çocukken kardeşlere yapılan işkenceler

banyoya kitlemek.

kendi inemeyeceği yüksek bir yere oturtup ağlatmak. kurtarınca sımsıkı sarılması filan.

kendi ellerimi tutup bana vurdurmasıydı. çaresizliği ilk o zaman öğrendim.

yemek yerken böcek ve farelerden bahsederdim smsmssm

klasik olarak aile bireyleri bir yere gittiği zaman bizi terk ettiler diyerek ağlatma. evet.

annemin makyaj malzemeleri vardı, ruj, göz kalemi maskara işte bilmem ne gösterseniz adlarını bile bilmem. erkek kardeşlerim erken uyuduğu zaman sabah travesti olarak uyanırdı.

görseniz çok seksi bir hanımefendi olurdu, kiraz gibi dudaklar, elma gibi yanaklar, sürmeli gözler, ojeli tırnaklar.

biz seni cami avlusunda bulduk hikayesi. ne ağlatmıştım yavrucağı

elini kapıya sıkıştırmayı görmüştüm ya insanların içinden neler çıkıyor öyle.

ablamı durmaksızın korkuturdum. her duvarın dibide, kapı arkasına, sağa sola saklanır geldiğinde ise korkuturdum. çekilmez bir çocukmuşum yahu.

abim -kuzenim - ve ablamla evde yalnız kalmıştık. benim de canım çok sıkıldığından oyun oynamak istemiştim. beni güzelce yalvartmalarının ardından twister kutusu çıktı ortaya. nasıl severdim ama nasıl... neyse, başladık oyuna oynuyoruz. birden bir baktım ablam ve abim odadan çıkıyorlar. peşlerinden koştum ama üstüme kilitlediler hemen kapıyı. hâlâ oyunun eğlencesindeydim ki "michael jackson duvarlarda geziniyor" diyerek ulumaya başladılar. o zamanlarda çok korkuyordum adamdan. şimdi kulağa korkunç değil komik geliyor hatta. baya bir ağlamıştım ama korkudan.

cusse olarak en ufak olan ben oldugum icin bol bol maruz kalmistim. bir animizi hatirliyorum, ablam ve erkek kardesim ayni anda uzerime kosup bana toslar sonrada 'tost saldirisi' derlerdi buna.

abilerimi haraca baglamistim, sigara içtiklerini babama söylememem için hergun ayrı ayrı çikolata alıp para vermek zorundalardi. bir gün vermediler söyledim. babam önce onları dövdü, sonra onları ispiyonladim diye bana kızdı ama ben kucuktum hemen ağlamaya başladım. bu defa babam bakkala götürüp çikolata almıştı:)) büyüdüğümde benim sigara içtiğimi abime söylemesin diye de ben annemle ablama haraç vermeye başladım. :))

ablamın arkadaşları eve geldiğinde beni odaya almıyorlar diye tam kapının anahtar deliğinden ya da en alt kismindan içeri doğru bagriyordum, ağlıyordum falan :d

yine ablamın bütün kazaklarını o uyurken çalıp okula götürüp ben giyiyordum :d

bir kere de eve yeni bilgisayar almışlar internet sınırlı kotalı filan resim indirirsen ekstra faturaya yansıyor. bizimkiler bana pc kullanmayı öğretiyor yavaş yavas. bir pazar sabahı herkes uyurken bilgisayarı açtım hepsi grubunun bütün fotoğrafları teker teker indirmeye başladım. iste 30. filan küçük abim uyandi geldi napiyorsun bitanem filan. ben heyecanlı heyecanlı abii bak sana ne gostericem diyorum. abim ne gostericen diyor, açtım tek tek resimleri gösteriyorum. abim diyor ki abicim sen ne yaptın. ben şaşkın şaşkın noldu ki abi. abim bunlar paralı, para istiyorlar bizden fazladan. iste ben ve orijinal cevabim "abi para istemedi ki hem parayı neresinden koyacaz bunun (pc kasasiyla oynuyorum). :)) biraz yüklü bir ödemeleri olmuştur herhalde. ailecek pc başında ufo görmüş masum köylüler gibi google geçmişini incelediler bir süre çünkü iste videolar, görseller bilmem ne :)))

öncelikle kız kardeşimle aramda 3 yaş olduğunu, yani benim de gerçekten küçük olduğumu, ayrıyeten kardeşimin aşırı yaramaz bir çocuk olduğunu belirtmek isterim. özenerek oynadığım, bir şey olmasın diye başını beklediğim oyuncaklarımı mahalleye dağıtır; gizli gizli abur cuburlarımı yer, defterlerimi karalar ve kumbaramdaki paraları alırdı. ben de bunların intikamını almak zorunda hissetmiştim.

1. annenin mutfakta ve meşgul olduğu bir anı kollamak ve ardından kardeşe hamburgercilik oynama teklifi sunmak. kabul edilen teklif sonrasında kardeşi 2 koca koltuk minderi arasına koyup (hamburger olduğunu sanıyordu) üzerine oturmak. ara sıra anne şüphelenmesin diye kalkıp nefes almasına izin vermek ve ardından oyuna devam etmek.

2. haydi palyaço makyajı yapalım diyerek kardeşin yüzünü sulu boya ile boyamak ve çok yakıştığına inandırmak.

3. bayramlarda verilen harçlıkların kabalama hesabından sonra 3 tane 10'luğun daha fazla olduğuna kardeşi ikna ederek karşılığında 1 adet 50'lik almak. (daha sonrasında farklı miktarlarda olmak üzere de devam etti ama birkaç yıl sonra köfteyi çaktı)

4. kardeşi köle olduğuna inandırmak ve bir şeyi belli bir süre içerisinde yapmasını söylemek. örneğin 10 saniye süre tutup su getirmesini istemek ve aceleyle koşuşturmasını izlemek. (bir gün olsun neden diye sormadı. şapşal biraz. eşek kadar oldu hala işe yarayan bir taktiktir.) sonrasında annenin duruma uyanması ve azar yemek fakat anneden gizli yapmaya devam etmek.

5. alınan bir çikolatayı veya dondurmayı önce bitirme yarışması yapmayı önermek, kabul ettirmek, bilerek bitirip kazanmasına izin vermek ve karşısında pişkin pişkin dondurmamı/çikolatamı yemek. daha sonrasında ağlaması.

6. su içerken deli gibi güldürmek ve boğulmasını izlemek.

7. bir de astronotçuluk oynamayı teklif etmek var. kafasına poşet geçirip oradan oraya koşturmak ve uzaya çıktığına inandırmak. sonrasında annenin görmesi ve azar yeme.

aklıma ilk gelenler bunlar. hiç dövmedim kendisini ama dövsem daha az travmatik olurmuş*. şimdi ikimiz de büyüdük hatta sosyal medyadaki uzun kardeş kısa abla esprilerini haklı çıkaran bir şekilde beni geçti. fakat hala yaptığım şeyler var. küçük erkek kardeşimle de özenle ilgileniyorum şu sıralar. ne yapayım uğraşmak çok hoşuma gidiyor. yaptıklarımın binde birini kardeşlerime yapmaya teşebbüs edenlerin akıllarını alırım orası ayrı. ablalık zor sayın yazarlar, ablalık zor.