avrupa yakası

bir diğer adı rumeli yakası'dır. evet.

dizi olanindan bahsetmiyecegim. rumeli yakası olarakta bilinir. çok kalabalık ve kirlidir.

bugün nişantaşı na gittim, lan nesini seviyorlar buranın anlamak mümkün değil. g*t g*te binalar kalabalık leş...

yoran yaka.

bu entryi belki tahmin edebileceğiniz üzere avrupa yakası'ndan yazıyorum. burayı seven arkadaşlar, nasıl seviyorsunuz yahu? cevapları biliyorum çünkü çok insanla tartıştım, genel cevap "iş dünyası, imkanların fazlalığı, insan kalitesi" oluyor. anadolu yakası'nı kırşehir gibi görüyorlar yani.

bir kere insan kalitesi olarak avrupa yakası su götürmez şekilde geridedir. iki yakayı da hayatında birer kez dahi görmüş her ademoğlu avrupa yakası'nın keko popülasyonunun çok daha fazla olduğunu bilir.

imkanlar ise doğru ama gereksiz bir argüman. iktisat biliminde marjinal fayda diye bir kavram vardır. "tüketim bir birim arttığında, elde edilen fayda ne kadar artar?" anlamına gelir. tüketim arttıkça marjinal fayda düşer ve hatta "eksi"ye düşer. o kadar doymuşsundur ki ekstra tüketim sana artık fayda sağlamaz. imkanlar konusu tamamen bununla aynı durum. anadolu yakası dediğin yer de bir insanı her türlü aktivite için doyuracak imkana sahip. avrupa yakası daha fazla imkana sahip olsa da değişen bir şey yok.

geriye bir tek iş dünyası kalıyor, bu doğru ve benim de entryi avrupa yakası'ndan yazma sebebim oluyor kendileri*.

hafız, burada yaşanmaz. nedir, bazı insanlar çok sosyaldir ve kuru kalabalık dahi onları tatmin ediyor. saygı duyarım. çoğumuzun böyle olmadığını, aynı güzide sözlüğümüz gibi normal insanlar olduğumuzu da biliyorum ve o yüzden yaşanmaz diyorum.

anadolu yakasına döndüğümde köyüne dönmüş yozgatlı gibi oluyorum. taşı toprağı öpüp, gördüğüm insana sarilasim geliyor*.

nüfus ve yüzölçümü olarak anadolu yakasından daha büyüktür.

istanbul'u istanbul yapan yerlerin bulunduğu yaka. anadolu yakası kadıköy ve üsküdar haricinde pek yansıtmaz eski istanbul'u.

avrupa yakası dediklerinde aklıma gelen ilk şey avrupa yakası dizisidir.

istanbulun en gelişmiş yakasıdır.çoğu müzeler ve tarihi yerler avrupa yakasındadır ayrıca farkettiğim birşey var istanbulda avrupa yakasında galiba çoğu minibüsler krem renginde ama anadolu yakasında mavi renkteler.

bir bolge

oturduğum yaka olsa da anadolu yakası'nın 4 ilçesi ve semti (moda, suadiye, erenköy, göztepe) ile avrupa yakasının bütün elit ilçeleri kıyaslansa; anadolu yakası norveç'tir, avrupa yakası hindistan.

afedersiniz ama istanbul'un en boktan yakası. en kalabalık, en gürültülü, görüntü kirliliğinin en fazla olduğu, insanların birbirinin üstüne çıktığı yakadır. mecidiyeköy, levent vb. noktalardan bahsetmiyorum bile. bir tek bebek'ten sonrası sarıyer tarafı daha da ileri gidersen garipçe tarafları biraz daha kafa dinlemelik ve sakin. onun dışında ne kadar olumsuzluk varsa hemen hemen avrupa yakasındadır. öte yandan bağcılar ve sonrasını söylemiyorum bile.
anadolu yakasında oturana kadar bende severdim ancak anadolu yakasının sakinliğini, bazı şeylerden izole olduğunu gördüğümden beri avrupa yakası zorunda olmadıkça gitmeyeceğim bir yer. gerçi işim sebebiyle her gün bostancı'dan yeşilköy'e gidiyorum ama onun dışında kırk yıl gitmesem "ya biraz da avrupa yakasına gideyim" demem. elzem bir durum olmadıkça da anadolu yakasında yaşamaya devam ederim.
dolasıyla müzelermiş tarihi yerleriymiş hiç bunlarla övmeyin avrupa yakasını.
bu arada anadolu yakasında kötü yerler yok mu elbette var. ancak avrupa yakasıyla kıyasladığınızda istanbul'da en yaşanabilir kesim anadolu yakasıdır.

'iki yakası biraraya gelemeyen' bir kente dair, kadim aşiret savaşını tetikleme potansiyelinde bir başlık. ( bulaşmaya da gelmiyor ha, haklısın valla deyip göçüyolar içine etmek için köyüne, sonra gel çık işin içinden.. neymiş 'bu kadar da sessizlik olmaz mış mış, yakındaki adaya bir altgeçit olsa fena mı olurmuş muş, horozlara gerek var mıy mış mış bu dijital çağda vs.." )

er geç burayı da terk edeceğiz.

elbet yüzümüze kara maskemizi takıp(lastik ipli), farklı iklimlerin farklı gecelerinde en baştan başlayacağız.

bir sabah uyanıyoruz ve yokuz. bildiğiniz artık yok.

gözünü seveyim anadolu yakasının.iki gündür misafirlerim var diye kalmak ve gezmek zorunda kaldığım imkan verilse adım atmayacağım yaka.kabul tarih tamamen orada geçiyor ve bir çok tarihi yer orada da burası yakayı geçmiş ayrı bir ülke haline gelmiş.çok kalabalık ,bana göre tekinsiz hatta ve özellikle taksicileri ayrı bir başlık konusu. burada yaşayanlara allah sabır versin zor iş valla.

doğma büyüme anadolu yakalı *, üstelik kadıköy'ü çok seven biri olmama rağmen daha gelişmiş olduğu ve istanbul denince akla ilk gelen yerleri bulundurduğu için genel olarak daha çok sevdiğim yaka.