bal tutan parmağını yalar

iğrenç bir kültürün ürünü olan iğrenç bir atasözü.
tdk'ya göre bal tutan parmağını yalar atasözü, 'eğer bir duruma katkı veriliyorsa, kişi o durumdan kendi çıkarı için de yarar sağlayabilir,'
bak bak bak!!!
kısaca diyor ki eğer siz bir işe katkı sağladıysanız biraz çalıp çırpabilirsiniz.
o yüzdendir ki birileri çıkıp sürekli
“ya evet çalıyorlar ama yol yaptılar”
gibi cahilce bir lakırdı ediyorlar.
hırsızlığı meşrulaştırmak için mantığa bürünmeye getiriyor güya.

20 yıllık türkiye yönetimi mottosu.

bal seninse yalarsın, kimse de bir şey diyemez. bal senin değilse sen bir hırsızsın, yalayamazsın.

aslında hırsızlığın, özellikle büyük goturmenin ,bu toplumun kodlarinda nasıl normal , olagan karşılandığını gösteren bir atasözü.genlerimizde var abicim. eh böyleyken böyle iste.

5 kavanozu 100 lira ise, eyleme geçmeden evvel düşünmenin faydası olacaktır.

bal var, balımsı var.*

birde göz hakkı diye uydurma bir çeşit hırsızlık daha var, elalemin bahçesindeki meyvesini çalmanın kılıfı, ne göz hakkı kardeşim ? emeğin mi var, orda irgatlik mi yapıyorsun? neyin göz hakkı hadi aldın bir tane yedin anladık , niye bütün sülale bağa, bahçeye dalıp çuval çuval götürüyorsun.
sakın ha hiç kimsenin malını izin almadan göz hakkı falan diye almayın yemeyin yok öyle bir hak, izin verilse bile sadece tatmak için dir, çuval doldurup eve götürmek için değil dir.

hayatimda duydugum en serefsizce sozlerden biri. bunu akp'yi savunan ve bes vakit alni secdeye degen birinden duyunca daha da dehsete dusuyor insan and oscar goes to my kayinpeder.

ateist tosbaa bacanakla beraber 'ya baba sen namaz kilan adamsin. nasil biyle bir sey soylesin' dedigimizde 'e ondan oncekiler de yiyordu, bunlar en azindan bir seyler yapiyorlar' cevabini almisligimiz var.

yok haci, adam olmayacagiz biz. belli bu, kabullenelim.

görünce başlığı aklıma bununla ilgili şu geldi.
iş yerinde tabi yine millet çalışmadığı için arıcı arkadaşım beni ve arkadaşımı çağırdı. petekleri aldık kovandan ama yavrulu petekleri almadık. balın üstündeki mum tabakasını yani sır tabakasını kazıyıp bal süzme makinesine koyup balı dinlendirip kavanozlayacağız. detaylı anlatıyorum ki yarın bal işine giren olur belgeselde gören olur. sid üfürüyor der ya da eksik bilgi ile iş yapmayın.

balın üstündeki mum yani sır tabakasını kazıyorum. o sırada müdür geldi yanında yancılarıyla. benimde elimdeki petek leğene düştü yarısı kırıldı. elim hep bal oldu. ben de parmaklarımı yalamaya başladım.
evet kurum müdürü o üç yıl boyunca o kadar saçma espri yaptı ki . kimse anlamıyordu hep açıklıyordu. ilk defa mantıklı bir şey dedi.
bal tutan parmağını yalar bakın gerçekmiş.
kimse gülmedi tabi.
bu da böyle bir anımdır efendim.

köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek gibi insanın karaktersizce davranmasını sağlayan ve iğrenç bir zihniyetin ürünü olan atasözüdür. her bal tutan parmağını yalamaz; bazen penisini de yalayabilir sonuçta allah, dilediğine verir değil mi? işte, ortadoğu kültürünün dünya'ya attığı kazık..

arı da sokabilir.

balın güya eşit paylaşımı ve korunması için görevlendirilenin, balı zimmetine geçirip yandaşlarına da parmağını yalatmasını nimet sayan anlayış. (realitedeki anlamı, balı tutturduğunun sana parmağını yalatmasını ummaktır. tenezzül edenlerin sayıca çokluğu, yazık ki toplumların kaderini belirler.)