en eskisi olduğundan emin olmasam da oldukça eski olduğunu düşündüğüm bir anım var:

efenim o zamanlar ya sekiz yaşında olmalıyım ya da dokuz falan. oldukça küçüğüm yani. dişlerimden birinde ne olduğunu hatırlamadığım bir sıkıntı vardı ve diş hekimine görünmem icap ediyordu. ben de gitmek istemiyorum tabii, çocuğum korkuyorum. annem kolumdan çekip zorluyor beni götürebilmek için. ne olacağının belirsizliğinden korktuğum için ben de kendimi koltuğa yapıştırmaya çalışıyorum, annem de beni yapıştırdığım yerden kaldırmaya çalışıyor derken nihayet babam geliyor ve direk ellerimi ve bacaklarımı birleştirip kaldırıp ve götürüyor beni güç bela.

bundan sonra diş hekiminin ofisine geldik. tabii ki sıra var oralarda, en az yarım saat daha bekleyeceğim misafir köşesinde. canım sıkılıyor o sırada ve öfleyip, pöflüyorum sürekli. derken, sonraları gözüm sehpadaki dergilere çarpıyor.

"çok sıkıldım ya, bari şu degilere göz atayım diyorum" içten içe. çocukluğun getirdiği masumanelikle lüks arabaları anlatan bir dergi seçiyorum. o zamanlar da arabaları çok seviyorum, sayfaları çevire çevire "vay canına, ne güzel arabalar!" diyerek dergiye bakınıyorum. derken o mühim sayfalar başlıyor...

bir de bakıyorum ki derginin kenarında oldukça seksi modeller var. arabaların yanında poz vermiş hepsi. ama üst tarafları direkt çıplak ve cıbıldak. o zamanlar o derginin neyin nesi olduğunu bilmiyorum tabii, ama herhalde yanlışlıkla bir playboy dergisi falan seçmiş olmalıyım.

her neyse işte efenim, ben o fotoğrafları görünce o çocukluk heyecanımla beraber gözlerim fal taşı gibi açılıyor bildiğiniz. heyecandan saçmalar gibi olduğum için, durumu anlamasınlar diye elimdeki dergiyle hemen başka bir köşeye geçiyorum sonra. "oha bu ne ya!" diye diye dergideki çıplak kadınları süzmeye başlıyorum teker teker. tabii bu sırada annem babam yakalamasın diye durumu çaktırmamaya çalışıyorum o sırada. derken sevgili diş hekimi hanım bir anda bize sesleniveriyor. ben de o sırada dergiyi gözlerimle taramaya devam ediyordum. diş hekimi çağırır çağırmaz, o an fazla odaklanmam sebebiyle bir anda yerimden sıçrayıveriyorum. ben böyle yapınca babam bir şeyler çevirdiğimi anlıyor tabii, sonra da bana bakarak elimdeki dergiye doğru yöneliyor bakışları. "ne okuyorsun sen bakim" diyerek çekip alıyor elimden dergiyi.

babam bunu görünce hafif bir şaşkınlık geçiriyor tabii.

hatırladığım kadarıyla, dergiyi şöyle bir yarım dakika falan süzdü ve sorguladı. sonra da dergiyi kapatıp masaya geri koydu. bunu yapar yapmaz bakışları tekrardan bana yöneldi, ben o çocuk heyecanımla "eyvah, bu sefer cidden dövecek beni" diye düşünerek zar zor yutkunmaya başladım. derken babam seri bir hareketle enseme yavaşça vurarak kafamı çekti, büyük bir kahkaha atarak "vay eşşoleşek ahahaha" diye gülmeye başladı. anneme dönerek "bu büyüyünce çapkın olacak belli" diyerek kikirdedi ve sonra saçlarımı okşadı. ben ağzımı kırar diye düşünüyordum ki, böyle bir tepki vermesinden sonra rahatladım ve ben de gülmeye başladım.

hayatımda çıplak bir vücut görmeye karşı ilk tepkim de buydu işte. o gün de bana böylece hatıra kalmış oldu. naçizane anlatayım dedim...*

edit: şöyle bir kere daha göz gezdireyim dedim de, sanırım hayatımdaki en kötü yazı yazdım az önce.*
devamını gör...
ilk girdiğimde "biz ne yapıyoruz, ha bire gitgel babam" diye düşünmüştüm. derken yarım saat geçmiş, o ara bir şey olmuş. bana da oldu.
devamını gör...
ben çok kontrollü ve inanılmaz bilimsel bir şekilde öğrendim ve çok uzun yıllar da o ilk öğrendiğim bilgiler bana yetti. bu sebeple direkt adını da açık açık yazacağım çünkü bu şekilde öğrenmenin en doğrusu olduğunu düşünüyorum.

10 yaş civarlarında bir gün kuzenim ile kitapçıya gittik. ikimiz de kitaplara bayılırız. ben kendimi çocuk edebiyatı ve klasik edebiyat arasında yitirmişken o 'çocuklar için bilim' rafına göz atıyordu. bir kaç dakika sonra yanıma gelip üç farklı kitap gösterdi ve bende olup olmadıklarını sordu. ben de olmadığını söyledim. o kitaplardan biri tübitak yayınları'nın vücudumuz nasıl çalışır isimli bir kitabıydı. kitapta tüm insan vücudu bir makineye dönüştürülmüş ve belirli sorular eşliğinde bu makinenin nasıl çalıştığı açıklanmıştı. tahmin edebileceğiniz gibi o sorulardan biri de 'bebekler nereden geliyorlar' sorusuydu. gayet hayatın olağan akışı içerisinde bir gün o kitabı karıştırırken öğrendim her şeyi. ayrıca o yaş çocukları için de gayet güzel ve yeterli görsel ile açıklanmıştı her şey.

yıllar sonra söz konusu üç kitabı bana o kitabı alan kuzenimin yeğenine verdim. eminim ki bir kere açıp bakmadı o kitaba. muhtemelen içine hiç bakmadan çürüyüp gidecek kitaplar onun elinde.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"cinselliği keşfettiğiniz ilk an" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim