emrebey003 yazar profili

iyi bir tablacıda 80 lira olan aynı kebabı, cafcalı tabelası olan bi yerde yiyip 400 lira hesap ödeyen bireylerin yediği kebaptır.

arama beni....
bulamazsın,
aynı sevgiyi,
aynı ilgiyi,
ve aynı beni....
ve ben de
arayamam artık seni,
bulamamki aynı seni,
bir sen var ki
rüyalarda onu arıyorum,
herşeye onu soruyorum,
her yerde onu seviyorum...
elveda....

müstakil , yaklaşık 400 metrekare alana yapılmış, çevresinde meyve ağaçları olan iki katlı bir aile evinin fiyatının yaklaşık 1 milyon dolar: bugünki kurla yaklaşık 27 trilyon tl olmasıdır.
yüzme havuzu olmayan evde 4 yatak odası, 4 banyo, garaj, iki banyo olduğu belirtilmiş.
hiçbişey yemeden 150 sene para biriktirirsem o evi alabilirim, bana gaz verin arkadaşlar.

sen öyle san.
kimileri işsizlik, enflasyon ve kaçak göçmenlerle uğraşırken birileri kendi gözlerden uzak ülkesinde ultra lüks malikanesinde havuz başında bar b q kebabı yapıyor inan.

ben insanları arada sırada söylediği bir cümle ile değil, konu bütünlüğü içinde söyledikleri ile değerlendiririm.
fikir, tarz ve fiillerini asla tasvip etmediğim içinde sözlerini de merak edip dinlemedim.
ancak merak eden varsa yılmaz güney in son konuşmalarını dinlediğinizde asıl fikrinin ve zikrinin ne olduğunu gayet iyi anlayacağınız sözlerdir.

1980 doğumlu rusya doğumlu politikacı ve kickboksör.
tatar bir anne ve kalmık kökenli bir babanın oğludur.
çok güçlü bir boksördür.
2014 te yunan boksör mike zambidis in çenesini kırdığı maçla hatırlanır.
zambis le yaptığı rövanş maçında zambdis i yine sakatlamış, ve yine doktor kararıyla maçı kazanmıştır.
buradan

boş fantezi.
hiç bişey için içimin almadığı biriyle yatmam.

allah yardım etsin.
ülkenizde kalın, dünya size yardım ulaştıracaktır.

bu şarkının bir öyküsü var derler ancak doğrulama olasılığım olmadığı için yazmıyorum.

şüpheli herşeyi umduklarım içinde en az olası şeye yorumlarım.
gelen adımlar sürecin ne yöne gideceğini belirleyecektir.

öncelikle tanımlarsak açık uçlu öykü, bir hikayenin tüm ayrıntılarının anlatılmadığı ve okuyucunun nasıl biteceğini merak etmesine ve tahmin yürütmesine yönelik anlatılan hikaye türüdür.
şimdi hikayeme gelelim:
bir kral kendisinin boydan bire bir bir tablosunu yapması için en iyi ressamlar arasında bir eleme yapar ve içlerinden en iyi olan ressamı kendi tablosunu yapması için seçer.
ressam, kralın bire bir kusursuz bir boydan tablosunu yapar, ancak ertesi gün işine son verilir.
kral ikinci en iyi ressamı çağırır, o da kralın bire bir boydan resmini yapar ve ertesi gün onunda işine son verilir.
bu defa elemede üçüncü gelen ressam çağrılır, durumu anlamak isteyen ressam, kovulan diğer iki ressamın yaptığı tablolara bakmak istediğini söyler, her iki tabloya da uzun uzun bakar ve sonrasında sanırım bunlardaki eksikliği anladım der.
bu defa üçüncü ressam kralın boydan bir tablosunu yapar ve ertesi gün kral tarafından ödüllendirilir ve baş ressam ilan edilir.
......................

seni
benim
gibi
seven
bulamazsın....

farsça dan mı türkçe ye yoksa türkçe den mi farsça ya geçtiğine emin olamadığım sözcük.
farsça daki dil , ağızdaki dil değil kalp- gönül anlamına gelmektedir, ayrıca dil sözcüğü bütün türki toplumlarda aynı anlama gelmektedir. ve ayrıca farsça da dil sözcüğünü zeban sözcüğü karşılamaktadır.
dil sözcüğünün öztürkçe olduğuna ve farsça daki dil sözcüğü ile dillerden birbirlerine ribaund geçiş yada sadece söyleniş benzerliği olduğuna yüksek olasılık veriyorum.

tüm şöhretlerin kaderi budur.
dünya üstünde rab dışında hiçbir şey sonsuzadek zirvede kalamaz...

selçuklular ve osmanlılar göktürk kitabelerini okuyamamışlardır.

bir numaralı kuralı çiğnemişlerdi: '' rabbinin gücünü asla sınama ''...
rabbin senin hayal, beklenti ve kurallarına tabi değildir, aksine senin ona teslim olman gerekir.

süslü bir kapta getirip içine 20 gram tropikal meyve doğranıp, içine bir kaç parça buz, üstüne bir kaşık koyar, bir de pipet batırıp adını da örneğin hawai dilinden bi isim koyarsan örneğin '' hua dua'' al sana 20 liralık yoğurt oldu 90 lira.

bir (bkz: femina summa prudentia) ukdesi.
bence birkaç sebebi olan durum.
1: özgüven eksikliği
2: çekingen kişilik.
3: reddedilme endişesi, reddedilmek bazı bireyler için çok bir sorun olnasa da bazılarında depresyonik sonuçlara yol açabilmektedir.

akla gelen hemen herşey diyebilirim.

geç latince de kum- kumluk alan demektir.
anfiteatr tarzı dövüş oyunlarının yapıldığı yerlerdeki zeminin kumla kaplı olmasına atıftır.
daha eskiden gladyatörler taş zemin üstünde dövüşüyorlardı.
kum, romalı arena hademelerini dövüşlerden sonra akan kanları temizleme zahmetinden kurtardığı için tercih edilmiştir.
akan kanları kum emer ve peşpeşe dövüşlerde gladyatörlerin ayakları kaymaz, ve bir sonraki katliam için temizlik yapmaya gerek kalmaz.