anı-mektup-günlük / anlatı
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

henry david thoreau'nun 27 yaşındayken (1845) yazdığı kitap. 150 yıllık bir kitap olmasına, bambaşka bir coğrafyada yazılmış olmasına rağmen toplumla ilgili harika tespitler içerir. açar açar okurum sayfalarını rastgele;

"bir defasında bahçeyi çapalarken bir serçe birkaç dakikalığına omzuma konmuştu ve o an kendimi hiçbir apoletin hissettirmediği kadar değerli hissetmiştim."
devamını gör...
henry david thoreau her şeyini bırakıp walden gölü kenarında bir kulübede yaşamaya başlar. "arkadaşlarım, oraya gidince ne yapacağımı soruyorlar. mevsimlerin gelip geçmesini seyretmek başlı başına bir iş değil midir?”
devamını gör...
henry abi, işin aslına bakarsanız imrenilecek bir adam. kafasına göre takılmış, düşünmüş, düşündüklerini bir güzel kağıda geçirmiş. içini öyle bir dökmüş ki, eleştirdiği sistem ve dahi bu sistem üzerine devlet inşa edenler bile onun hakkını vermek zorunda kalmış. yani tabiri caizse adam sistem denen lağım çukurundaki fareleri bile kendisini alkışlamak zorunda bırakmış. bu kitap o yüzden amerikan edebiyatının en önemli eserlerinden biri sayılıyor. ha tabi adamlara bu noktada şapka çıkarmak lazım. kendi sistemlerinin reddiyesini veren bir adamın itibarını/hakkını bir şekilde teslim ediyorlar. ha bunda henry abinin insanların boş işler için çalıştığı saptamasının da önemi olabilir. bunlar nasıl olsa boş işlerin peşinde koşuyor, bu adamı anlamaları zaten mümkün olmayacak. bize itibar etmeye devam edecekler, bu yüzden iyisi mi adamın hakkını verelim de, demokrasi ve özgürlükler ülkesi martavalımıza rahatça devam edelim demiş olabilirler. dememiş de olabilirler ve ben bunu mabadımdan uyduruyor olabilirim. neticede hasta beşiktaşlı bir adamım, bu işlerden pek anlamam. rosier geldi mi, gelmedi mi ona bakarım. 11 kişinin bir topun peşinden koştuğu sporu izleyen adamdan hayır mı gelir? yalnız hep bunu diyorlar da, orada da bir sıkıntı var; topun peşinden tek takım koşmuyor ki, iki takımda koşuyor. mantık olarak bu sayının 22 olması lazım. hadi kaleciler topun peşinden çok koşmuyor diyelim. en kötü ihtimalle 20 adam topun peşinden koşuyor. orta hakemi de saysak 21 olur mu acaba? uf ya acayip sorunsalmış bu da ha... bu sorunsal lafına da gıcığım ama klavyeme dolandı. allah sizi bildiği gibi yapsın. yapar mı? onu da bilmiyorum. vallahi bizim gibi adamların boş yaptığını betimlerken bile mevzunun içine ediyorlar ya çok kırıcı bir tutum bu. kendilerini kınıyorum hatta kınadım. kın! 21 doğru sayı, doğru sayı 21. buna göre eleştirin bari.

şimdi dünyaya dair her şeyi çözmüş bu zevatın futbol topu ile sorunu vardır ya, hah işte bunlar henry abiyi anlamış gibi yapmaya bayılırlar. ''düzen ve sivil hükümet'' kavramları üzerinden yaptığı tanımlamaları ve aslında onlara direkt indirdiği aparkatları hissetmezler bile. aslında sistem fareliğinin en kemirgen ve tehlikeli tiplemeleri bunlardır. walden gölü güzellemeleri yaparlar ama şatafatlarından, lükslerinden vazgeçmezler. orman mı? manzarası güzeldir. ama beyinleri betonarmiktir. uf yine boş yaptık iyi mi? ah henry abi sen nelere kadirsin yahu. ahmakça hayatlar yaşayanlar, bunu er ya da geç öğrenirler diyorsun da, öğrenmiyorlar. sen öğrendin mi dersen? ben şu ghezzal'ın durumu ne olacak? işin o kısmındayım. kusura bakmayasın. sen şimdi şu zaman diliminin içinde balığı tutuyorsun, kendi sığlığını görüyorsun ya, bizde yok abicim o durumlar. sığlığımızı görürüz ama bu sığlıktan nehirler, çağlayanlar ve gümbürdeyen gök gürültüleri yaratmaya çalışırız. yani onlar çalışır. şu 21 sayısının sırrına mazhar olamayanlar. ama sorsan onların hepsine, senin dediğin gibi, doğdukları gündeki bilgeliğe vakıf değillerdir. ama her haltı bilirler. işte orada da senin hile ve aldanışlar tanımlaman cuk oturuyor aslında. hakikati martavaldan sayıyorlar. yani baktığın zaman ağızlara pelesenk olmuş değerler silsilesi. onlar için fazlası yok. oysa aldatmaya ve aldanmaya öyle bayılıyorlar ki vallahi yeni çağı görsen, değil walden gölüne, direkt marsa tüyerdin benden söylemesi.

sen ki, meyvelerine göz diktiğimiz bir ağacı bile sertçe silkelemememiz gerektiğini salık veriyorsun, bunlar bırak silkmeyi, koparma da bile dünya şampiyonu oldu. neyse böyle böyle bu konu dağılır. hep söylüyorum. beni dağıtmayın! şurada iki satır yazı yazacağız diye ama dinleyen kim! akış falan derken beynimiz jöle kıvamına geliyor sonra böyle saçmalıyoruz işte. neyse bakın bu kitap okunasıdır. 21cilerin okumasını daha bir içten öneririm. ha orijinali daha da okunasıdır zira bizdeki çevirisinde cümleler çoğu yerde öyle bir hale geliyor ki, uzayıp gidiyor tren rayları diye türkü çığırmak istiyorsunuz. yani aslında henry abi bizim çeviriyi okusa, ben burada ne demişim yahu diyebilir. muhtemel bence. ama hakem de koşuyor muydu topun peşinden, ben işin orasında kaldım. koşuyordur herhalde. neyse biz vahşi sayılırız abicim, fanatiklik var bizde. ama senin de dediğin gibi vahşilerin düşünceleri, yalnızlaşmış ve sözde uygarlaşmış insanların düşüncelerinden daha doğrudur. o yüzden ben haklıyım. 21 son kararım...
devamını gör...
bir henry david thoreau kitabıdır.

bu kitap o kadar ünlü ve etkili bir kitaptır ki birçok filmde bu kitapla ilgili bir görsel vardır mutlaka. sanırım en aklımda kalan
gerçek bir hikayeyi anltan into the wild filminde christopher mccandless da bu kitabı alıyordu yanına yaban doğru giderken. yanlış hatırlamıyorsam son zamanlarda izlediğim çirkinler filminde de yine bu kitap önemli bir rol alıyor.

kitabın orijinal adı olan walden bir gölün adı aslında. henry david thoreau 1845 yılında bu göl kenarındaki kulübeye taşınır ve dünyaya dair düşünme işini burada gerçekleştirir. bu bir inziva değildir. çünkü henry david thoreau yalnız kalmak için gelmez buraya. her gün ziyaretçisi olur ve onlarla saatlerce yürür. bazen konuşarak bazense sadece düşünerek.

doğaya dönük bir hayatın bizim içimizde neleri değiştireceğini okudum bu kitapta. keşke günümüz toplumlarının liderleri de okusa. belki henry david thoreau sayesinde yaşanabilir bir dünya kazanırız sonunda.

çok fazla etkilenerek okuduğum ve hem ingilizce hem türkçe olarak büyük keyif aldığım bir kitaptı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"doğal yaşam ve başkaldırı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim