avcılık hikayesi

askerlik hikayesi gibi bunun hikayesi de genelde atmasyondur.

bu kulaklar on metre aslan avladığını söyleyenleri işitti.*

(bkz: ziyaaaaa)
boş hobinin boş muhabbeti.

bi gün evde fare avındayız. ev arkadaşım bir köşede ben diğer köşedeyim. dedim ki ben şimdi saklandığı kanepeyi sarsacağım sen de terliği çakacaksın uzaktan. eyleme geçtik, kanepeyi sarstığım an elektrik kesildi. o an ev arkadaşım boşluğa terliği fırlattı ve ben annemin güdümlü terliğini bu kez arkadaşımdan yedim. bu da böyle bir anımdır.

genellikle bu hikayeleri anlatanlar aşır şişman yada aşırı zayıftır,ortası yoktur. sağlam vücutları bulunmaz.

bir çoğu deden kalma silahla kuş vurarak başlamıştır.bugünlerde ise standart av tüfeği kullanırlar.

ava giderken %60ının amacı şarap veya bira gömmektir.vurdukları kuş yahut sair hayvanlar sadece mezedir.

sigara içmekten bıyıkları sararmıştır. %70inin elleri sigara kokar ve akciğer rahatsızlığından ölenleri çoğunluktadır.

kokudan yanlarına varılmaz. bu tip insanlar mangal yapmaya yahut pikniğe gidildiğinde uzaktan komut verirler ancak etliye sütlüye karışmadan muhabbet ederler. böyle ortamlarda 3 laflarından biri genç erkeklerin kızlarla ilişkileridir. sıklıkla da şurda bi şişe şarap olcaktı demi len demek ve gençlere sataşmaktır.

çoğu gençliğini alemlerde geçirmiş, 50sinden sonra dine imana yönelmiştir.


t:yukarıda bahsettiğim şahısların anlattığı hikayeler.

not:böyle olmayan avcıları tenzih eder, avcılık spor değildir diyerek entrimi bitiririm.

bu sayılır mı tam bilmiyorum ama ben çok küçükken babam ve arkadaşlarıyla balık tutmaya gitmiştik.babam bir tane balık yakalamıştı.yakalayınca bana verdi ama ben çok küçük olduğumdan balığın canlı canlı o kaygan derisi yüzünden balığı bırakmıştım.sonra balık yere düştü.ölmüştü galiba ama neyse tadı güzeldi.