kahvede, parkta yada evde arkadaş grubu içinde yaşadığı çapkınlık anılarını ballandıra ballandıra anlatmayı seven bireydir.
yaşça sizden büyükse birin yanına üç koyduğu hissedilse de bozuntuya verilmez, lisedeki kızdan, çalıştığı fabrikadaki duldan, tursitik belde deki yabancı kıza anlatır ha anlatır. turist hatun ona yedirir, içirir, onun elini cebine attıırmaz. hatta zamanında bir turist hatun gel seni avrupaya götüreyim sana bakayım, avrupa da hayatını yaşatayım (?!) desede, o avrupalarda kadın parasıyla yaşamayı kendine yediremediğinden kabul etmez... derken bu sözün arkasından efkarlanmışçasına duraklar bir sigara yakar bir nefes alır, ah ursula ah der...
devamını gör...
genelde bu anıları dinlemek de zevkli olur. başlar yemek yerken anlatmaya. bir yandan yemeğini yerden öte yandan dinlersin.
devamını gör...
yokluğun ve cismani kuraklığın hayali anlatı ile lafazanlaştırdığı birey. çapkınlık söylemden çok eylemdir ve eylemler geçmişte yaşandığı yerde kalır.
devamını gör...
tipleri kayıkların bol bol anlattığı hikayedir.

elhamdülillah mis törki gibiyiz de ne daldan dala konduk ne de şeylerimizi anlattık.

devamını gör...
serap'tan önce ben de böyleydim. aynen şöyle anlatırdım:

"senee, geçen senee. yer: tatil yöresi. henüz 20 yaşında iki genç yetişkin kurt olarak avlanma içgüdülerimiz depreşti. nasıl olduysa biri hollandalı biri alman iki genç kız ile bir mekanda tanıştık. "nasıl olduysa" diyorum çünkü bizde o yetenek yok yani, kesin onlar ilk girişimde bulunmuştur. hatırlamıyorum ya da bastırdım, bir ihtimal ben bi hıyarlık yapmışımdır, onlar da gülmüştür filan ama yok hatırlamıyorum, hatırlamak istemiyor da olabilirim ama yok ya hatırlamıyorum.

oturduk konuşuyoruz, muhabbet iyi. "oturduk" kısmı bu hikayede önem arz ediyor zira... kızlardan biri güzel diğeri daha güzel. benim arkadaş da maşallah nazar değmesin uzun boylu, sarışın, yeşil gözlü, elf gibi bi şey gıcık herif. haliyle ben güzel olanına eğildim o da "daha güzel" olanına yoğunlaştı. gelenek göreneklerimizde var çünkü bunlar hep yazılı olmayan kurallar.

içgüdüsel olarak sürüden (mekandan) uzağa çekmek mantıklı geldi mustakbel sevgililerimizi. ne olduysa işte o zaman oldu. ayağa kalkınca benim güzel sevgili adayım, maşallah boyu posu kendini gösterdi. hollandanın sulak çayırlarında büyümüş kızımız. otururken anlamamışım, kızın kadrajına girmek için zıplamam gerekiyor. en seksi pozlarımı sadece bir anlığına tepe noktasında verebiliyorum sonra ekrandan çıkıyorum.

yok bu böyle olmayacak deyip bizimkini köşeye çektim, abi dedim değişelim kızları. hafif mırın kırın eder gibi olsa da "oğlum, allahından utan lan, zıplayarak mı öpecem ben bu kızı" argümanına kandı. safça da bişey, kaptılar hemen zaten kendisini. değişimin dinamiğini tam hatırlamıyorum ama bi şekilde artık ben hem "daha güzel" hemi de çıtı pıtı alman kızla konuşuyordum. tabiri caizse dört ayak üzerine düşmüştüm, zıplama pratiğinden olsa gerek.

ana sürüden ayırdıktan sonra sıradaki adım sürüyü daha da bölmek, bir diğer deyişle ikili grupları ayırmaktı. şimdi ben arkadaşın yanında ork gibi kalsam da evrimsel biyoloji saolsun adaptif bir yetenek olarak allah da bana çene vermiş. adaptif bir yetenek olarak çene:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

görsen fransız felsefesinin en erotik unsurları zihnimde belirip dilimden dökülüyor. az kalsın fransızcayı söküyordum o motivasyonla, içanadoluluyum halbuki dilim dönmüyor fransızcaya, oğlum biz rızaya ırza diyen tipleriz normalde. işte bunlar hep motivasyon.

neyse, ben çıtı pıtı mustakbel sevgilimi "sadece denize bakarken söylenebilecek olağanüstü bir aforizma" sebebiyle yürüyüşe çıkardım. ama ben felsefe tarihini yeniden yazıyorum bu arada. yemedi, nafile. sonuç: nihil. 404 not found. hegelciydi heralde diye kendimle olan barışıklığımı korumayı başarıyorum o günden beri.

neyse, döndüm ben arkadaşın yanına. ee sen naptın? abi avrupa birliği iç tüzüğünü konuştuk diyor. kız uluslararası ilişkiler bölümündeymiş. aferim koçum böyle devam. bizden bir yol olmaz deyip geceyi ekstra birayla kapattık"

eskiden olsa böyle anlatırdım çapkınlık hikayelerimi ama artık serap olduğu için anlatmıyorum
devamını gör...
yeterince çapkın değildir. gerçek çapkınlar çapkınlıkları hakkında pek az konuşur, hayatlarındaki(?) insana biriciklik hissi verirler.
devamını gör...
hayatında böyle pek anısı olmadığı için yaptığı bir kaç çapkınlığı sürekli anlatarak bunu sık sık yapıyormuş imajı vermeye çalışandır ben çok çapkınım yaa kızlar bana hasta yaa izlenimi vermek istemektedir ama tam tersi görünüyor
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çapkınlık anılarını anlatan birey" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim