devrilen tırdan saçılan bayram şekerlerini yağmalayan insanlar

kaynak
şanlıurfa’da devrilen tırdan yol kenarına saçılan bayram şekerleri ile çikolatalar, yoldan geçenler tarafından yağmalanmış

tır içerisinde sıkışan sürücüye yardım etmek yerine dökülen malzemelerin yağmalanması tepkiye neden oldu.

alkol içsen sana çemkirirler.
cuma'ya gitmezsen seni dışlarlar.
şortla gezsen eyvahlar olsun.

işte bunlar bir de kendilerine müslüman diyorlar.

işte yağmaya, hırsızlığa gelince en öndeler.

bakın orada birisi rakı masası kursa, o halk o masayı dağıtır, o içenleri de linç ederdi emin olun.

iftariyeliklerini toplamışlar var mı bir tane agzına atan mübarek günde herkese nasip etsin böyle ihlası, takvayı (!).

kısa giyinip,alkol tüketince kötü olanlar bizleriz. biz kötüysek onlar ne acaba?

şimdi bunlar bir de oruç tutup, dindarlık dersi vermeye kalkarlar.

sana bana gelince din-iman-ahlak bekçiliği, kendilerine gelince çal-soy-ahlakın içinden geç. bunların sadece tanrı bir dediğine inanın.

görüyor musun sebastian, işte bunlar tatlı su müslümanı.

(bkz: çalmak)

bundan birkaç yıl önce devrilen tırdan dökülen karpuzları da yağmalamıştı leblebinin diyarı çorum'da.
fazla para üstü veren kasiyere fazlayı iade ettiğinizde bizzat kasiyer tarafından salak muamelesi gördüğünüz bu topraklar için doğal olan bir şeydir.

harama göz dikmek. tatlı tatlı yemenin acı acı geri ödemesi olur.
yaşanabilecek doğal afetler için en korku duyduğum da bu durum. gölcük depreminde yaşananlar, istanbul'da tekstil yerlerinin olduğu yerde sel olduktan sonra yaşananlar ah ah!

dini bayram bu şekerlerle kutlanacak.

din güzel ahlak çünkü.

aracın düz duruyor ya da ters dönmüş olması sonucu değiştirmez, aracın duruş şekline göre içindekinin sahibi değişmiyor. o aldıkları ürünler hala o aracın sahibinin ve bu hırsızlıktır. o aç gözlü, sinekten yap çıkarmaya çalışanlar da hırsızdır. lamı cimi lafı uzatması yok. bugün bunu yapan yarın imkanını bulsa devletin kasasını da hortumlar. sonra kalkıp hiç millete ahlak din satmaya, vatan millet edebiyatı yapmaya kalkmasınlar.

yine entryleri okurken kendimden gectim.

simdi ortada bi olay var ama olay gitmiş oradan namaz, giyim, rakı sofrasına dönmüş.

amaciniz uzum yemek mi yoksa bagci ile livata mi cok belli oluyor.

yahu bunun islam'la ne alakası var bana bunu yazdıranlarin hepsinin....

bir insan ateist,sintoist,satanist,yahudi,müslüman olabilir lakin şu durum bir egitim işidir din değil. eğitimsiz toplumlarda olur bunlar dinle alakası yoktur.

urfa’dan sonrasını okumaya gerek yok.

urfa'dan sonra okumaya ihtiyaç hissetmedim. türkiye'nin en derin cehaletine sahip olan şehir.

aziz nesin'in efsane sözünü akıllara getirmiştir.

o bölgede deprem olsa kazazedelerin eşyalarını da yağmalayacaklar besbelli.

islamın yağma ve talan kültürü ile zenginleşip yayıldığını bilmeyen insanlara garip gelen durum. cihad adı altında dönemin zengin şehirlerine akın akın saldırıp yağmalayan, hoşgörü dini olduğunu iddia edip zorla kendi dinine bağlanmayı şart koşan, gizliden gizliye kendi inançlarını devam ettiren insanları kılıçtan geçirip günlerce kan akıtan, barbar ve savaşçı bir topluluktu emeviler (ilk siyasi islam devleti).

yağma ekonomisine dayandığını şuradan anlayın: orta asyadan iber yarımadasına kadar saldırıp galip gelen bir millet, coğrafi keşifler sonrasında esamesi okunmaz duruma düştü. acaba neden ola ki *. şeyden dolayı olabilir mi, para artık altın formunda değil de deniz aşırı kolonideki şeker ya da kahve formunda olduğundan olabilir mi mesela? ya da mesela orta afrikaya göz dikmeyip sadece kuzey topraklarına yayılma çabası sırf oralardan yağmalanacak potansiyelin fazlalığı yüzünden olabilir mi

bu urfa da gerçekten bir sıkıntı var,insan kalitesi olarak gerçekten çok aşağı seviyelerde tamam anadoluda da var bu ama urfa da çok çok üst düzey.

şimdi çoğu, niye raahı içdüleeeee
dinimize hagared ediyeeeeeeee
deyip geziyor.