oliver parker'ın yönettiği, oscar wilde'ın the picture of dorian gray adlı romanının uyarlaması olan, 2009 birleşik krallık yapımı; korku, gizem ve fantezi filmidir. genç ve yakışıklı bir aristokrat olan dorian, gençliğini sonsuza dek korumak adına kendine özel bir portre yaptırır. planına göre artık yaşlanacak olan bu portresidir, kendisi değil. fakat gray'in bu obsesyonu kontrolden çıkar ve artık kendisini ayrıcalıklı kılan bu sırrını koruyabilmesi hiç de kolay olmayacaktır.
yönetmen:
oliver parker
oyuncular:
ben barnes
colin firth
rebecca hall
ben chaplin
emilia fox
rachel hurd-wood
oliver parker
oyuncular:
ben barnes
colin firth
rebecca hall
ben chaplin
emilia fox
rachel hurd-wood
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ölmedim ama hafif sürünüyorum" tarafından 18.09.2022 10:26 tarihinde açılmıştır.
1.
bunun filmini izlemiştim ve kısaca bahsetmem gerekirse;
bir eleman var dorian işte bu aşırı yakışıklı ve genç biri. o kadar yakışıklı, o kadar arzu duyulası ki kadınların hemen hepsini etkiliyor. bunun yakışıklılığından etkilenen bir tane ressam da bunun bir portresini yapıp buna hediye ediyor.
bizimki alemi fazla abartıp alkol, seks, ve uyuşturucudan yakışıklılığına bir an gölge düşünce gidip portreye bakayım da ben neydim ne oldum anlayayım diyor ve portreye bakmasıyla güzelliğini gölgeleyen her şeyin portreye geçtiğini görüyor. sanki geçen gece duvardan duvara sevişen o değilmiş gibi dinç bir de. bi an şaşırıyor ama tam da konduramıyor. gidiyor daha beter dağıtıyor, ağzı yüzü kaymış, gözler mosmor geliyor bakıyor portreye ve ta tam. yine en yakışıklı hali. tabi portre günden güne çirkinleşiyor çünkü vücudundaki her türlü yarayı, morarıklığı ve bilimum madde etkisini portreye postalıyor.
tabi yaşlılıkta bu adama hiç uğramıyor, onun yerine portre yaşlanıyor. bu seninki bakıyor zamanında yaşıtı hatunlar anne, büyükanne olmuş ama bizimki hala 18 lik delikanlı. hemen bi yolculuğa çıkıyor ki herkes ölsün sonra gelirim. yani yaşlanmadığını farkedecek herkes ölünce.
neyse geri geliyor bizimki yeterli süre geçince, yolda yürürken bir adam yapışıyor yakasına. sen diyor anama atladın, senin yüzünden babam adamı kesti ben de seni kesecem. bizimki diyor ki ben o değilim. bi bak bana, daha 18 yaşındayım, ben değilimdir anana atlayan, bırak beni diyor ve eleman da harbiden o olamaz diyor ama kuşkulanıyor da. seninki tabi tatmadığı zevk, kırılmadık ceviz bırakmadığından artık koyvermiş bir şekilde yürürken matarasını düşürüyor ve bakıyorlar ki o matara bu elemanın anasının ona hediye ettiği matara. hemen düşüyor tekrar peşine, malikanede kıstırıyor bunu portreye bakarkene ve ateşe veriyor ortalığı. gerçi ateşe veren kimdi tam emin değilim ama yanıyor işte her yer.
bu eleman aynı isimle muhteşem kahramanlar adlı filmde de vardı. orada tam tersi portresi gösterilerek öldürülüyordu. hatta portresini görenlerin ona bakması halinde de öleceğini düşündüğünden o insanlar da buna bakmıyorlardı. tam hangi sebeple öldü haliyle ben de bilmiyorum.
bir eleman var dorian işte bu aşırı yakışıklı ve genç biri. o kadar yakışıklı, o kadar arzu duyulası ki kadınların hemen hepsini etkiliyor. bunun yakışıklılığından etkilenen bir tane ressam da bunun bir portresini yapıp buna hediye ediyor.
bizimki alemi fazla abartıp alkol, seks, ve uyuşturucudan yakışıklılığına bir an gölge düşünce gidip portreye bakayım da ben neydim ne oldum anlayayım diyor ve portreye bakmasıyla güzelliğini gölgeleyen her şeyin portreye geçtiğini görüyor. sanki geçen gece duvardan duvara sevişen o değilmiş gibi dinç bir de. bi an şaşırıyor ama tam da konduramıyor. gidiyor daha beter dağıtıyor, ağzı yüzü kaymış, gözler mosmor geliyor bakıyor portreye ve ta tam. yine en yakışıklı hali. tabi portre günden güne çirkinleşiyor çünkü vücudundaki her türlü yarayı, morarıklığı ve bilimum madde etkisini portreye postalıyor.
tabi yaşlılıkta bu adama hiç uğramıyor, onun yerine portre yaşlanıyor. bu seninki bakıyor zamanında yaşıtı hatunlar anne, büyükanne olmuş ama bizimki hala 18 lik delikanlı. hemen bi yolculuğa çıkıyor ki herkes ölsün sonra gelirim. yani yaşlanmadığını farkedecek herkes ölünce.
neyse geri geliyor bizimki yeterli süre geçince, yolda yürürken bir adam yapışıyor yakasına. sen diyor anama atladın, senin yüzünden babam adamı kesti ben de seni kesecem. bizimki diyor ki ben o değilim. bi bak bana, daha 18 yaşındayım, ben değilimdir anana atlayan, bırak beni diyor ve eleman da harbiden o olamaz diyor ama kuşkulanıyor da. seninki tabi tatmadığı zevk, kırılmadık ceviz bırakmadığından artık koyvermiş bir şekilde yürürken matarasını düşürüyor ve bakıyorlar ki o matara bu elemanın anasının ona hediye ettiği matara. hemen düşüyor tekrar peşine, malikanede kıstırıyor bunu portreye bakarkene ve ateşe veriyor ortalığı. gerçi ateşe veren kimdi tam emin değilim ama yanıyor işte her yer.
bu eleman aynı isimle muhteşem kahramanlar adlı filmde de vardı. orada tam tersi portresi gösterilerek öldürülüyordu. hatta portresini görenlerin ona bakması halinde de öleceğini düşündüğünden o insanlar da buna bakmıyorlardı. tam hangi sebeple öldü haliyle ben de bilmiyorum.
devamını gör...