cazibe hanım’ın gündüz düşleri

psikoloji/dram türünde yerli sinema filmidir..

yönetmen koltuğunda irfan tözüm oturuyor..

başrolde hale soygazi yer almıştır. diğer önemli rollerde; suna selen, uğur polat, macit koper, nüvit özdoğru, suat sungur oynamıştır..

orta yaşlarında annesi ve dayısıyla yaşamak zorunda kalan bekâr bir kadın olan cazibe hanım’ın hayatı anlatılıyor filmde..

oyunculukların tamamı başarılıydı. başrol cazibe hanım karakterine hale soygazi ruhunu vermiş. karakteri yaşıyordu. anne füruzan karakterinde suna selen mükemmel oynamış. tamburi behçet bey rolünde macit koper ve kemani tahir bey rolünde nüvit özdoğru harikaydılar..

toplumda sosyal statü sahibi olamayan cazibe, üzerinde sürekli aile ve mahalle baskısı olan bir kadındır. bu baskılardan kurtulmak için çareyi iç dünyasına kaçmakla arar. cazibe’nin üzerinde öyle bir anne baskısı vardır ki düşlerinde bile rahat bırakmaz onu..

müziklerine bayıldığımı söyleyebilirim filmin. alaturka nağmeler pek hoştur. dinlerken mest ediyor insanı..

annesinden dolayı cinsellik doğal bir şey olarak değil, bir tehdit olarak hüküm sürüyor hayatında cazibe’nin. bu durum da cazibe’nin zihninde ne gibi sorunlara yol açabilir bunu görüyoruz filmde..

filmde ruhsal çözümlemelere yer verilir. bastırılmış cinsellik duygusuna psikanalitik bir bakış açısı getirilir. gerçek ile düş arasındaki ilişki irdelenir..

filmin atmosferini çok beğendim. çekildiği dönemi mükemmel yansıtmış yönetmen..

kemani tahir bey ile tamburi behçet bey’in alaturka sohbetleri ve dinletileri çok güzeldir..

filmin adını ayrıca beğendim. adını kim bulduysa takdir ediyorum. hem sıra dışı hem kulağa hoş geliyor..

cazibe hanım’ın gündüz düşleri, antalya altın portakal film şenliğinde en iyi film, en iyi özgün müzik ve en iyi senaryo ödülünü almıştır. bence ödülleri kesinlikle hak etmiştir. hatta o yıl en iyi kadın oyuncu ödülünü de hale soygazi almalıydı. bu ödül düş gezginleri filmindeki zayıf oyunculuğuyla(genel olarak iyi oyuncu olmadığını düşünüyorum) lale mansur’a verilmiştir. o yıl altın portakal’da en kadın oyuncu ödülü’nde haksızlık yapıldığını düşünüyorum. bu ödül kesinlikle hale soygazi’nin olmalıydı..

türk sineması’nın en nahif ve en etkileyici filmlerindendir cazibe hanım’ın gündüz düşleri..

döneminin istanbul’undan enfes manzaralar vardır filmde. izlerken zaman tünelinde çok hoş bir yolculuğa çıkıyorsunuz..

bu harika film ülkemizde pek bilinmez. ele aldığı konu ve bu konuya yaklaşımı bakımından önemli bir film olduğunu düşünüyorum..

cazibe hanım’ın gündüz düşleri, konusu ve özgünlüğü bakımından oldukça önemlidir. bu açıdan izlemeye değer bir yapım olduğunu düşünüyorum..

aşağıda filmden bazı detaylar paylaşacağım. filmi izlemeden ayrıntıları öğrenmekten haz etmiyorsanız aşağıda yazılanları okumamanızı öneririm..

[[spoiler]]

filmin açılış sahnesinden.

“yaşam bir düş değil, ama bir düşe dönüşebilir.”
novalis

cazibe’nin annesinin göğsündeki ur hakkındaki düşünceleri ne kadar anlamlıydı. o unutulmaz sahneden.

— bir gün sen de acı vermeye başlayacaksın biliyorum. insanın içinde büyüttüğü her şey gibi.

tahir bey’in yaşama veda etmeden önce odasında cazibe için içki şişesinin içine sakladığı not ne kadar hüzünlüydü. beni en çok sarsan sahne sanırım oydu.

kemani tahir bey’in cenaze törenindeki fasıl sahnesi de beni inanılmaz etkilemişti. tüm yaşamını sanata müziğe adayan tahir bey, tıpkı yaşamındaki gibi müzikle uğurlanmıştı son yolculuğuna.

peki ya cazibe hanım’in hayatta kendini sadece orada rahat hissettiği düş odasında eski resimlere bakarken hayâller kurmasını unutmak mümkün mü?

[[/spoiler]]