çay içmek için yaşamak

... yaşam sıvısı çay olanların hali... ben her gün çay içmek için uyanıyorum...

türkiyede içtiğimiz çay. gerçek çayın en kötü kısımları. ancak yurt dışından gelen çay içiyorsan gerçek çay içiyorsundur tabi. o çayı şekersiz içmek güzel gelir ama türkiyeden bir marketten aldığın çayı şekersiz içtiğinde keyif alamıyorsun. ben çayı çok seven günce 20 30 çay bardağı içen karadenizliler tanıyorum. hepsi şekerli içiyor. iki şeker, tek şeker, yarım şeker ama illa ki şeker atarlar. ama gerçek çay içseler şekere gerek kalmaz. bu nedenle başlığın adı şekerli çay içmek için yaşamak olarak da değiştirilebilir.

kahve içmek için yaşayanlarla teke tek kapışabilecek güruh. her iki güruh da sağlıksızlığın dibine vurmakta gereksiz bir ısrardalardır.

şu çayı kahveyi şekersiz içenlerin öz güveni ve yükselmesi yok mu ona bayılıyorum
- yalnız o çayın tadını alamıyorsun!
- bir alışsan bir daha şeker atmazsın!

çok tatlısınız yaa

kederlenirsin dertli dertli bi demli çay içersin
muhabbet koyudur yanında can dostun vardır bi çay içersin
keyfin yerindedir bi keyif çayı içersin
pazar sabahı kahvaltısının arkasına güzel bir günde bir çay içersin
yani çay içersin

...cenaze evinde dahi içersen garip karşılanmayan, oburluk olarak görünmeyen sıvı... büyükbabam sadece porselen demlikte ve 2şer fincan,pek tabii ki porselen fincan, ingiliz çayı içerdi, kimsenin demlemesine izin vermezdi, her sabah kendi kalkıp spor yapıp; 92 yaşına dek sağlam yaptı yaz kış demeden yürüdü, elektronik manyağı gezintiler yapardı, gelir çayı demler, o minik teneke kutularını sanki avrupa biblo gibi özenle dizer ve sevgiyle açardı, sonra çayını içip demliği yıkar kurulardı. tam bir seremoniydi, saat 4'te yine aynı seremoni ya bir dilim , görgülü pastanesi'nden alınmış olmalı , pastayla ya özel ev yapımı bir çörekle, ki paskalya tercihiydi onu da manevi kızı kendi inanışının parçası olarak bir ayrı yapardı hele bayram ve kutlamalarda, yine 2fincan içer ve en fazla yarım saat ocakta kalmasına izin verir gerisine o çay çöp oldu der,içirmezdi. ben biraz babamla o çizgiden çıkıp bağımlı oldum. ama babacığım da çay için yaşardı... çay yoksa, hayat yok... tavsiyem balkanlardan gelen kuşlu çaydır, köklerimiz nedeniyle ihtimas geçmiyorum gerçekten ya da gürcü canların özel çayıdır, öyle rize'de bize alın işte bu meşhur çayımız dedikleri çay, yazar arkadaşın da bahsettiği üzere çöp çay... hatta tozu falan... ama bergamotsuz çay da içemiyorum, mutlaka ekleyeceğim... iyi demlenmeler...

sorgulanması gereken varoluşsal bir sancı. türkler neden çay içmeden yaşayamaz?

bir çay şekeridir yaşatan insanı,
aldım elime çayımı.

dı rım rım.
iyi ki varsın.

imera'nın yanlış'da ısrarıdır. tipik bir karadenizli, ellerine baktım bembeyaz, kansızlık, ferrumsuzluk var. çayda kan düşmanı, emiyor ferrumu...

melali anlamayan nesle aşina değiliz.

kaçak çay ise yaşanır

çay sevmem