çayı bardağa vura vura karıştıran insan

kimileri için rahatsız edici sesler çıkaran eylem.

kaşığı olmasın o.evet itici gelir.kimi zaman deli eder.

sonsuza kadar devam edecekmiş gelir. yeter be kardeşim ne karıştırdın,şeker gaz haline geldi denmek istenir.

sanki sert kariştirinca daha cok şekerleneceği düşünülüyor.

bir başkadır dizindeki hocanın çay karıstırma sahnesi gözümün önüne geldi başlığı görünce direkt. bölümleri arka arkaya izlediğim dizilerin içinden zor çıkıyorum vallahi.

kişinin üniversite için gittiği şehirde tek başına yaşamaya başladığında özlediği sestir. zira evde ses olması, yan odada birilerinin olduğunun bilinmesi bazen bünyeye mutluluk vermektedir.

cüretkar ve münasebetsiz insanların yaptığı nahoş bir eylemdir, diyerek tanımımızı yapalım.

oldu olacak bu insanlara özgü diğer muhtemel davranışları da sıralayalım bakalım.
- toplu taşıma araçlarında yüksek sesle telefonda konuşurlar
- sıraya girme yahut sırasını bekleme adetleri yoktur
- hizmet sektöründeki insanlara karşı kaba ve saygısız davranışlarda bulunurlar
- hapşırırken, öksürürken ağızlarını kapatmazlar
- maskeyi doğru düzgün takmazlar
- apartmanda oturuyor olsalar bile topuklarını yere vura vura yürürler
- pencereden, balkondan bir şeyler çırparlar(halı, kilim, sofra vb)
-trafik kurallarına uymazlar
-homofobik olurlar
-insanlara saygıları yoktur
- cinsiyetçi ve de tabii ki ırkçı olurlar
- kitap okumazlar

okuyanı sıkmayacağını bilsem daha da uzatırım ya neyse...

neticede birilerini rahatsız etmek onların umurlarında olmaz, dünyanın merkezi onlardır.

edit: başlık sınırı yoksa eğer başlık, anlatım bozukluğunu gidermek adına düzenlenebilir.

(bkz: yazılı olmayan kural) bölümünü ziyaret etmeli dediğim kişi.

benim gibi mizofoni rahatsızlığı olan kişiler için boynunda "gel beni göğsümden çifte ile vur" tabelası asılı halde dolaşan insandır.

çok mu acıktın ferman!!(kv)

şeker kullananların sayısının azalmasıyla ,şanslıyız ki, daha az rastlanan kişilerdir.

şekersiz içerim.

sömestr samidir.

bir keresinde bunu yaptığımız için grupça paylamışlardı bizi. ankara'da seçkin savunma sanayi firmalarından birine teknik gezi düzenlemiştik, sunum sonrası ikram çaylar geldiğinde birkaç arkadaş çan çan vura vura karıştırdı çaylarını. firmanın arge müdürü gençler size abi tavsiyesi olsun, böyle gürültülü karıştırmak münasip değildir, buna dikkat edin diye uyarmıştı.

bu da böyle bir anımdır, yeri geldiydi.

şekersiz çaya alışıp hem sağlıklı bir olaya geçiş sağlamasını hemide milleti sinir etmemesini tavsiye ettiğim şahıslar bütünü.

sabah duyunca kahvaltı yapıldığını akşam duyunca yemeğin yendiğini anladığım ses

şey mi dostum 'ben'

ağız şapırdatarak yemek yiyen vahşiler ile birlikte eşrefimahlukat hiyerarşisinde en alt sıralara yakın bir yerde konumlanan insan.

zangoç kılıklıdır, çay karıştırmıyor sanki kilisede çan çalıyor.

köylüdür.