birine bir şey öğretirken en çok eğlendiğiniz an

vahşi bir çocuğa, eğer tamamen hareketsiz oturursa ve sakinleşirse bir kedinin kendi isteğiyle kucağına yatabileceğini öğretirken.

bir tane daha geldi aklıma ortaokuldayken kız arkadaşım (ilk fransız öpücüğümü onunla yaşadım) en yakın arkadaşına fransız öpücüğünü öğretmem için beni ikna etti. evet, eğlenceliydi

hiçbir çocuk vahşi değildir.
onu vahşi kılan sorumlular vardır ve bu sorumlulara haddini bildirmek çocuğun görevi olmasa da öğretecek olan da yine çocuktur.

neşe ve eğlenceyle.

adaptasyon konusunu işlerken doğal seçilim sonrası darwin anlatıyorum. normalde müfredattan kalktı fakat umrumda değil, benim hiçbir çocuğum evrim bilmeden mezun olamaz. meb sınırlarını aşıp bu şekilde mevzuya girince çok eğleniyorum.

manite kürtçe öğretirken çok eğleniyorum. bir gün bana kürtçe iltifat etmek istedi, google translate’ten yardım almış… hakaret ettiğinin farkında olmadan yardırdı….
söylemek istediği şeyin tam tersi bir şey söylemişti, kavgada söylenmez bak bir kadına…
öyle diyim.

üniversitede kapıya bacaya "gitar dersi verilir" yazıp yabıştırmıştım!!! 3 kız birden geldi...abowwww
düşünün artık orgazmı... evetttt si bemol, gam, cart curt, koma, makam, akor, akort salla gitsin...
gitardaki seviyem: akdeniz akşamları...idi.

bridging cultures diye bir ünite var 9. sınıflarda, o üniteyi işlerken çok eğleniyorum bir sürü farklı değişik kültür hakkında konuşma fırsatı buluyoruz ve çocukların bakış açısı net bir şekilde genişliyor bunu görebiliyorum. farklı yemekler, gelenekler, tarihi yapılar vs vs bir sürü ilginç şeyden bahsediyoruz, pek datlı.

askerdeyim. sene 2015. yer denizli. 357 kd. adanalı bir çocuk var bölükte. adı cuma. ama tam tırrek. sıkıntı bir tip. biz de emniyet muhafızız. acil müdahale kuvveti. gece nöbetinde oturuyoruz amm kulübesinde. bu geldi yanıma dedi ki "ropte abi ben 8 yapamıyorum" dedi.

ben tabi şaşırdım. "nasıl yani" dedim. işte sayı olan 8 var ya onu yapamıyorum dedi. eline kağıt kalem verdim yap dedim. lan harbi yapamıyo. yan yana iki tane sıfır falan çiziyor. bir şeyler karalıyor ama hiçbirinin sekizle uzaktan yakından alakası yok.

dedim peki s yapmasını biliyor musun. evet dedi. tamam o zaman dedim bir tane s yap. yaptı. şimdi bir çizgi çek iki ucunu birleştir dedim. yaptı. "anaaaa harbi oldu" dedi sevinerek. ama nasıl çocuklar gibi. sabaha kadar elinde kağıt kalem her yere 8 çizip durdu dgkhsjas

çocuklarıma günlük hayatta konuşurken araya ingilizce kelimeler veya cümleler sıkıştırmak çok hoşuma gidiyor.* amacım, çocuklarıma kelime öğretmek ya da hafiften ingilizce bilgilerini ölçmek ama bunu yaparken aşırı eğleniyorum. mesela dün büyük oğlumun* odasını topladım, okuldan gelince "bu ne yaa burası hiç benim odama benzemiyor." dedi. ben de "olsun sen de istediğin gibi odanı customize* edersin işte al sana fırsat." dedim. aslında kızacağımı zannetti galiba ama ben böyle yumuşak yaklaşınca hemen "yok yaa customization* yapmama gerek yok aslında." diyerek geri vites yaptı.*