damat adayının kahvesine tuz ruhu katan kadın

"bir kere evleniyorum terör örgütü" mensubu olan kadın.
(bkz: kadınların bir kere evleniyorum şımarıklığı)

boşanıp tekrar evlenebilmeyi kadın-erkek herkes için kolaylaştırmamız gerek. yoksa daha çok canlar yanacak.

taammüden, kasten, tasarlayarak canavarca hislerle adam öldürmeye tam teşebbüsten yargılanıp ömür boyu hapse mahkûm edilmesi gereken cani. muhtemelen mahkemede deli numarası yapıp cezada bilmem kaç oranında indirime gidilir "seme lan bu" diyerekten önce tımarhane atılır ardında da salıverilir.

bu insanların resmi bir şekilde üreyip çoğalıyor olmaları beni düşündürüyor aslında

koca koca adamlarsınız uyduruk bir sitenin reyting almak için uydurduğu haberlere yorum yapıyorsunuz. kaynağa bak çay demle. bir tane kahve fincanı ve tuz ruhu şişesi fotoğrafı.

bir sürü sosyolojik çıkarım yapılabilir bu yalan haberle. izdivaca ve kadınlara bakış açınız, cehaletiniz, ön yargılarınız. "bir kere evleniyorum" cümlesi ile tuzlu kahvenin ne alakası var ya bir kere? bir yalan uyduracaksınız bari haber girmeyi bilin. nereden duydun ulan kızın bir kere evleniyorum dediğini? diye sorsanız yeterdi aslında.

vasatsınız yahu. bu yüzden çok tehlikelisiniz.

kötü düşünmeyin hemen, ruhuna fatiha okumak istemiştir.

edit: gerçekten yaşanmış bir de, baştaki tanımı sonradan okudum. şaka gibi..

damat ruhunu teslim etmiştir artık.

azcık daha aklı olsa gerizekalı olacakmış.

insanlar belli bir yaşa nasıl geliyor asla aklım almıyor. yani o yaşa kadar tuz ruhunun hidroklorik asit başlıca olmak üzere çeşitli asit karışımı olduğunu öğrenememiş mi? üzerinde kullanma talimatını okumadan mı kullanmış.

yoksa o güne özel mi almış. ay bu daha fena.

günah yaa.

olayın gerçekliğinden emin olmamakla birlikte “dünyanın en önemli şeyini yapıyorum, evleniyorum, benimle evlenen erkek ne kadar da şanslı onu kabul ettiğim için” şımarıklılığı ve “ne yapıp da daha çok dikkat çekerim” dürtüsüyle insanın ne kadar saçmalayabileceğini gösteren haberdir. özellikle sosyal medya sayesinde her şeyin en değişiğini yapmaya çalışan bir sürü insan varken çok daha fazlasını görebileceğimize hazır olmamız gerekir.

ayrıca eski kocamın beni tekrar istemeye geleceği gün için bi “acaba” dedirtmiştir (swh)

öncelikle, yapılanı asla savunmuyorum. bence kadın, adamı öldürmek istemiş. insan sevdiğine böyle bir şey yapmaz çünkü.

gerçi olayın gerçekliğinden kuşkuluyum. damat adayı açısından da tabii trajik ama, tuz ile tuzruhu arasındaki farkı bilmeyen birinin, evlenemeyip üremeye imkan bulmaması açısından da sevindirici.
(bunlar malumunuz oy da kullanıyorlar maalesef.!)

tuz ruhu hidroklorik asit idi değil mi evet... tuz bile değil. kendinden sonraki jenerasyona sodyum siyanür karıştırmasını önereceğimiz kadındır efenim yoksa ne o öyle kimya cahili gibi.

edit: sıfır sıfır sıfır’ın uyarısı ile: ytd

teşekkürler sıfır sıfır sıfır.

kahveye içinde " tuz" geçtiği için tuz ruhu koydum, öldürücü olduğunu bilmiyordum deyip salağa yatacak..

tasarlayarak öldürmüş... damat beye allahtan rahmet dilerim. gelin hanım fazla yatmaz gibi geliyor bana.

hangi aklın ürünü diye sorguladığım olay, hani bu cahillik de değil başka bir boyut.

hani bir laf var, yalancıyı silkmiyorlar ya, at yalanı diye...
halk aptal ve cahil olunca istediğin gibi yalan söyleyebiliyorsun anlamına geliyo bu.
1) tuz ruhu, diğer tüm asitler gibi ekşidir. kahve ağza girdiği anda fark edilir ekşilik.
2) tuz ruhu kokar. bir şişe kapağı kadar bile koymuş olsa koku fark edilir.domestos gibi kokar. herif salak mı ki domestos kokulu kahveyi içmiş.
3) tuz ruhu kahveyi "yakarak" dibe çöktürür.
4) fark edilmeyecek kadar miktar, mesela iki kola şişesi kapağı kadar, öyle ağır hasar vermez. tuz ruhu hidroklorik asit çözeltisidir. marketten aldığınız tuzruhunun içinde %15'ten fazla asit yoktur. (yasa gereği) bunu kahveye koyarsanız asit oranı %2-3'e düşer. bu da en fazla mide ekşimes yapar. (midede doğal olarak hidroklorik asit vardır)
sanırım cahil muhabir arkadaşıyla konuşurken kahveye tuz değil tuzruhu koysak ne olur gibi "esprik yaptı". tuz ruhunun ne olduğunu bilmediği için de iyi bir haber gibi göründü.

her duyduğunuza inanmayın. biri öyle kafasına göre yazmış. dikkat çekmek için.

zorunlu tanım: kaynak güvenilir değil. muhtemelen uydurma haber. ama benzerleri daha önce yapıldı. hatta yanlış bilmiyorsam bir damat adayı bu sebeple hayatını kaybetti.

şimdi gelelim tuzlu kahve geleneğine: sanıldığı gibi "bakalım benim elimden zehir bile olsa içecek mi?" şeklinde bir motivasyonu yok bu geleneğin. bu topraklarda eskiden yapılan evliliklerin çok büyük bir kısmı görücü usulü yapılırdı. halk yobaz olduğu için değil, o dönemde gençlerin sosyalleşebileceği pastane, muhallebici ve benzeri yerlerin sayısı azdı ve sadece şehir merkezlerinde vardı böyle yerler. haliyle şimdi olduğu gibi, potansiyel eşlerini kendileri bulup seçemiyorlardı çoğu zaman. tabi çocuklarını kısıtlayanlar da az değildi. her neyse, birileri aracı olurdu, erkeğin ailesi kadının evine "kız istemeye" giderlerdi. kadın damat adayını beğenmezse ya da gönlünde başkası varsa, damat adayının kahvesine "biraz" tuz atardı, damat mesajı alır, kahveyi içmezdi. aileler de durumu anlardı tabi. isteme falan olmadan kalkıp giderlerdi. tabi damat kahveyi içmeyi de tercih edebilir, o noktada ne olur ne biter, o da ailelerin dinamiğine bağlı.

uzun lafın kısası: kahveye tuz atmak "ben bu adayı istemiyorum" deme şeklidir. kendi seçtiğiniz eşinizin kahvesine neden tuz atarsınız ki? hadi tuzu da geçtim, mutfakta ne bulursa katan manyaklar var. adetlerinize bu kadar düşkünseniz, neyin ne olduğunu da bilin bi zahmet.

ben ayı beyin kahvesini, herkesinki gibi dümdüz yaptım zamanında. çünkü biz birbirimizi seçtik. siz de seçtiğiniz eşlerinize güzel bir kahve ikram edin. saçma sapan adetimsi şeylerle ağzınızın tadını kaçırmayın.

bu #3673736 görsel öyle haklı ki. tuz ruhunu, limon tuzu gibi bir şey mi sandı acaba? olay gerçekse cidden cahilliği fazla hafife alıyoruz.

henüz yapılmadıysa bile yapılacaktır. bu seremoni çılgınlığının, ne oldum delisi olmanın sonu yok çünkü. tuz ruhu değil belki ama tuz, limon, çeşitli biberler ve baharatlarla saçmalanan kahveler tek yudumda yutulup üstüne su içiliyor. sonrasındaki mide fesadına bağlı bağırsak florasının kafayı yemesi kimsenin umurunda değil. içenin hele hiç umurunda değil. değil mi ki o damat kişisi, gelin adayının paşası olup aşkından gözü kör olup sözünden çıkmamaya baştan evet demiş ve niteliksiz asgari ücretli çalışan hanımının istediği 300k değerinde koltuk takımı almış, hak etmiş.

haber gerçek olmasa ne olacak. daha önce de damadın kahvesine envai çeşit baharat vs koyup 20 tane şeyi karıştırıp damada içirip öldüren olmadı mı.
bir kere evleniyorum bana herşey reva kafasındaki, evlenmeyi büyük bir başarı, kendini de büyük bir velinimet gören kişilerin olduğunu ve böyle saçmalıklar yaptığını bilmiyor muyuz.
çayına şeker yerine tuz koysa içemez, yemeğe tuzun ayarını kaçırıp biraz fazla atsa yiyemez ama başkasına gelince içinde binbir çeşit malzeme olan kahveyi başkasına içirmeyi düşünür, ona bunu reva görür, yapmazsa küser kafasında kadınlar yok mu.
damadın kahvesine çamaşır suyu, bulaşık deterjanı, cif falan koyup son anda uyarıp şaka yaptım demiş mesela geçen sene biri. o karambolde bir an çağrılıp mutfağa falan gitse o esnada damat içse pert olacak. o karambolde fincanlar karışsa aynı şey olacak. düğünde sokakta rastgele ateş açıp milleti öldürenlerle dolu ülkede yaşadığımızı unutmayın.