çok daha düşüktürveganların bazı kanser türlerine (kolorektal, meme, prostat, akciğer) yakalanma ya da kanserden hayatını kaybetme riskleri daha düşüktür (%15).
3- işlenmiş ve yüksek sıcaklıkta pişirilmiş etlerin kolon, mesane, postmenopozal meme kanserleri ile ilişkili olduğu düşünülmektedir
4- kilo vermek için en uygun beslenme biçimi bitki temelli beslenmedir.

o gün neler yiyorsun?

bu soruyu yanıtlayarak günün yazsını bitiriyorum.
kahvaltı:
yulaf
1 kaşık badem
1 kaşık kuru üzüm
1 adet muz
içecek olarak da angelina jolie diyet için kullandığı sarımsak çayı malzemeler: küçük bir taze zencefili soyup 2 fincan suyla kaynatıyorsunuz. 6 dakika kaynadıktan sonra içine 2 diş ezilmiş sarımsak, 2 çay kaşığı bal (kullanmış ben burada pekmez kullandım) ve 2 çay kaşığı limon suyu ekleyip karıştırıyorsunuz. çayın soğumasını bekledikten sonra süzüp soğuk olarak içiyorsunuz.
öğle yemeği: karnabahar salatası, cola
akşam yemeği: — patatesli ekmek, cola


devam edecek / to be continued
devamını gör...

ramazanda sağlıklı beslenme

ramazanın gelmesiyle birlikte hepimizde "ramazanda nasıl beslenmeliyim?", "ramazanda kilo verir miyim?", "sahurda ne yemeliyim?" gibi soru işretleri oluşmaya başladı. öğün sayısının azalması, öğünler arasındaki saatlerin uzaması ve buna ek olarak ramazan ayının yaza denk gelmesi sonucu artan su ve mineral kayıpları metabolizmada değişiklikler meydana getirir. 
yaklaşık 16 saatlik açlık sonrasında bir anda yoğun şekilde mideyi uyarmak başta sindirim sistemi olmak üzere vücutta pek çok sağlık sorununa neden olabilir. yoğun açlığın verdiği etkiyle bir anda çok fazla yemek yemenin yanlışlığı gibi, açlık durumunu devam ettirmek de halsizlik, yorgunluk, sinirlilik, dikkatsizlik, şişkinlik, hazımsızlık gibi benzeri sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.
 tüm bu sebeplerden dolayı kişilerin mutlaka sahur ve iftarı atlamamaları bu öğünlerde mümkün olduğunca dengeli besleme uzmanlar tarafından önerilmektedir.

ramazanda nasıl beslenilmelidir? 

1- oruç tutarken yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin.
2- tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra aralıklı ve her seferinde küçük porsiyonlar şeklinde beslenin.
3-yemeklerinizi hızlı yemekten kaçının, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek tüketin.
4- sahur öğününüzü atlamayın, mutlaka yapın.
5- sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi yiyeceklerden oluşan hafif bir kahvaltı yapabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edebilirsiniz.
6- iftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlayıp 10–15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edebilirsiniz. hem enerji veren hem de kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten besinler beyaz ekmek, pirinç pilavı, kızarmış patates gibi yiyecekler yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna vb. tercih edin.
7- iftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edin.
8- susama hissi duymasanız bile iftar ve sahur arasında sık sık su için. suya ek olarak kafein içeren içecekler yerine de süt, ayran, sade soda, taze sıkılmış meyve-sebze suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edebilirsiniz.
9- yemekleri pişirme yöntemlerinin de önemli olduğunu unutmayın. özellikle ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlanan yemekleri tercih edin.
10- kavrulmuş, kızartılmış ve tütsülenmiş yemeklerden uzak durulması önemlidir.
11- iftardan 1–2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olacaktır.
12- beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için de sıvı tüketiminize dikkat edin. yemeklerde lif oranı yüksek yiyecekler (kuru baklagiller -kuru fasulye, mercimek, nohut-, kepekli tahıllar ve tam buğday ekmeği, sebzeler ve salata) tercih edilmelidir. 13- taze ve kuru meyveler, hoşaf ve kompostolar, hurma, ceviz, badem vb gibi kuru yemişler tüketilmelidir.
 
iftarda hangi besinler tüketilmelidir? 
iftarda başlangıç olarak kahvaltılık gıdalar ya da çok yağlı olmayan çorbalar tercih edilebilir. bunun ardından protein ve karbonhidrat grubuna geçilebilir. protein olarak, az yağlı olan et ürünleri ve kuru baklagiller porsiyon kontrolü yapılarak tüketilebilir. 
iftarın ardından ise mideyi yormayacak ve kan şekerini aniden yükseltmeyecek sütlü tatlılar ya da meyveler tüketilebilir. şerbetli tatlılar kan şekerini hızlı yükselteceğinden tüketilmemesi tavsiye edilir.

sahurda hangi besinler tüketilmelidir?
 protein açısından zengin olan süt ürünleri (yoğurt, süt, ayran), lif açısından zengin olan yeşil yapraklı sebzeler ve tam buğday ürünleri sahurda tüketilebilir. 
baharatlı ya da aşırı tuzlu gıdalar susatabileceğinden ve oruç tutmayı zorlaştırabileceğinden, bu tip gıdaların tüketilmemesi tavsiye edilir. kompleks karbonhidratlar, enerji bakımından zengin ve enerji salınımı uzun süreli olan, sahurda tercih edilmesi önerilen besin gruplarından biridir. bunlara pirinç, fasulye ve yulaf örnek verilebilir.

özellikle sahurda tüketebilecek, uzun süre tok tutan besinler şöyledir:

avokado: içerisinde vitaminler, potasyum, folat, magnezyum bulunan avokado ayrıca sağlıklı yağlar açısından zengindir; yüksek lifli olması sayesinde uzun süre tokluk hissi sağlar.
yumurta ve süt ürünleri: protein kaynağı olan yumurta ve süt ürünlerinin içerisinde aynı zamanda bolca vitamin bulunur.
yeşil yapraklı sebzeler: demir, kalsiyum ve vitaminler açısından zengin olan yeşil yapraklı sebzeler, aynı zamanda antioksidan özelliğine sahiptir ve kan şekerini dengeler. bu sayede uzun süre tokluk hissi sağlar.
kuruyemiş: badem, fındık ve ceviz gibi kuruyemişler; potasyum, lif ve sağlıklı yağlar bakımından zengindir. kuruyemişler yüksek kalorili oldukları için porsiyon kontrolü yapılarak tüketilmelidir.
yulaf ezmesi: yüksek lif içeriğiyle tokluk hissi sağlayan yulaf ezmesi ayrıca potasyum, folik asit ve magnezyum açısından da zengin bir besindir.
kuru baklagiller (mercimek, fasulye, nohut): protein bakımından zengin olan kuru baklagiller, et ve et ürünlerinin yerine tercih edilebilir. ayrıca lif oranları yüksek olduğu için kabızlık gibi sindirim problemlerine de yardımcı olabilirler.

örnek bir sahur menüsü*
-1 su bardağı süt
-1 adet haşlanmış yumurta
-1 dilim beyaz peynir
-domates- salatalık-yeşillik
-5–6 adet zeytin veya 2 tam ceviz içi
-3 ince dilim tam tahıllı ekmek (ramazan pidesi tüketmek isteyenler için 1 avuç içi boyutundaki pidenin 1 ince dilim ekmek yerine tüketilebileceğini belirtebiliriz)
-1 porsiyon meyve
bol su içilmelidir.

örnek bir iftar menüsü*
- 2 su bardağı su
- 1 küçük hurma
- 1 kâse çorba
- 2 dilim tam tahıllı ekmek veya 1 çeyrek pide
salata
- ızgara tavuk
- 1 kâse yoğurt
- etsiz sebze yemeği
- 1 ince dilim tam tahıllı ekmek
- 2 porsiyon meyve
- bol su

ramazan diyeti ile kilo verilebilir mi? 
eminim siz de bu dönemi uzun süren açlıklardan dolayı kilo vermek için idealmiş gibi düşünüyorsunuzdur. fakat öğün sayısındaki azalmayla beraber tek öğünde artan porsiyon miktar ve çeşitlilikleri söz konusudur. uzun süren açlık sonucunda yavaşlayan bir metabolizma ortaya çıkar. azalan fiziksel aktivite ve yanlış yemek tercihleri kilo almanıza bile neden olabilir. 
iftar ve sahurda vücudun ihtiyaç duyduğu 2–2,5 litre su tüketimini karşılayarak metabolizma hızını düzenleyebilir ve kilo alımını yavaşlatabilirsiniz.
ramazan ayında kilo almaktan korunmak için yağ-tuz ve şeker miktarı yüksek besinlerden sakınmalı; daha çok tam tahılların yer aldığı, 5 porsiyona çıkan sebze ve meyve tüketiminin olduğu, süt grubunun atlanmadığı, doğru pişirme yöntemleriyle hazırlanmış öğünler olmalıdır. besinler iyi çiğnenmelidir.
tabii ki doğru beslenmenin yanında fiziksel aktivitede yapmak oldukça büyük önem kazanmaktadır. 2010 yılında yapılan bir çalışma da kilo ile ramazan diyeti ilişkisine bakıldığında genellikle aylık 2.5 kiloya kadar kilo verme sağlanırken bu her zaman geçerli olmadığı kişinin yaş, cinsiyet, yemek seçimleri ve yaptığı fiziksel aktivite durumlarından etkilendiği görülmüştür.


hoş geldin 11 ayın sultanı ya şehr-i ramazan :) hepinize bol bereketli ramazanlar.

-pucca-
devamını gör...

yazarların itiraf köşesi

ben aşık olmadım hiç sana çünkü seni seversem bir gün gideceğini biliyordum.. diye hep anlattım kendime ama yalan hepsi yalan seni çok sevdim. fakat seni affedemedim yaptıklarından sonra, defalarca kez kırmıştık birbirimizi daha fazla kırmaya lüzumu yoktu. ama senin yerine de alamadım başkasını bir kez delinen duvarın yeri tekrar dolmuyor izi kalıyor da ondan. yeniden birini tanımaya ve onunla bir ilişkiye başlamaya da gücüm yok. tekrar gelmenide istemiyorum ama özlüyorum sadece...
devamını gör...
8. (tematik)

izmir bombası

türk mutfağında yer alan, çikolatalı krema ve türevlerini içeren bir bisküvi türüdür. tatlı dış kısmında çıtır bir hamur katmanına, içerisinde ise akışkan bir krema dolgusuna sahiptir. tatlı türk ve osmanlı mutfağına geleneksel olan kurabiye içine nutella konularak ilk yapılmıştır. osmanlı mutfağında ki murabbalı mecidiye kayısı murabba (marmelât)lı çeşididir.

tatlının türkiye'de yaygınlaşmasında sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların etkisi olduğu düşünülmektedir. trendler'e göre 2020 yılında türkiye'de aranmış en popüler 6. yemek tarifini izmir bombasının yapımı oluşturmuştur.

hatice reyhan kutlu tarafından ilk izmir reyhan pastanesin'de 2002'de yapılmıştır.2002'de, merhum bülent ecevit iktidarı döneminde kemal derviş'le birlikte dolar fırlamıştı.'kur'la 'viş'in birleşmesinden tatlının adı konulmuştur.

türkiye'de bisküvi olarak ülker tarafından yapılan biskrem adlı çeşidi vardır.[17]eti tarafından yapılan tutku adlı çeşidi vardır.[18]torku delidolu olarak üretmektedir.

bomba tatlısı nasıl ortaya çıktı?

9 mardinli kardeşin 10 yıl önce alsancak kıbrıs şehitleri caddesi üzerinde açtığı pastanede bomba tatlısının hikayesini anlatan çelebi unlu mamulleri işletmecilerinden orhan çelebi, “çok sevdiğimiz bir aile dostumuz bizi ziyarete gelecekti. kardeşler olarak aile dostumuza değişik bir tatlı yapmak istedik. o an doğaçlama bir şekilde yaptığımız bir tatlıydı. tatlıyı çıkartıp tezgaha koyduk. içerideki bir müşterinin dikkatini çekip tatlıyı aldı ve yedi. çok beğendi. ‘bomba olmuş bu tatlı’ dedi. git gel o tatlıyı sordu. biz de düzenli bir şekilde bomba tatlısını yapmaya başladık. ismi tabii o zaman yoktu. o müşterimiz ismini ‘bomba’ koyun dedi. hikayesi böyle çıktı” diye akşam gazetesinde bahsetmiş.

izmir bombasını artık tüm ülke biliyor..

cnntürk haber kanalına unlu mamüller işletmecisi dinçer acar konuşarak -habergazetinin internet sitesinde yer almış bulunmaktadır- işletme sahibi şu sözleri söylemiştir. son yıllarda izmirli ustaların türk mutfağına kazandırdığı lezzetlerden biri olan izmir bombası, çeşitleriyle de yoğun ilgi görüyor. olduğunu belirterek sözlerine eklemeye devam ediyor. "yöresel lezzetin üretimini yapan unlu mamüller işletmecisi dinçer acar, beyaz ve kakao kremalılarının yanı sıra frambuazlı bomba da hazırladıklarını belirtti. acar, bomba tatlısının sosyal medyanın da etkisiyle daha çok tanınmaya başladığını belirtmiş. izmir'de yenebilecek en güzel tatlardan birisinin bomba olduğunu artık türkiye'nin her yerinde bomba biliniyor. vitrinlerde izmir bombası reklamlarını görüyoruz. bu buluşu yapan ustalarımızın emeklerine sağlık. diyerek sözlerine bombanın yapılışını ekleyerek bitirmiştir. haber 29. 04. 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

türkiye'de araştırılan yemek tarifleri arasında izmir bombası var mıdır?

2020'de yemek yapmaya olan ilgi her zamankinden biraz daha artmış olduğu istatistik olarak belirlenmiştir. özellikle evde kaldığımız günlerde birbirinden farklı yemekler ve tarifler öne çıkmış olduğu görülmektedir. böylelikle geçirdiğimiz 1 senenin en çok araştırılan yemekleri arasında 6 sıra izmir bombası yer aldığı görülmüştür.


daha fazla göz atmak için kullandığım kaynaklara bakabilirsiniz.
.
.
.
kaynakça: (bkz: cookies) prettysimplesweet.com/nutel...
(bkz: bomba tatlısı) www.droetker.com.tr/tr-tr/t...
(bkz: bomba nereye aittir) web.archive.org/web/2020062...
https://lezzetler.com/murab...
(bkz: nutella: https://www.bakerita.com/nutella-stuffed-oatmeal-hazelnut-chocolate-chip-cookies/)
devamını gör...
9. (tematik)

kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi

bunu anlatmak isterim çünkü benim için çok önemli yeri vardır. kitap okumayı sevmeyen bir çocuktum okul dersler bana göre değildi tek isteğim oyun oynamaktı fakat bir karne günü karneler dağıtılmadan önce ilkokul öğretmenim beni kenara alıp baya bir nutuk attı. tabi pek bir şey anlamadım ama cümlesini öyle bir şekilde bitirdi ki tüm dediklerinin yerini doldurdu son dediği o cümle hala kulaklarımda çınlar. (zaten o sözden sonra 9 yaşımdaki ben bir söz verdi kendine ona saygısına hala o sözün arkasındayım) neyse işte.. karneler dağıtılıyor falan herkes taktir - teşekkür alırken ben hiçbir şey almadım düz sınıf geçtim 4 sınıf bitiyordu seneye ilkokul son sınıfa gidecektim her geçen gün büyüyordum. ve kendime çekidüzen verebilmem için yaz tatilinde bol bol kitap okumamı söyledi fakat ben sevmezdim kitap okumayı o yüzden göz devirdim o anda o onu bildiği için "tatil de severek okuyacağın bir kitap veriyorum. bence sen bu kitap ile okumayı, okulu seveceksin." dedi haklıydı o kitap ile okumayı sevdim. ( çok fakirdik bu yüzden okuma kitabına verecek param olmadığı için yaz tatilinde dönüp dönüp o kitabı okuyordum. ki bir gün teyzem bunu gördü ve bana kitap hediye etmişti böylelikle kitaplığımın temelleri oluşuyordu. :) -şimdi durumumuz iyi ve artık istediğim kitapları alıp okuyorum.- okullar açılınca hocama verdiği kitabı anlattım daha sonra teyzemin hediye ettiği kitabı anlattım öğretmenimde bana her kitap bitirişimde yeni kitaplar veriyordu. sonra bir gün yakacak odunumuzun olmadığı günlerde sobayı tutuşturmak için babam salonda yer de duran kitaplarımı görünce onlara sarıldı. engel olmak istedim fakat beni çabucak savurdu. annemde izin vermedi kitaplarımın atılmasına ama babamın ağzından şu sözler döküldü " okuyup ne yapacaksın ki bırak da ev ısınsın bizde ısınalım" dedi küfür sarf etti. ardından devam etti "okuduğun okulun da sana da... " diye yineledi aynı sözleri kendime ait odam o zamanlarda yoktu. salonun balkon kapısına yakın koltukla çiçeğin arasına girip ağladım annem sakinleştirdi bana yenilerini alacağını söyledi ama hangi parayla alacaktı ki derken çok değil olaydan tam 5 gün sonra annem kardeşim ve ben parktan dönerken çöpüm kenarında kitaplar atmışlardı -evren o zaman beni koruyordu anladım- annem hemen onları toplayıp ve getirdi. o kadar güzeldi ki çoğu karalanmış yırtıktı ama o bile benim mutlu olmama yetmişti.) - eğer ileride çok param olursa kitaba ulaşamayan okula gidemeyen çocuklara yardım edeceğim ileride bunu yapacağım- :') o günden beri artık okuyor ve yorumluyorum. kendi düşüncelerim ve fikirlerimin şekillenmesini o güne borçluyum. o günü anmadan kitap adını verseydim olmazdı.

eğer 6 - 9 yaş aralığında okumayı sevmeyen kardeşiniz, çocuğunuz ya da kuzeniniz varsa kesinlikle birazdan vereceğim kitabı okutun çok ama sevecek onda sonra okumayı sevecektir. "kitap benim kanadım melisa gürpınar" çünkü sade ve heyecanlı bir anlatımı var. çoğu arkadaşlarım lisede başlamışlardı okumaya. bence " hayatta en güzel şey küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır."

yandaki linkten kitaba ulaşabilirsiniz : (reklam değildir ayrıca bakmak isteyenler için ekledim.) (bkz: https://www.kitapyurdu.com/...)
devamını gör...

insan beyni

.
.
insan beyni en çok ne zaman çalışır?
yeni bir bilgi öğrenirken mi, matematik işlemi çözerken mi, bulmacalarla uğraşırken mi?
hiçbirisi değil...

*yeni bir insan tanıdığında...*
devamını gör...

gerçek aşk

gerçek aşkı bulamam diye üzülmeyin! çünkü gerçek aşk eninde sonunda kendi sana gösteriyor. iki adam ya da iki kadın arasında kaldınız hangisinin sizin gerçek aşkınız olduğunu görmek için sadece dikkatlice izlemek gerekir tüm yaşanılanları.. iki adamdan biri sadece sizinle yaşadıklarını yani anılarını seviyor. öteki gerçekten sizi seven kişidir. "selvi boylum al yazmalım" filminden bir replik *sevgi emekti* seven kişi sevdiğine emek verir sizi her anınızla sever.

gerçek aşkınızı bulmak üzeresiniz sakın vazgeçmeyin!
devamını gör...

yazarların şu an olmak istedikleri yerler

belki tuhaf gelecek ama benim şuan olmak istediğim yer tam da şuan.. yatağımda ayaklarımı uzatmış bilgisayarım elimde normal sözlükte ne tür içerikler yazsam onu düşünüyorum....

*telefon çaldı* arayan babam
"kardeşin okulda ayağını burkmuş onu almaya gider misin?" dedi "tamam" dedim ve şimdi hazırlanıp okuluna gidip o baş belasını alacağım. bu içerik konusunu bir düşünelim
devamını gör...

yeni ay ritüeli

02 mart

dolunaydan sonra, ay her gün biraz daha küçülüyor ve sonunda üç günlüğüne gözden kayboluyor. yeni ay döngüsünün başladığı bu güne yeni ay deniliyor. yaşamınızdaki gidişatı gözden geçirip olmasını istediğiniz şeyleri, niyetlerinizi, iyi dileklerinizi yeni ay’da netleştirerek yeni ay enerjisinden faydalanabilmek yeni ay ritüeli uygulamak gerekir...

ilk adım bir mum yakın,.
mediatif bir müzik ile ortama hava verin
sahip olmak arzulamak istediklerinizi belirleyin ve herhangi bir kağıda ya da deftere yazın
kendine ve etrafına şükür ve teşekkür et
son olarak; "şu anda bulunduğum durumların herkesin en yüksek hayrına ve mutluluğuna olacak şekilde dönüşmesine ve şifalanmasına izin veriyorum.

diyerek ritüeli tamamlayabilirsiniz. enerji dolu bir ay olsun!!!
devamını gör...

ilk karşılaşma

sizce iki insanı bir araya ne getirebilir? -bir davette mi ya da kitapçı da mı... hayır bunlar değil. iki insanı bir araya ancak “aşk” getirebilir.

etrafında bir çok insanla karşılaşırsın yolda, iş yerinde ya da okulda oradaki insanlar ile bir sevgi bağı kurmadığın için ne sen onlar için varsın ne de onlar senin için. ne zaman birisini fark eder sevgi bağı oluşturursan ve sevgi bağı oluşursa. işte o zaman hayatınızın hikayesinde birbirinizin içinde yer bulursunuz... aşk başlar.

-pucca-
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

biliyorsunuz ki bay ç ile tanışmamızı anlattım sizlere, anlattıktan sonra ben bu öykünün devamını da sizlere anlatmak istedim. başlasın hikaye...

tatil boyunca izmir'deyken mesajlaştık ve ilk buluşmamızı gerçekleştirdik tabii bu biraz arkadaşçaydı ankara'ya dönünce ikimizinde ilk işi yeniden buluşmaktı... ilk alsancak gül sokağında starbucks'da bir kahve içtik ama öyle pek bir yakınlaşma olmadı birbirimizden utanıyorduk sanki kim bilir? ilk buluşma daha çok birbirimiz tanımak ile geçti.

işte şimdi... günlerden 09.03.2020'ydi kızılay avm' de kafede oturduk biraz sohbet ettik. onunla konuşurken zamanın nasıl akıp gittiğini anlamazdınız tatlı bir gülüşü vardı gülünce gamzeleri gözükürdü. kafede çok sıkılmıştık ne yapsak ne yapsak diye düşünürken sinemaya gitmeye karar verdik. film seçimini bana bıraktı. ( size bir tüyo eğer benimle dışarı çıktıysanız sakin seçimi bana bırakmayın) aradan 1.5 saat geçtikten sonra (abartmıyorum gerçek) filme karar verdim saat 16.30 başlayacaktı o zamana kadar birbirimize bakıp gülümsüyor sosyal medyadan videolar gösterip üzerine konuşuyorduk... filmin seansı başlamak üzereydi.

film başladı filmi izliyorduk daha doğrusu ben izliyordum o bana bakıyordu. elim mısır almak için kovanın içine uzanınca eli elime değdi ona yavaşça baktığımda gördüm beni izlediğini öylece dalmış elimin eline dokunduğunu bile fark etmedi. beni fark etsin diye onun elini hafif cimcirdim. işte o an fark etti elini tuttuğumu önce o yeşil gözleri önce elime sonra dudaklarıma doğru kaydı. uzuuun bir süre baktıktan sonra aramızda tek kalan boşluğu biraz daha yaklaşarak doldururken gözleri gözlerime değince "seni seviyorum" dedi ve elini yanağıma götürdü.

bu anın büyüsünü bozmak istemedim. ona daha yaklaşıp birbirimizin kalp atışlarını duymamıza izin verdim... dudakları dudaklarıma değdi. inanır mısınız? bilmem ama bıraksalar filmin arasına kadar öpüşürdük ama aniden telefonum titredi ve geri çekildim.

telefonuma tam 6 cevapsız çağrı dolmuş ve 4 yeni mesaj peşine sıralanmıştı. bayan kaltak ve bayan gözlük ( eski en yakın arkadaşlarım siz böyle bilin) kız mesajlaşma grubuna nerede olduğumu ve bunun gibi başıma neler geldiği hakkında senaryo türetmişlerdi. sinema salonundan bay ç yalnız bırakıp çıktım salon kapısının önüne aramalardan birini cevapladım bayan gözlük "kızım seni merak ettik neden açmıyorsun telefonunu başına bir şey geldi sandık neredesin sen" dedi "sevgilimleyim sinemada" dedim ve kestirip attım. telefonun ardından bana seslendi "bir dakika senin sevgilin yok ki" dedi bende derin nefes alarak " artık var neyse sonra konuşuruz bunu" dedim ve kapattım. ardından kız mesajlaşma grubumuz konuşmaya başladı. mesajları görmezden gelerek bay ç'nin yanına gittim. ve ona "artık sinemanın lezzetinin tadı kalmadı çıkalım mı" dedim o da kabul etti ve elimden tuttu ve bay ç ile oradan ayrıldık. beni yurdun kapısına kadar bıraktı ( hoş yurdum onun kampüsünün içindeydi ve o da iki dakikalık mesafedeki erkek yurdunda kalıyordu) ben yurttan içeri girince odama doğru koridorda yürürken hem sırıtıyor hem de onu düşünüyordu.

artık sevgiliydik.

-pucca-
devamını gör...

yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar

ankara - izmir şehirler arası yolculuk sırasındaki anılarımdan;

önceden olsa ağlardım bu olay için ama şimdi gülüyorum ne tuhaf...

üniversiteler ara tatile girince ankara'dan izmir'in yolunu tutmuş eve dönerken sabah ilk ışıklarını gördüğünüz o an da oldu tüm olanlar. gözüme güneşin parlak olmayan ama bir o kadar güzel nazenin bakışları ulaştı açtım gözlerimi ve koltukta ikiye katlanmam bir oldu çok sıkışmıştım acilen lavaboya gitmem gerekliydi. muavine seslendim "ne zaman mola veririz acaba" dedim "5 dk içinde afyondaki dinleme tesisine gireceğiz " dedi bunu duyunca sevindim araba biraz kıvrandıktan sonra söz verildiği mola tesisine indik.

çantamı da alıp koştur koştur lavaboya gittim. (tabii siz şimdi ne var bunda bu kadar abartılacak bir şey diyorsunuz biliyorum sıradan bir olay zaten bu.. asıl olay şu) o hızla lavaboyu kontrol etmeden girdim içeri bir an önce rahatlamak için. başardım da rahatladım. kapıyı açtım ellerime yıkamak için yönelecekken tanrım karşımda pisuvarlarr ve önünde bir adam duruyor. ( o kadar utandım ki başım önde eğip koştur koştur çıktım oradan hemen çantam ıslak mendil alıp ellerimi sildim. çöpe atarken kolumdan biri tuttu hemen arkamı dönüp baktım. bu o ayak yolundaki adamdı bu "nereye güzelim şeyimi daha yakından gör" dedi o an kalp atışlarım yerinden çıkacak kadar hızlı hızlı atmaya kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum. yaptığım tek şey debelenmekti. yanımıza bir çocuk geldi benden 1 - 2 yaş büyük uzun boylu kumral ve yeşil gözlü bir çocuktu.

"aşkım nerede kaldın seni arabada bekle bekle ağaç oldum" dedi ( hep hayalini kurduğum dizi sahneleri var ya işte o, o an yaşanıyordu) adam kolumu bıraktı çocuğa dönüp " bu o***** senin mi" dedi bende kayış koptu tabii hemen atladım adamın üzerine kelimenin tam anlamıyla beynini yemeye başladım. belimden sarıldı yeşil gözlü. adamın sırtından indirip beni adama dönüp bir tane yumrukta o attı.

" doğru konuş sevgilim hakkında" dedi o an bir şok geçirdim inanamadım hiç tanımadığım biri beni koruyordu hem de ne pahasına olursa olsun. birkaç kişi adamla çocuğu ayırana kadar yumruklar hava da uçuşmaya devam etti. kavga bittiğinde çocuk bana döndü "iyi misin" dedi derin nefes alıp verdikten sonra "iyiyim" diyebildim sonra kendimi toplandığımda "neden bunu yaptın" dedim . " kim olsa aynı şeyi..." sözünü tamamlamadan ona doğru "kim olsa aynı şeyi yapmaz. klişe bu" dedim sonunda teslim olmuş olacaktı ki "seni otobüste fotoğraflar yırtarken gördüm. ağlıyordun dikkatimi çektin -utanarak- seni izlemeye başladın en sonunda uyuyakaldın ben hala seni izliyordum o sırada biraz ilgi duymaya başladım sana, seninle konuşmak, tanışmak için uyanmanı bekledim sonunda uyandın fakat konuşmaya cesaret edemedim en sonunda mola verdik sen dışarı çıktığında biraz düşündüm -birazdan izmir'e varacağız ve seni kaybedeceğim- diye düşündüm ve bunu istemediğimi fark ettim hemen senin yanına gelmek için dışarı çıktığımda yardıma ihtiyacın olduğunu görünce yanına koştum sonrası işte biliyorsun. " dedi

en ufak mimik oynamadan onu dinledim sonun konuşması bitince derin bir nefes alarak gülümsedim o da gülümsedi "anladım. bu arada yardımın için teşekkür ederim hayatımı kurtardın" dedim tekrar gülümseyip bakışmaya devam ettik. dayanamayıp en sonunda (isimleri saklayacağım.) "ben pucca senin adın ne" dedim " bay ç" dedi. otobüs kalkana kadar konuştuk en sonunda numaralarımızı alıp izmir'e gelince vedalaştık kısa sürede sevgilim diye söylediği yalan gerçek oldu ve sevgili olduk 5 ay geçtikten sonra beni aldattı ve onu terk ettim. ( "her hikaye mutlu bitecek değil ya bazı hikayelerde böyle mutsuz bitebilir") sonrasında tabii barışmaya çalıştı ama kabul etmedim.

şuanda ise yalnızlığın tadını çıkarıyorum. sürekli mesaj atan yok, karışan yok derken çok mutluyum kendimi buldum. "şu hayata bana iyi gelen şey yalnızca kendimim" kızlar kendinizi sevin, sevin ki sizi bırakıp gittiklerinde arkalarından ağlamayın çünkü senin en değerlin yine kendinsin her şey olup bittiğinde kendinle baş başa kaldığında kendine sarılmayı ihmal etme en büyük dost sensin kendine

"iyi bak kendine"

pucca
devamını gör...

miraç

miraç

miraç, göğe yükselmek değil, kendi cân semâsına yükselmektir.

miraç, tenden câna olan irfân yolculuğudur
beden şehrinde ulvî makamlara şahit olma yolculuğudur.

miraç, bir makamdan diğer makama yükselme yolculuğudur.
miraç, kendi vücûdunda, vücûdun zâtına şahit olma yolculuğudur.

insan vücûdu allah’ın şehridir.
insan vücûdu, tüm hakikatlerin bulunduğu şehirdir.
o şehirde allah, kendine ait olan tüm hakikatleri teşhir etmiştir.

insan vücûdu, varlığın cem olduğu boyuttur.
insan vücûdu, ulvi makamların cem olduğu boyuttur.

miraç, insanın kendi bedenine ârif olma yolculuğudur.
miraç, insanın kendini keşfetme yolculuğudur.

miraç, insanın kendi vücûdunda, ona şah damarından yakın olan allah’a şahit olma yolculuğudur.

meâric sûresi 3: "minallâhi zîl meâric"
"ulvî makamların sahibi allah’tır."

meâric, "miraç" kelimesinin çoğuludur.

miraç, uruç aynı kökten gelir.

"uruc" ulvî makamlara bir bir erişmek anlamına gelir.
uruc eylemek, bir makamdan diğer bir makama erişme yolculuğudur.

bir makamın hakikatine erme yolculuğu, miraç’tır.
bir çok makamın hakikatine erme yolculuğu, meâric’tir.

miraç halk arasında; “merdivenle semâya yükselmek” diye bilinir.

merdivenden maksat; makam makam yükselmektir.
semâdan maksat; insanın vücûd semâsıdır, yani ulvî boyutudur, yani cân boyutudur.

işte miraç; tenden câna olan makam makam ilerleyiştir.

miraç, kişinin gönlünde, kendini bilme isteğinin oluşmasıyla başlar.
kişi, kendinin ve varlığın nasıl var olduğunu anlamak için bir merakın içine düşer.
bu merak kişiyi, bir arayışa düşürür.

bu arayış:
bu görünen âlem nedir?
bu âlem nereden gelir, nereye gider?
ben kimin, ben nasıl var oldum?
bu görünen varlığın aslı nedir?
doğum nedir, yaşam nedir, ölüm nedir?
doğmadan önce neredeydim?
öldükten sonra ne olacağım, nereye gideceğim?
allah nedir?
sorularının cevabını bulmanın arayışıdır.

bir kişinin içinde aramanın ateşi düştüğünde, kendini bir yolda bulur.
bu yol onu, kâmil kişilerle buluşturur.

kâmil kişiler de, zamanında böyle soruların cevabını arayan kişilerdir.

bu arayış, bir yunus gibi, bir taptuk emre’nin kapısına vardırır.

taptuk emre’nin kapısına varıldığında,
ne ararsın diye sorulduğunda,
gönlüne aşk düşmüş mü diye bakıldığında,
önce edep bulmak için yoğrulduğunda,
edep bulduğuna kanaat edildiğinde,
mürşidine el verip teslim olunduğunda,
mürşidin elinden, hakk’ın eli tutulduğunda,
ilm-i tevhîd dersleri tebliğ edildiğinde,
miraç’ın başlamıştır.

miraç seni sana döndürür.
benlik ateşini söndürür.
sendeki hakk’ı sana bildirir.
nice makam gördürür.
hakk ile hakk’a erdirir.

miraç yolculuğu, kendi vücûd kur’ân’ını okuma yolculuğudur.
miraç yolculuğu, kendinde hakk’a şahit olma yolculuğudur.
miraç yolculuğu, nice ulvî makamı kendinde bulma yolculuğudur.
miraç, âdem’den muhammed’e nice makamı kendi vücud şehrinde görme yolculuğudur.

miraç; insanın kendinden kendine olan yolculuktur.
miraç; insanın kendi vücûdunda nice hakikate erişmesidir.
miraç; beden şehrini keşfetme yolculuğudur.
miraç; kendini bilme yolculuğudur.

miraç; varoluşu ve var edeni idrak etme yolculuğudur.
miraç: kişinin kendi beden yolunda, nice makama şahit olma yolculuğudur.
miraç; allah hakikatine erme yolculuğudur.
miraç; kişinin kendindeki muhammed nuruna erme yolculuğudur.

miraç; tevhîd'e erişme yolculuğudur.
devamını gör...

sokak başları

aslında bu mesele.. 6 ila 9 gibidir. nereden baktığına ya da nereden başladığına bağlıdır. görmesini bilene en güzel manzara o dur, kendi kişisel menkıbe'nin başladığı noktadır. o sokak başı. yani demem o ki.. görmesini bilirsen sokağın başını bilirsin. *
devamını gör...

kıvılcım

ama ben en çok şeyi
en kısa zamanda sana söyledim
yalnız sana.

*
devamını gör...

günün en güzel vakti

günün en güzel saatleri sessizlik ile şehrin buluştuğu andır.
şuan saat 09.08 şubat ayının son cumartesi gününden yazıyorum. dışarısı güneşin loş ışıkları ile dolu bahar yavaş yavaş sarıyor şehrin ruhunu deniz durgun oradan oraya koşuşturan tek tük insanlar... (eğer an bu kadar güzel ise ben onu her gün yaşarım.)
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim