damsel in distress

başı belada kadın anlamına gelen ingilizce bir deyimdir. (bkz: sin city (film)) 'yi izleyenler, bu cümleye daha çok aşinadır. ayrıca, max payne, mona sax için bu cümleyi kullanmıştır.

sinemada, edebiyatta ve diğer birçok sanat dalında bolca işlenen bir konudur. ayrıca daha önce benzerleri yazdığım white savior, magical negro, manic pixie dream girl gibi bir hollywood klişesidir. tabii ki bu suçu sadece hollywood'a yıkmak yanlış olur. zira damsel in distress her yerde hazır ve nazır.

damsel in distress bir erkek, bir uzaylı, bir canavar, bir ejderha tarafından kaçırılan, alıkonulan, hapsedilen genç ve güzel kadınlara verilen isimdir.

masallardan tanıdığımız pamuk prenses, uyuyan güzel, rapunzel gibi prensesler damsel in distresstir. bu kadınların içinde bulundukları esaretten kurtulmak için bir erkeğe ihtiyaçları vardır.

yeşilçam sinemasında ise bu kadınlar genelde bizans sarayında aslında bir elleri yağda bir elleri balda büyürler. nasıl bir esaret içinde olduklarını kara murat, * ya da malkoçoğlu gelene kadar fark etmezler bile. ne zaman ki bahsettiğim kahramanlardan biri gelir işte o zaman damsel in distress bu kahramana kendini bırakır ve bu afili esaretten kurtulup rabia, fatma ya da ayşe ismini alır.

hollywood sinemasından ise örnek vermeye bile gerek yok bence. her zaman güçlü ve cesur bir adamın gelip kendisini kurtarmasını bekleyen bir damsel in distress bulmak mümkündür.

damsel in distress artık geçerliliğini iyiden iyiye kaybetmiş olsa da hala cılız örneklerini izlemekteyiz.