#ödüllü filmler
türkçe adı: doktor uyku
yönetmen koltuğunda mike flanagan'ın yer aldığı, 2019 çıkışlı amerikan fantastik korku filmidir. stephen king'in the shining eserinin devamı olan aynı isimli romanından beyaz perdeye uyarlanmıştır. artık bir yetişkin olan dan torrance, kendisine benzeyen doğaüstü güçlere sahip olan küçük bir kızı, the true knot olarak bilinen bir tarikata karşı korumalıdır. bu tehlikeli insan grubu, özel güçlere sahip çocukları avlayıp onlardan mistik ve korkunç biçimde faydalanarak ölümsüz kalabilmektedir.
yönetmen koltuğunda mike flanagan'ın yer aldığı, 2019 çıkışlı amerikan fantastik korku filmidir. stephen king'in the shining eserinin devamı olan aynı isimli romanından beyaz perdeye uyarlanmıştır. artık bir yetişkin olan dan torrance, kendisine benzeyen doğaüstü güçlere sahip olan küçük bir kızı, the true knot olarak bilinen bir tarikata karşı korumalıdır. bu tehlikeli insan grubu, özel güçlere sahip çocukları avlayıp onlardan mistik ve korkunç biçimde faydalanarak ölümsüz kalabilmektedir.
yönetmen:
mike flanagan
oyuncular:
ewan mcgregor
rebecca ferguson
kyliegh curran
jacob tremblay
emily alyn lind
alex essoe
mike flanagan
oyuncular:
ewan mcgregor
rebecca ferguson
kyliegh curran
jacob tremblay
emily alyn lind
alex essoe
*korku metre ödülleri (2019) - en iyi yardımcı kadın oyuncu [rebecca ferguson]
*güney afrika korku festivali ödülleri (2019) - en iyi film
*odyssey ödülleri (2019) - en iyi uyarlama senaryo [mike flanagan]
*fangoria elektrikli testere ödülleri (2020) - en iyi yardımcı kadın oyuncu [rebecca ferguson]
*bilim kurgu, fantezi ve korku filmleri akademisi ödülleri (2021) - en iyi genç oyuncu performansı [kyliegh curran]
film toplam 9 ödüle sahiptir.
*güney afrika korku festivali ödülleri (2019) - en iyi film
*odyssey ödülleri (2019) - en iyi uyarlama senaryo [mike flanagan]
*fangoria elektrikli testere ödülleri (2020) - en iyi yardımcı kadın oyuncu [rebecca ferguson]
*bilim kurgu, fantezi ve korku filmleri akademisi ödülleri (2021) - en iyi genç oyuncu performansı [kyliegh curran]
film toplam 9 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "yildizhafiyesi" tarafından 06.12.2020 23:15 tarihinde açılmıştır.
1.
ilk tanımı yapan yazar arkadaşın belirttiği gibi the shining (film)inin devamı niteliğinde bir film. fakat the shining'teki gibi bir beklentiye girmek iyi olmayacaktır. filmin ilk 50 dakikasına dayanıp ve merak edip izleyebildiyseniz devamı da geliyor, ondan sonrasını sıkılmadan izleyebiliyorsunuz sanırım. yoksa biraz kafa yakıcı olabiliyor.
filmde korkunun aslında ne kadar güçlü bir duygu olduğu ve kötülüğün iyilerin korkularına ait enerjisinden/buharından beslendiğini hatırlatıyor bize. günümüze gönderiler olarak düşünüyorum bu durumu da. dünyayı düşündüğümüzde bizlerin korkularıyla güçlenenler ve beslenenler yok mu? bir de bizim korkularımızla güçlenenler de aslında bize kıyasla daha korkak olmuyorlar mı??
filmde korkularının üzerine git klişesi olsa da, filmin sonunu bu şekilde görebiliyoruz.
--! spoiler !--
filmde, şeytani özellikte olan yaşlı kötünün ruhu??? bedenini terk etmek üzeredir. ana kötü kraliçe rose ile arasında geçen bir konuşma aslında korkunun güçlü enerjisini özetliyor:
+korkuyorum...
-hayır korkmuyorsun! imparatorlukların yükselip yıkılmasına şahit oldun. roma’da gladyatörleri alkışladın. denizlere açılıp yeni dünyaları geçtin. krallar, kraliçeler ve papalardan beslendin. seninle ilgili efsaneler yazdılar ve heykeller yaptılar. köylerinde, yataklarında ve gökdelenlerinde korkudan tir tir titrediler. o yüzden hayır korkmuyorsun. sen bir kralsın ve korku yersin…..”
--! spoiler !--
filmde korkunun aslında ne kadar güçlü bir duygu olduğu ve kötülüğün iyilerin korkularına ait enerjisinden/buharından beslendiğini hatırlatıyor bize. günümüze gönderiler olarak düşünüyorum bu durumu da. dünyayı düşündüğümüzde bizlerin korkularıyla güçlenenler ve beslenenler yok mu? bir de bizim korkularımızla güçlenenler de aslında bize kıyasla daha korkak olmuyorlar mı??
filmde korkularının üzerine git klişesi olsa da, filmin sonunu bu şekilde görebiliyoruz.
--! spoiler !--
filmde, şeytani özellikte olan yaşlı kötünün ruhu??? bedenini terk etmek üzeredir. ana kötü kraliçe rose ile arasında geçen bir konuşma aslında korkunun güçlü enerjisini özetliyor:
+korkuyorum...
-hayır korkmuyorsun! imparatorlukların yükselip yıkılmasına şahit oldun. roma’da gladyatörleri alkışladın. denizlere açılıp yeni dünyaları geçtin. krallar, kraliçeler ve papalardan beslendin. seninle ilgili efsaneler yazdılar ve heykeller yaptılar. köylerinde, yataklarında ve gökdelenlerinde korkudan tir tir titrediler. o yüzden hayır korkmuyorsun. sen bir kralsın ve korku yersin…..”
--! spoiler !--
devamını gör...
2.
stephen king’in yine âlâ kitaplarından. the shining’in devamı. filmi, kubrick’in the shining filminin devamı, doğrudur. e mecburen öyle oldu. kubrick’in hikayeden ziyade sinematografiye ağırlık verip, hikayeyi de değiştirince kitapla çok da alakası olmayan bir film çıkmış oldu ortaya. film kült mü? kült. kitapla ilgili mi? çok az.
doctor sleep’i de filme uyarlarken mecburen kubrick’in the shining’ine göre adapte ettiler. kitapla aynısını çekseler, film yerden yere vurulurdu. bunu biliyorlardı. tabii ki kitap her zamanki gibi daha iyi. üstelik filmdeki jack torrance ve danny buluşması, kitapta... spoiler vermiyorum. okuyun.
türkiye baskısının sonunda stephen king’in güzel bir son sözü de var. diğer versiyonları bilemiyorum. bu son sözde yine kubrick’in the shining’inin neden bu kadar beğenildiğine anlam veremediği gibi bir cümlesi vardır. tabii ki hemen bir sinematografik olarak değerlendirme değil de, hikayenin yaratıcısının, yarattığı dünyayı bambaşka görmesini göz önüne almak gerek. hallorann’la danny’nin telepati yeteneği de filmde kullanılmasaydı neredeyse yalnızlıktan toplu histeri yaşayan üç kişilik bir ailenin başından geçenler olabilirdi konu.
kubrick sayesinde iki the shining evreni ortaya çıktı. biri stephen king’in evreni, diğeri kubrick’in. ikisi de kıymetlimisss.
(bkz: the shining)
(bkz: stanley kubrick)
(bkz: korku)
(bkz: stephen king)
(bkz: jack torrance)
(bkz: danny torrance)
doctor sleep’i de filme uyarlarken mecburen kubrick’in the shining’ine göre adapte ettiler. kitapla aynısını çekseler, film yerden yere vurulurdu. bunu biliyorlardı. tabii ki kitap her zamanki gibi daha iyi. üstelik filmdeki jack torrance ve danny buluşması, kitapta... spoiler vermiyorum. okuyun.
türkiye baskısının sonunda stephen king’in güzel bir son sözü de var. diğer versiyonları bilemiyorum. bu son sözde yine kubrick’in the shining’inin neden bu kadar beğenildiğine anlam veremediği gibi bir cümlesi vardır. tabii ki hemen bir sinematografik olarak değerlendirme değil de, hikayenin yaratıcısının, yarattığı dünyayı bambaşka görmesini göz önüne almak gerek. hallorann’la danny’nin telepati yeteneği de filmde kullanılmasaydı neredeyse yalnızlıktan toplu histeri yaşayan üç kişilik bir ailenin başından geçenler olabilirdi konu.
kubrick sayesinde iki the shining evreni ortaya çıktı. biri stephen king’in evreni, diğeri kubrick’in. ikisi de kıymetlimisss.
(bkz: the shining)
(bkz: stanley kubrick)
(bkz: korku)
(bkz: stephen king)
(bkz: jack torrance)
(bkz: danny torrance)
devamını gör...
3.
the shining’in devamı olan film. film uzun ve bu nedenle söyleyecek çok şey var hakkında.
the shining başlığında, sonuna sadık kalsalardı keşke demiştim. en azından bu filmde , malum son burada mevcut. belki ilkinde devam filmi çekilecek diye açık bırakmışlardır bilemiyorum. ama filme bu son yakışmış.
filmin başlangıcında the shining’in o meşhur müziğini kullanmalarına bayıldım. bir de gece modunda overlook oteline gidişteki gölün üzerindeki ağaçların açısal gösterimi ile iki filmi güzel bağlamışlar. danny’nin çalıştığı bakımevinde ilk ölen hastanın oda numarası ise ‘217’. burdan da kitaba güzel bir gönderme olmuş;malum ilk filmde çekimin yapıldığı otel , o odayı kimse istemez sonrasında diye, kullanılmayan oda numarası olan 237’yi kullanmalarını istemişti. 217 numarayı bir şekilde filme yerleştirmeleri çok hoş olmuş; hele ki bakımevinde danny’nin ilk kez karşılaşacağı ölecek hastanın odasına kondurulması yerindeydi. ahh dedim keşke jack torrance da olaydı; eee o da vardı zaten*. kan şelalesi, baltayla parçalanmış kapının aralığından bakması, annesini, babasını ve danny’nin küçüklüğünü benzer bulmaları harika bir dokunuş olmuş. ama ilk filmde o her sahnede olan ve evde otururken bile duyup ürktüğüm o meşhur dinmeyen kar fırtınası sesi de olsaydı on numara olacaktı. otelin o ürkütücülüğünü pekiştiriyordu çünkü o ses.
bunlar olumlu taraflar. olumsuz taraflarına gelirsem, ruh peşinde koşan bir grup insan gerçekten filmi korku havasından çıkarıp, fantastik boyuta sürüklemiş. demem o ki hem olmamış hem de çok saçma olmuş. ilk filmin tek mekan kasvetli havası bu filmde yoktu. kubrick’in çevirdiği film ile ilgili de çok komik bulduğum unsurlar olsa da , gerilim dozu iyiydi. bu filmde hiç gerilmedim ve hatta normal bir film izliyormuş gibi izledim. dr. sleep rolündeki ewan mcgregor’u çok başarılı bulsam da, otelde geçen sahnelerde nedense çok itici buldum. belki de babasını oynayan jack nicholson o kadar muazzam bir iş çıkarmıştı ki, başkası zaten onun üstüne çıkamazdı. adam gerçekten cinnet geçirmiş gibiydi; ilk filmi izleyenler bilir.
film ile ilgili genel kanıma gelirsem, olmamış. sadece ilk film ile bağlantıyı çok güzel kurmuşlar ve ilk filmdeki önemli detayları da filme yerinde ve sırıtmadan eklemişler. o dokunuş çok hoşuma gitti. ama geri kalanlar için ancak blade filmi gibi diyebilirim. izlemediyseniz iyi seyirler .
the shining başlığında, sonuna sadık kalsalardı keşke demiştim. en azından bu filmde , malum son burada mevcut. belki ilkinde devam filmi çekilecek diye açık bırakmışlardır bilemiyorum. ama filme bu son yakışmış.
filmin başlangıcında the shining’in o meşhur müziğini kullanmalarına bayıldım. bir de gece modunda overlook oteline gidişteki gölün üzerindeki ağaçların açısal gösterimi ile iki filmi güzel bağlamışlar. danny’nin çalıştığı bakımevinde ilk ölen hastanın oda numarası ise ‘217’. burdan da kitaba güzel bir gönderme olmuş;malum ilk filmde çekimin yapıldığı otel , o odayı kimse istemez sonrasında diye, kullanılmayan oda numarası olan 237’yi kullanmalarını istemişti. 217 numarayı bir şekilde filme yerleştirmeleri çok hoş olmuş; hele ki bakımevinde danny’nin ilk kez karşılaşacağı ölecek hastanın odasına kondurulması yerindeydi. ahh dedim keşke jack torrance da olaydı; eee o da vardı zaten*. kan şelalesi, baltayla parçalanmış kapının aralığından bakması, annesini, babasını ve danny’nin küçüklüğünü benzer bulmaları harika bir dokunuş olmuş. ama ilk filmde o her sahnede olan ve evde otururken bile duyup ürktüğüm o meşhur dinmeyen kar fırtınası sesi de olsaydı on numara olacaktı. otelin o ürkütücülüğünü pekiştiriyordu çünkü o ses.
bunlar olumlu taraflar. olumsuz taraflarına gelirsem, ruh peşinde koşan bir grup insan gerçekten filmi korku havasından çıkarıp, fantastik boyuta sürüklemiş. demem o ki hem olmamış hem de çok saçma olmuş. ilk filmin tek mekan kasvetli havası bu filmde yoktu. kubrick’in çevirdiği film ile ilgili de çok komik bulduğum unsurlar olsa da , gerilim dozu iyiydi. bu filmde hiç gerilmedim ve hatta normal bir film izliyormuş gibi izledim. dr. sleep rolündeki ewan mcgregor’u çok başarılı bulsam da, otelde geçen sahnelerde nedense çok itici buldum. belki de babasını oynayan jack nicholson o kadar muazzam bir iş çıkarmıştı ki, başkası zaten onun üstüne çıkamazdı. adam gerçekten cinnet geçirmiş gibiydi; ilk filmi izleyenler bilir.
film ile ilgili genel kanıma gelirsem, olmamış. sadece ilk film ile bağlantıyı çok güzel kurmuşlar ve ilk filmdeki önemli detayları da filme yerinde ve sırıtmadan eklemişler. o dokunuş çok hoşuma gitti. ama geri kalanlar için ancak blade filmi gibi diyebilirim. izlemediyseniz iyi seyirler .
devamını gör...
4.
güzel film olsa da kubrick'in film ruhunu zedeleyen bir yapım olmuştur zaten kubrick'in filmleri tektir devamı gelmez ve shining hotel california temalı bir konseptte olduğundan tek beğendiğim kısım otel barında çocuğun babasıyla beraber karşılıklı konuşmasıydı. benzeri american horror story'nin 5.sezonunda yapılmıştı
devamını gör...
5.
the shining (film)inin devamı niteliğinde yapılmış ancak o filmi izlemeden de izlenilebilir bir film yaratılmış. hiç devam filmi gibi değil, öyle kendine özgü ki. korku filmlerini sevmeyen bünyemi bile derinden sarsmayı başarmıştı.
2019 yapımı bir film. ben de aşağı yukarı aynı tarihlerde izlemiştim. etkileyici bir yapım. sade, açık, anlaşılır...
korku filmi klişelerinden alışık olduğumuz birçok öge, bu filmde rafa kaldırılmış mesela. elbette ki kitaptan dolayı bu böyle. kitabını okumayı da çok istedim ancak filmin izlerini silmesinden korktuğum için halen okuyamadım. şimdi stephen king romanlarının sinemacası başlığını görünce bu muhteşem yapım aklımı zorladı.
film, oldukça ağır ilerliyor. bu ağır ilerleyişten zaten bir roman olduğunu; filmin kurgu, senaryo, içerik modülüne odaklanmayan biri bile anlayabilir. benim gibi korku filmi uzmanı olmayan biri tarafından izlenebilir bir yapım. sadeliği dolayısıyla elbette ki öneririm. yormadı beni...
2019 yapımı bir film. ben de aşağı yukarı aynı tarihlerde izlemiştim. etkileyici bir yapım. sade, açık, anlaşılır...
korku filmi klişelerinden alışık olduğumuz birçok öge, bu filmde rafa kaldırılmış mesela. elbette ki kitaptan dolayı bu böyle. kitabını okumayı da çok istedim ancak filmin izlerini silmesinden korktuğum için halen okuyamadım. şimdi stephen king romanlarının sinemacası başlığını görünce bu muhteşem yapım aklımı zorladı.
film, oldukça ağır ilerliyor. bu ağır ilerleyişten zaten bir roman olduğunu; filmin kurgu, senaryo, içerik modülüne odaklanmayan biri bile anlayabilir. benim gibi korku filmi uzmanı olmayan biri tarafından izlenebilir bir yapım. sadeliği dolayısıyla elbette ki öneririm. yormadı beni...
devamını gör...