diyanet işleri başkan yardımcısının fakirlere tavsiyesi

diyanet işleri başkan yardımcısı huriye martı:

"fakirler zenginlere özenirse, şükretmezse; asla bu dünyada mutlu olamaz." demiş.

komedi yemin ediyorum.

neden küfürsüz bu sözlük şimdi gel de buna küfretme.

özeti: fakirler zengin olursa, zenginler para kazanamaz.

bana daha fazla para verin pis köleler demek istemiş. heriflerin işi bu, kölelerin elinden avucundan her şeyini alıp, siz de ölünce alırsınız artık yea demek, cennetle kandırarak kölelerin uyanıp isyan etmesini önlemek.

adam bize bence gayet uygun bir dille küfür etmiş ahaha seni böyle bi zahmete bırakmamış gibi geldi bana
aptallık etmeyin herkes yerini bilsin hadsiz köpekler demiş ya işte bundan iyi küfür mü olur

youtube.com/shorts/KzD1A0iK...
hem zenginlerinde kendilerine göre problemleri var adam haklı bi yerde
şükür önemli

bir de dincilerin, 'din, yoksulları uyuşturup uyutmak için afyondur.' diyen komünistleri niye sevmediklerini merak ediyorsunuz öyle mi.?
"fakirler zenginlere özenirse, şükretmezse; asla bu dünyada mutlu olamaz." diyen bayan martı, sizce komünistleri sevebilir mi..?

turkiye'nin ortacag katolik kilisesi.

sözlüğün fakirlerini cimer'e mi şikayet etsem gece gece, bilemedim ki.

fakir çenesi hiç çekilmiyor haftasonları ya sfddsfdsfds

kurtarılacak bı durum kalmadığı için istediği gibi sallıyor... nasılsa ne derse aynı çevrelerden benzer tepkileri alacak... o halde neden düzgün konuşmaya çalışsın ki...

ondan sonra düşünüp dururlar. allah allah niye ateizm ve deizm artıyor?

ahanda bu tavsiyedir:

din fakirler zenginleri öldürmesin diye vardır.

fakirler zaten mutsuz, zenginlere özenip mutsuz olsa ne değişecek ki. kaybedecek birşey yok. peki ya işler iyi giderse? nedense o ihtimal hiç konuşulmuyor. zenginlerin mutlu olmasından da bahsetmemiş. zaten hep zenginler aslında mutsuz gibi bir algı var bu kitlede. niye mutsuzmuş zengin, fakir balıkçı teknesi yalısının manzarasını mı kirletmiş, ejder meyvesi yemekten mı sıkılmış ah kıyamam.

bu kadında suç yok. bunu haklı bulan, destekleyip bunların şatafat içinde yaşamasını sağlaması yetmezmiş gibi koruma kalkanı olan fakirlerde suç. sen eşek olursan semer vuran çok olur.

bu kadını tanımamakla birlikte böyle bir şey dedi mi, cımbızlandı mı bilmem.
bir noktadan haklı, bir noktadan haksız bir tavsiye olduğu söylenebilir.

şimdi dünyanın büyük zenginliğinin çok küçük bir zümrede toplandığı ve sosyal medya denen zımbırtının neredeyse 8 milyar insana ulaşılabilir olması nedeniyle bu zümrenin yaşayış tarzı ve ekonomik durumunun tüm dünyaya afişe olması gibi bir durum var.

insanlar istisnasız her gün asla sahip olamayacakları lüksleri görüyor, bunlara sahip olan insanları görüyor, yaşayış tarzlarını görüyor.

hayatı bu perspektif dışından göremeyen çoğunluk da bir mukayeseye girdi mi asla mutlu olamıyor. her zaman daha iyisini görüp arzuluyor ve bu arzusunun peşinden gitmeye çalışırken legal illegal birçok saçmalık da yapabiliyor.

insan, paranın bir noktaya kadar ihtiyaç, sonrasında ise salt konfora yönelik bir araç olduğu, parayla ölçülemeyen ve edinilemeyen varlıklarının da kıymetini fark ettiği, paradan geçebildiği takdirde rahat ediyor.
şükür dediğimiz şey yalnızca mevcut durum için şükranlarını sunmak demek değildir. aslen yukarıda sayılan arzuları bir kenara koyabilmenin beyanıdır.

gelelim işin islami boyutuna.

islamın ekonomiye bakış açısı progresiftir. peygamber dediğiniz kişi bir tüccardır. ticaret hukuku, tüm ilmihalin en az yarısını oluşturur.

sen fakirsen, elindekiyle yetineceksin, gözün yükseklerde olmayacak, sadece elindekilere şükredeceksin şeklinde bir anlayış neredeyse şirktir.

islam dini tepeden tırnağa herkese çalışmayı ve ilerlemeyi emreder. peygamberce "dünü ile bugünü aynı olan kişinin ziyanda olduğu" belirtilmiştir.
kapitalin dahi biriktirilmesi ayetle haram kılınmış olup, esas olan tedavüldür. öyle maaşından kalanıyla çeyrek alıp evin bir köşesine saklamak yoktur.
yine 100'e yakın ayette infak etmek geçer, çoğunda emir kipiyle olmak üzere 125 kere zikredilmiştir.

özünde islamda o görülen zenginlerin zenginliğine özenmek, o zenginlerden olmak, ama onlar gibi yaşamamak vardır. kişinin maddi durumundan münezzeh olarak kanaatkar bir hayat yaşamasıdır beklenen.

bir tavsiye verilecekse söylenecek şey şudur; bir çalışan iki çalışmalı, üç çalışan dört çalışmalı. önemli olan o sosyal medyadakilerin maddi gücüne ulaşıldığında bunun yatlara katlara mı harcanacağı, yoksa kuran'ın emirleri doğrultusunda hayır hasenata, islam topluluğunu yüceltmeye mi harcanacağıdır.

şükür, varlığın da yokluğun da, sağlığın da hastalığın da, sevincin de üzüntünün de allahtan geldiğine teslim olmaktır. "azıcık aşım kaygısız başım" demek değildir.

yoksa yöneticilerin yediği haltlara ses çıkarılmasını engellemek için tavsiye edilen "şükür", allah ile aldatmaktan başka bir şey değildir.

zanginler kim?

sermaye, yüksek bürokrasi ve bunlardan nemalanan din adamları.
yani köle düzeninin sahipleri.

fakirler kim?

düzenin sömürdüğü geniş halk kitlesi.

işte bu dine günde 1000 defa çok ağır küfrediyorum.

bu belamcığa da şu ayet eyi gider.

" ahbar, 'din adamları' insanların mallarını haksız yere yerler ve onları allah yolundan saptırırlar. altını ve gümüşü allah yolunda harcamayıp yığanlara acı bir azabı müjdele"

tevbe 34.

fakire şükretmeyi öğreteceksin ki zenginin düzeni bozulmasın teorisini doğrulayan tipik dindoş beyanı. işte, din, fakirlerin zenginleri öldürmesini engelleyen ilahi soygun sistemidir. fakirler, allah'a yakınmış ve en sonunda bu kötü hallerinden sürekli allah'a yakınmış...

desene diyanetin taptığı, maslow'un lolosu etmez!

guzel 1 tavsiye.