bu kadar müjdeler verdik alkış yok

recep tayyip erdoğan'ın kabine toplantısı sonrasında ulusa sesleni konuşması yaptığı salona serzenişidir. yaptığı konuşmaya salondan alkış gelmeyince konuşma sonunda sinirlenmiş ve bu cümleyi kurmuştur.

adamı partililer bile sallamıyor artık.

twitter.com/kozmopolitikcom...

bu konuya dair zamanında cem yılmaz çok güzel bir tespit yapmıştı; hemen buradan

(bkz: fıkrasına gülünmeyen adam)

bir dönem bitti.

on puan, on puan, on puan ve alkışlarla uğurluyoruz!..

öyle bir ülke olduk ki, ortalamanın bir tık üzeri müreffeh sayılacak bir ülkede hayatın olağan akışında olması gerekenlere siyasetçiler çok çok fazla önem atfederek yaptıklarını sanki birer olağanüstü marifetmiş gibi lanse etme çabası içindeler.
akp kurmayları bunu zaten algı ile yapıyor yıllardır gayet rahat. ee eskiler de yapıyordu, muhalefet de yapıyor zaman zaman.
oysa bunların müreffeh bir toplumda, ülkede konuşulması bile ayıp sayılmalıdır. bakın abes falan demiyorum, ayıp diyorum ayıp!
o yüzden toplumun cehaletini bir an önce gidermek ve yeni nesillerin taleplerinin seviyesini artırmak lazım, çünkü bu
"karnınız doyuyor, sırtınız da pek, daha ne istiyorsunuz" anlayışı tarihe karışmalı bir an önce, her gelen siyasetçi daha iyisini nasıl yapabilirim diye yarışta olmalıdır, bu da vatandaşın talebiyle olur, sen öküz olursan seni güden de çok olur,
bu kadar basit.
şükretmek apayrı bir şeydir, bireyin kendi inancı ve kanaatkarlığı ile bağlantılıdır ama hayatında lüks bir restoranda 1 kere yemek yememiş veya hayatında 1 kez bile tiyatro, sanat, sinema aktivitesinde bulunmamış adama da bunu anlatmak çok zor. şükret eyvallah ama daha fazlasını da talep et, her daim şükret sonra. o sebeple genç nesil bu işi inşallah seviye olarak iyi bir yere getirecek ülke vatandaşları olarak.
çünkü çağ artık görsellik ve haber alma çağı, onlar her şeyi görüp biliyorlar, hem de tüm dünyanın en ücra köşelerinde olanları bile.
t: olmaması gerekenlerin olmasının ardından bir gereksiz söylem.

reyis'e hemen alkışın günah olmasa bile çok tasvip edilmediğini çok değer verilen dini alimler anlatsın. avuç içlerimizde allah'ın 99 isminin sayısına ithafen izler vardır ve birbirine çarptırmak doğru değildir. hele ki ses için ibrahim tatlıses misali en ufak mesafe kalmadan temas ettirilmesi zinhar kötüdür.

içlerinden biri zamlarda etmediğimiz küfürlere say deseydi ne güzel olurdu be

vay be "one minute" ten nerelere..

ülkeyi 0'dan 100 kat aşşağı indirmiş. diyo ki 99'a geri yükselttim alkışlayın.

sana yağmurlu havada su yok.

artık adamlar bile inanmıyor demek.