black crab

film arabada kızıyla birlikte bir tünelde oluşan trafikte bekleyen bir kadın var ve bir anda silah sesleri duyulur insanlar geriye doğru kaçmaya başlarlar. kadın arabadan çıkmak istemez ve saklanırlar ama adamlar arabanın yanına gelip camı kırdıktan sonra film başka bir yere evrilir. filmde bir savaş vardır ve kaybeden tarafta yer alan kahramanımız üsse davet edilir. bir kaç kişi ile beraber bir görev verilir kendisine, savaşın son noktasına geldiklerini ve bulundukları son üssünde saldırıya açık olduğunu savaşı kazanmak için düşmanın arkasına sızacak beş tane buz pateni ile gidebilecek asker seçilir. kendilerine verilen iki kapsül vardır ve onları açmadan ve kesinlikle kaybetmeden onları gidecekleri yere götürmeleri gerekiyor. kahramanımız başta buna intihar görevi dese de gidecekleri yerde kızının olduğunu söylediklerinde kabul eder. buzda buz pateni ile ilerleme başlar başlamaz rütbeli olan ve kapsülleri taşıyan asker buza düşer. kapsüllerde buza düşünce kahramanımız hemen buza atlayıp kapsülleri alıp buzdan zorda olsa çıkar. ilerlerken bir yere sığınıp kahramanımızın donarak ölmemesi için bir eve girip ateş yakarlar ve ısınıp dinledikten sonra sabaha doğru düşman bir helikopter ile onların olduğu yere gelmek üzeredir sesleri duyup herkesi uyandıran kahramanımızın sayesinde kurtulan diğerleri de nöbet tutanın telsiz ile konuşmasından sinirlenip ondan silahlarını alırlar. gittikleri diğer bir durakta yaşlı bir çift vardır evde yemek yiyip ısındıkları sırada kahramanımız masadan bir şey düşürüp yere eğildiğinde adamın masanın altından bir silah tuttuğunu görür ve ortalık bir anda karışır. telsizi aldıkları arkadaşları vurulur bir arkadaşları da yaralanır ve yaşlı çiftte ölür. arkadaşlarının yaralanmasından etkilenen bir arkadaşlarının görevi sorgulamaya başlamasından sonra biraz daha ilerlerler ama yaralı olan arkadaşları ölmek üzere olduğunu anlayıp kendini vurunca kalan üç kişiden biri kapsüle bakmak ister. kapsülü açıp içindekini gördükten sonra görevden vazgeçmek ister biri ama kahramanımız buna karşı çıksa da ilerlemeye devam ederler. buzda kendilerine ateş eden bir düşman askerini öldürdükten sonra onun siperinde uyurlar ve sabah olduğunda arkadaşlarından biri kapsülleri alıp gitmiştir. sipere düşman askeri saldırısı gelince düşmanı öldürürler ama kalan iki kişiden diğeri de ölür. kahramanımız ve kapsüldeki virüsü yok etmek isteyen biri kalır buzda hızlıca ilerleyip diğer askeri bulan kahramanımız onu vurup kapsülleri alır ve gitmesi gereken yere zorda olsa götürür. ama orada kızını bulamaz aksine kızını kendisine karşı kullandıklarını öğrenince diğer kurtulan arkadaşını da bulup onu ikna edip kapsülleri tesisten alıp çıkarlar ve kadın onları bir el bombasına bağlayıp uçurumdan aşağı atlayıp kendi ile beraber patlatır.

filmi uzun uzun anlattım şimdide mantık hatalarını anlatayım neredeyse filmin her noktasında mantık hataları var hatta film tamamen mantık hatalı başta kızı ile birlikte neden saldırıya uğrarlar savaş neden başlamış, bu neyin savaşı, tarih bilgisi yok gelecek mi günümüz mü anlaşılmıyor. bunlar bariz olanlar basit olanlarda var mesela buzda vurduğu son asker onunla birlikte bulunup onun zor ulaştığı yere o adam sapa sağlam nasıl ulaşmış. film bana göre fiyasko çünkü mantık hataları inanılmaz derecede daha sayamadığım bir sürü hata var. böyle bir hikaye oluşturup bu hikayeyi mantık hataları ile mahvetmek hiç olmamış.