ayrılırken daha çok seven tarafın daha kırıcı olması

ayrılırken genelde daha çok seven kırıcı olmuyor. bilâkis hem seven hem ezilen hem de terk edilen kendisi oluyor.

yok öyle bir şey. sevmeyen/daha az seven taraf kırıcı oluyor. çünkü değer vermiyor artık. onun kırılması üzülmesi umrunda değil.

ayrılan taraf her şeyi söyler, seven esas oğlan sus pus onu dinler. o esnada başka şeyler düşünüyordur. konuşması bitikten sonra " en bir şey demeyecek misin" diye sorar. zaten kalbi kırılmış olan seven taraf "s**tir git" der, sonra kırıcı taraf o olur.

duygu yoğunluğunu had safhada yaşadığı için böyle tepkiler vermesi sürpriz değil.

çok sevdiği için ufacık bir duygu kırıntısıyla hislerine tekrar yenik düşmekten korkar ve karsi tarafın kalbini paramparça edip bu ufak duygu kırıntılarını tamamen yok eder, sonra gece kafasını yastığa gömerek ağlar.

çok severken bitmek zorundaysa ilişki tabiki de kırıcı olan insandır

sevmeyen tarafın umrunda olmayacağından çok da takılacağımız bir konu değildir.

sevgi ve saplantı nüansını idrak edecek kadar kendisini ve karşısındaki insanı tanıma çabasındaysa böyle bir halt yemez.
böyle bir cabanız yoksa neden birliktelik yaşarsınız ki zaten?

nerede okuduğumu hatırlamadığım ancak doğruluğuna inandığım "iki insan ayrılırken; şefkatli konuşan taraf aşık olmayan taraftır" * *şeklinde bir cümle var.
ilişkiyi aklında ve kalbinde bitirmiş, karşı tarafa artık bir şey hissetmeyen taraf ayrılık acısı yaşamadığı ya da daha az yaşadığı için daha metanetli ve şefkatli oluyor. hatta kendisi daha sakin ve daha az duygusal olduğu için karşı tarafı teselli edip duruma mantıksal yaklaşıyor.
oysa hala seven, ayrılığı istemeyen taraf mantıktan ziyade duygusal düşünerek hisleriyle hareket ediyor. kırıcı değil ancak isyankar davranıyor diyebilirim bir bakıma ya da o sırada canı acıdığı için acıtmaya çalışıyor.
buradan da mantık ve duygunun bizleri nasıl yönettiğini, tepkilerimizi nasıl değiştirdiğini görüyoruz aslında.

erkekse gay olma ihtimali yüksektir.

saçmadır.
daha çok seven kırmaz, daha çok kırgınlığı içinde saklayan ve bu yük ile ilişkiyi sırtlanan bunu alacak defterindeki sevdiğinin borcu olarak saklar.
sen ayrılmaya karar verdiğinde o geçmişteki alacağını tahsil ediyor.
ayrılma bakalım kıracak mı?
yok
kırılmaya devam edecek
beklesek de eceliyle mi ölse misali.

her insan acısını farklı gösterir fakat bence çok hoş bir şey değil. birini gerçekten seversem onun varlığında da yokluğunda da kim tarafından olursa olsun kalbi kırılsın istemem. bu tüm insanlık için geçerli. çünkü kalp kırıklığı benim boğazımda hâlâ yumru gibi parçaları kalbime batar çoğu zaman...
o yüzden kimse tatmasın.

duygu yoğunluğunun öfkeye dönüşmesinin sonucudur.

sanki bana joker anasını satiim. madara felsefesidir bu şaşmaz.

aklıma marcel proust abinin sözünü getiren başlıktır.
resmen bu başlık için söylemiş.

iki insan ayrılırken; şefkatli konuşan taraf aşık olmayan taraftır

hayal kırıkları ole keskindir ki karşı tarafa batırıp öldürmek istersin.

mantıklı olandır. büyük ihtimal ayrılmak istemiyordur, canı yanıyordur, duygularıyla oynanmış hissediyordur...

hayır tam tersi, seven taraf ayrılırken bile aman o kırılmasın üzülmesin diye kendi üzüntüsünü bile içine gömüp karşı tarafa iyi dileklerde bulunur, kırıcı olan taraf genelde suçlu olan taraftır, kendi suçunu bilmenin agresifliğiyle kırıcı ve kaba olarak kendini üste çıkarmaya çalışır.

seven insan öncelikle hayal kırıklığına uğrar. neye uğradığını şaşırır, düzeltmek için çırpınır. sonra karşısında o sevgiyi, çabayı göremez, hissedemez. normal şartlarda ağzına almayacağı imalarda bulunur. belki de ikilemde bırakıldığı için bu kadar kırıcı davranmıştır seven insan. söylediği sözler için aylar, yıllar boyu pişmanlık yaşar, bataklığa düşer.

terkeden insan ise genelde mantıklı bir açıklama yapmaz, hep ikilemde bırakır terkettiği insanı. adam akıllı seni sevmiyorum artık bile diyemez. hayatına bir süre sonra devam eder ya da öyle görünür en azından.

her ilişkide bir taraf her zaman daha fazla üzülür ama sorarsanız kim daha çok kaybetmiştir?

bataklığa düşen insan mı?
hayatına bir anda devam edebilen insan mı?

derlerse de aldırmayınız ilgisi yok.. bildiğin hazımsızlığa kılıf arayışı, ilkellik değilse ne...