barbie'nin oppenheimer'ı ikiye katlaması

barbie, oppenheimer'a acımamış.


www.boxofficemojo.com/

bence asıl sorunlardan birisi aşırı imax övgüsü.

her yerde, herkes, "abii imax, mutlaka imax, bu film mutlaka imax'te izlenmeli, mutlaka imaaax" diyerek film normal şartlarda izlenirse bok gibi olacak algısı yarattı.

akasya imax'in saat 4 seansı bile dolu şu an. peki normal sinemalar?

la şu filmi 70mm imax ile verebilecek 29 yer varken, ki bunların 20 tanesi mi ne amarigadayken, ne bu imax tutkusu aga?

her neyse, koltukbulalımdaimaxteizleyelimspor bildirdi.

iki filmi de izlemedim ikisi için de yorum yapamıyorum ama mantık yürütelim.

barbie bir bebek yani çocuklar için oyuncak. çocuklar için olmasa da bir yönüyle çocuklara da hitap eden bir film.

belki bu belli bir yaş grubunun anne babasıyla birlikte sinemaya gitmesine ve gişede 1 vurup 3 saymasına neden olmuş olabilir.

diğer yandan belgesel kıvamında bir filmi sinemaya gidip izlemek istemiyorum zira bununla ilgili bir video izledim.

uzun uzun yazmaya gerek yok buyrun linki tıklayın.

oppenheimer’ı izleyememek

normal değil mi? ortalama sinema seyircisi oppenheimer'ın ismini duymamıştır bile. çoğu insan da biyografik filmleri sıkıcı buluyor. ben sinema salonunda başka insanlarla birlikte film izlemeyi çok rahatsız edici buluyorum artık. dijital platformlara gelince oppenheimer'ı izlerim. ötekini izlemeyi hiç düşünmüyorum.

ailecek izlenebilecek film barbie herhalde fazla hasılat yapacak. çoluk çocuk millet barbie ye gidiyor. gayet normal yani.

entel danalar sabaha kadar ağlar şimdi. nassıı olabilir buu?

oppenheimer düşük ıq lu insanların genel olarak tercih etmediği bir film.

barbie mevcut düzende tutunmuş bir marka, uzun yıllardır sistemde yer edinmiş bir isim ve sırf isim için her şeyi yapacak koca bi özenti toplum mevcut, diğer tarafta da şimdiye dek pek çok kişinin ismini bile duymadığı bir adamın yaşamının belli bir bölümünden bahsedilen biyografisi. yani demem o ki buna pek takılmamak gerek, yine de gel gör ki hangisinin daha kaliteli olduğu ortada.

oppenheimer i tarihe ilgi duyan, atom bombasını vesaire merak eden bir kitle izliyor yani görece entelektüel bir tarafı var. kaldı ki barbie barbie yani ben bebeyken de vardı hala da var oppenheimer i ww2 ve atom bombasını araştırmayan, fiziğe ilgi duymayan birinin bilme ihtimali çokta yok.

barbie ise aşko kuşko nereden baksanız ikonik olmuş bir oyuncak fazla zeka gerektirmeyen eğlen geç modunda bir film cidden ne bekliyordunuz ki?

burada recep ivedik serisine methiye düzen kitle var lan....kemal sunal'a gülen kitle var...
oppie sen kusurumuza bakma...

ülkemizde durum tam tersi görünüyor. sürüden ayrı takılan marjinal koyun gibiyiz.

gerçekten çok iyi pr’ı yapıldı. ayrıca bence barbie denildiği zaman apt*l sarışın algısı vardı. sadece o da değil. tektipleştirilmiş kadın algısı çok fazlaydı belki de. hatta bu yüzden 90 lı yıllarda ( yanlış hatırlamıyorsam) bu algıyı kırmak için doktor barbie, marangoz barbie gibi farklı iş kollarındaki barbieler de raflarda yerini almıştı. son yıllarda ise beden olumlamanın etkisiyle barbie satışları düştüğünden barbie’nin imajını korumak adına girdiği çalışmalardan birisi diyebiliriz. tabii ki renk, beden şekil farklı farklı barbieler piyasaya sürüldü ancak bu durum imajlarını değiştirmeye yetmedi. bu film ve pr biraz bu algıyı yıkmak üzerine oldu. ayrıca tarihsel bir geçmişe de bakarsak oyuncak piyasası her ne kadar ciddiye alınmasa da barbie’nin de önemli bir geçmişi olduğunu düşünüyorum. sadece çocuklar için değil. oppenheimer’a gelecek olursak bir bilim insanının hayatından söz ediliyor ve filmin yönetmeni de çok kaliteli birisi. ancak filmi oppenheimar gözünden işlemesi ve kare kare işlemesi bu yüzden izlendiğinde anlaşılırlığının zorlaşması ve bilim insanının hayatını bilmek zorundaymış gibi hissettirilmesi filme olan ön yargıyı çok az da olsa artırdığını düşünüyorum. ama bu ili filmin aynı gün çıkması ilgiyi artırmış bu da çok önemli bir başarı bence.

barbie filmini izlemeye üç yada dört kişi gidecektir, sinemaya çocuklar yalnız başına gidemeyeceği için yanlarında gelen anne baba ile çocukları, matematik olarak mantıklı.

ben, oppenheimer için bu mevsimde sinemaya gitmem ama küçük kızımı barbie filmine götüreceğim.

barbie bu kadar çok izlenince güzel zannettim gittim, inanılmaz sıkıldım. vermeye çalıştığı mesajlar bile o kadar beceriksizceydi ki. çocuğunuzu falan götürmeyecekseniz gitmeyin, değmez.

ne barbie'ye ne de oppenheimer'a gittim. kafam rahat, iyi ki de gitmemiştim.

barbie internete düşmüş neymiş bir bakayım dedim. filmi açtım, direkt olarak feministler bilmem ne cümlesiyle başladı. ilerleyerek izledim.

sanırım feminizmle ilgili mesajlar verilmek istenmiş ama aşırı derecede başarısız olmuş.bu mesajlar senaryoya yedirilmek yerine doğrudan söylenmiş. zerre kadar zeka kırıntısı içermiyor, tam bir feminazi filmi olmuş.

gişesini de margot robbienin güzelliğine ve reklama borçlu.

dünya savaşları özellikle 2. dunya savası o kadar cok işlendi ki, çok basarıları da var elbette ama sıtkımız sıyrıldı katılmış kadar olduk. nükleer silahların icadı, kullanılmasının etiği bambaşka bir sorun. nispeten tartısmaya acık bir filmin konusu olabilir.

yıne de ınsanların barbıe gibi bir filme neden gittiğini anlamlandıramıyorum. ne kadar feminizm propagandası yapabılır ki, kadınlıga en buyuk darbe vuran barbie imajı değil mi kapitalist düzende! zarif olmalı, bakımlı olmalı, kibar olmalı vs. kadın imajını gerçekçiliğini bozduğu yetmedı bır de femınıst mı oldu.

gerçekten barbie'ye para mı verdiniz..

774.5 milyona, 400 milyon...

insanlığa olan güvenim bir kere daha sarsıldı.