çirkin olmam benim suçum mu diyen kız

bugün başıma gelen ve beni derinden üzen kızdır. evet kadınların hepsine ayrı ayrı değer veririm ama ben de bir yakışıklı olarak güzel kadınlardan hoslanıyorum ve guzel kadınlarla sevişiyorum. her kadınla olmaz ki bu da can. her neyse reddettiğim kadından bunu duymak beni üzdü ve bugün dalgınliktan kaza yaptım. yakışıklı olmak zor arkadaşlar.

edit: yatırım yapar gibi tanım girmişim, millet aylar sonra beğenmeye başlıyor. eyvallah sözlük eyvallah yoldaşlar.

biraz kalbi kırık diyebiliriz. sevmiş birisini kendi çapında, belki güzel olsaydı kestiği çocuğu elde edebilirdi.. suç onun çirkin olmasında değil ama ona o duyguyu hissettiren insanlarda suç. ama gel anlat anlatabilirsen.

kendimi ben yapmadim o yuzden rahatim

çirkinlik dış görünüşle sınırlandırılmamalı içi güzel olmalı bir insanın bakınca gözlerine onda kaybolunmalı mesela

"çirkin değilsin bitanem. birinin -en basitinden kendinin- güzellik standartlarına uymuyor olman seni çirkin yapmaz. asıl çirkinlik ruhta olur. yüzde değil" diye gerçeklerin yüzüne vurulması gereken kız.

elbette değil; ama çirkin kalmayı sen seçtin

çirkin kimse yok.
hani diyoruz ya ne güzel kadın, yanında ki oduna bak.
yada
ne yakışıklı erkek, yanında ki cadıya bak.
hıh işte
leyla'da çok güzel değilmiş.
mecnuna sormuşlar; sen bu leyla'nın neyine aşık oldun, ondan güzel bir sürü kız var.
mecnun; siz birde ona benim nazarımdan* bakın diye cevap vermiş.
bilmem anlatabildim mi.

çirkin - güzel bu adlandırmalardan kendini soyutlamak ruhun bu dünyadaki görevidir. bir kere güzel olan kişi o güzelliğe sahip değil; o güzellik ona emanet. yani o güzellik ona, onun hiç de iradesi olmadığı halde bir lütuf ve ikram olarak gelmiş, şükretmeli. gelelim çirkin olana*

kızlar durun bir dakika. bir erkek olarak, konu dışı bir parantez açacağım. yeni işe girdim, 6. günümdü bugün. haliyle iş yerinde kızlar da var. bir tanesinin burnu bantlıydı. lan dedim, yazık garibim, elim ve feci bir kaza geçirdi herhalde. fakat gelin görün ki kaziye-yi anhiye öyle değilmiş. sigara içme alanında bu kulaklarımla şahit oldum konuşmalarına kendi aralarında. burnunu yaptırmış işte kız. arkadaşlarından biri diyordu ki: ya kanka çok iyi yapmışsın, içinde kalacağına...

bir diğeri:

"ohoo ben kaç kere yaptırdım ki..."

sonra bir tanesine baktım aralarından, sarışın, doğal değil tabii ki ve o kadar yapmacık bir yüzdü ki... kötü bir kız mı? e hayır tabii ki, ne haddime benim insanlara kötü demek.

sonra şimdi, az önce işte, o kızı gördüm kasada, bantı çıkarmış burnundan, tamam burnu düzgün, kuğu boynu gibi maşallah ama gel gör ki kızın burnunun bantlı halinde dahi yüzü daha doğaldı. eski halini hiç görmedim zaten.

bu arada aşırı ihtiyacı olanlar yaptırır estetik ben hiçbir şey diyemem. neyse konu dışı mülahazam bu kadar. konuya geri dönelim.

sözde çirkinlere gelelim. hayat bir ziyafettir. bu ziyafette önümüze ister ballı börek gelir, ister kuru ekmek soğan; bize düşen afiyetle, kibarca ve nazikçe, asil bir duruş sergileyerek o yemeği yemektir.

unutmayın, yeme sırası bize gelmediyse aslolan edepli bir şekilde beklemektir. güleceksiniz ama cidden, rabbim bizi yüz üstü bırakmaz. sabır kıl her belaya demiş şair, hane-yi rahmanı incitme.

otobüste, tekerin üstünde, iş çıkışı, haldir kuldur ancak bu kadar yazabildim, kusurum olduysa affola.

dayıların facebooktan edindiği alışkanlıkla sürekli ınstagramdan dürtmesinden iyidir...
nicksiz sen de 'sus kız' diyip rossmana soksaydın ya kızı.insanlık ölmüş.

aslında haklılık payı olan kızdır muhtemelen estetik yaptıracak parası yoktur. günümüzde çirkin insan yok parası olmayan insan vardır. bunu unutmayın kankalar.