depremzede öğrenciyle alay eden düzce üniversitesi eğitmeni

twitterda gördüm. akademisyenin tavrı, söylediği her kelime içime öyle bir battı ki. eğitimin ne halde olduğunun, kimlere kaldığının kanıtlarından biri. geçmiş olsun o arkadaşa umarım en kısa zamanda bu korku filmi gibi zamanları atlatır. hocası ile muhattap olmasa dersten kalıcak muhtemelen kalsın desem diyemem. ne desem ki sözlük?

üniversite soruşturma başlattığını yazmış. bu kadar kapasitesiz biri nasıl akademisyen olabiliyor anlamak zor. çocuk şehir yok hocam diyor. cezaevinde kalıyorum diyor. öğrenciye cevap olarak "çözümün bu mu yani"diyor. suç işledi sanıyor. suç öğrencide değil seni oraya akademisyen olarak atayanda. mal. cezaevinden laptopla mı bağlanıyor senin sokuk dersine? allahım kimler eğitimci şu ülkede.
hakkında söylenenleri biraz araştırdım. kendisinin derslerine girenlerden. genel itibariyle "şaşırtmadı" denmiş.

öğrenci neden ağzına geleni söylememiş diyenler olmuş. düşünsene ailen kıt kanaat belki seni okuttu. belki o ailen öldü. bir şerefsiz yüzünden eğitim hayatını yakar mısın?

işte bu yüzden önce eğitim sistemini düzeltmemiz lazım. düzgün öğretmenler, akademisyenler yetiştiren, uygulamalı eğitimle çocuklara, gençlere iyi bir eğitim sağlayabilecek bir sistem lazım. ama maalesef yok. kimsenin umrunda değil eğitim.

edit: imla

yeni iktidar gelirse ilk iş eğitime el atmaları lazım. yök'ü mü kaldırıyorlar üniversiteleri tam anlamda mı özerkleştiriyorlar artık bilmemem ama bir temizlik yapmaları şart.

zamanı gelince hepsi kapı önüne koyulacak olanlardan birisidir. koca bir troll ordusu sırtımızda yük şaka gibi. atılmayanları da attırırız.

ben öğrenciye de kıl oldum kusura bakmayın. "o****u evladı evim yok, cezaevinde barınıyorum, neyini anlamıyorsun" diyemeyen eşşek kadar adamın da öz güveni sorgulanmalı.

ben de depremzedeyim. benimle depremle ilgili dalga geçecek adamın gotunu ta ağzından silkerim. öğretim görevlisi olunca kendini bir bok sanan beach kurusu çok. sen "hojam gözünüzü seveyim" dedikçe de böyle palazlanır bunlar. sikrin rekordır açıp cümle alemin gözü önünde "senin ben ağzını yüzünü silkerim" diyebileceksin. kaybedecek neyin kalmış? hıyarın tekinin sana zulmetmesine daha ne diye müsaade ediyorsun?

ekmeğiyle oynanması gereken, evet tam da bu tabirle işinden kovulması gereken sözde akademisyen içerir.

çocuğu suçu yüzünden hapiste sanan, yaşadığı ülkeden tamamen köpük, ekmek yoksa pasta yesinler kafasındaki, muhtemelen birilerinin bir şeysi olduğu için bulunduğu makama getirilmiş bir davarın icraatı. bu ikisi yer değiştirmeli hem de tam da denk gelmiş çocuğun konumu. yalnız bu davarı misafir olarak değil bir zahmet orayı hakettiği için koyun cezaevine.

akademisyenlerin çoğu ekseriyetle böyle sığır. eee siz liyakat yerine cehaleti secerseniz bu davarlar da eğitmen falan olur.

senin ben izzet-i itibarına boeing a307 yi tek sefer de tersten sokayım.

adi şerefsiz pislik. az kaldı, hepinizle hesaplaşacağız ulan liyakatsiz itler. devranın dönmesine az kaldı.

üniversitelerin tamamı paralı olsa, maçası yiyen kayda değer kredi çekip öyle okusa, kim bu tiplerden ders alır? kim şuraya kaydını yapar?

dandik dunduk kadrolarda vergimizi yiyorlar devlet üniversitesi sistemi yüzünden.

kendisi de okumakta olan bir gencin cezaevinde barınırken tek derdininin okumuşlar olması.

kuzum bu kaydı alırken aslında kendinin de geleceğin okumuşu olduğunu hiç düşündün mü?

sen bir cezaevindesin çünkü bu düzen yıkılmazsa önünde sonunda oraya uğrayacaksın, maalesef bir okumuş olarak.

ben ortada bir alay etme göremedim. bu adamın fikri ciddi ciddi bu. bundan sonrası küfürsüz anlatılmıyor.

eğitici ile öğretici farkını bilmeyen yazarın açtığı başlık. sayın başlık açar, sence neden eğitim-öğretim yılı ifadesi kullanılıyor? üniversite eğitim yeri midir, öğretim yeri midir? üniversitedeki hocalara neden öğretim üyesi deniliyor da eğitim üyesi denilmiyor? sen böyle başlık açmayı nerden öğrendin?

deprem bölgesinde herhangi bir üniversitede görevine devam ederek empati yeteneği kazanması gereken akademisyendir.

ülkesinden bu kadar kopuk yaşayan böyle bir konuda bile alay edebilen birinin öğretim üyesi olması bu ses kaydından daha çok canımı yakıyor sorunun kaynağı belli
çocuğa kendini savunamamış diye kızanlar olmuş ama uzaktan konuşmak gerçekten kolay.herkes aynı karakterde değil.travması özgüvenini sömürmüş olabilir.bence orada ses çıkarması gereken kişi sınıf arkadaşları.elimizde kısacık bir ses kaydı olduğu için tepki veren oldu mu bilmiyorum ama vermedilerse de yazıklar olsun orada susmak o hoca kılıklının konuşmasından daha büyük bir vicdansızlıktır bana göre.

unutulmaması gereken kişi. yarın öbür gün unutulur, işinin başına geri dönerse, bu ülkenin ayıbıdır.