dul kadınla evlenmenin toplumda ayıp görülmesi

özellikle bekar erkekler için söz konusu olan durum.

fakat %90'ının kendisini müslüman kabul ettiği ülkede, dul kadınla evlenmenin "peygamber sünneti" olduğunu da görmezden geliyorlar. sorsan hepsi peygamber sünnetini savunur. bu da sünnet kardeşim.

müge anlı'nın programlarından gördüğüm kadarıyla aynı toplumun yemediği halt kalmamış yalnız. kayınbabasıyla yakalanan mı dersin, bütün köyün içinde olduğu grup çalışması mı dersin. neyse örnekleri uzatmayacağım ama hiç ahlaklı bir toplum değiliz, kimse kimseyi yargılayamaz.

toplum da bu toplum yalnız.

modum budur.

hangi toplum bu.. anadolu dahil ülkede abartılı bir yaş farkı yoksa ayıp filan sayılmaz. sadece ilk evliliğini yapanlarca tercih edilmez. kaldı ki çocuklu çocuksuz dul oluşta gözetilir. ama hani annesi yaşında misali yaş farkı durumları biraz garipsenir belki tuhaf bulunur ama "ayıp" karşılandığı yönünde yaygın bir yaklaşım yoktur.
çok küçük yöreler veya töreler tarzı feodal adetleri bilmiyoruz. ama kendi adıma ben her yöreden insanlarla tanışma çalışma fırsatı bulmuş biri olarak "ayıp" karşılandığını işitmedim. çünkü ayıp, utandırıcı bir olaydır. yaşları yakın iki gençten birinin bir şekilde dul kaldığı için ilk evliliğini yapan bir erkekle evlenmesi neden ayıp sayılabilir, utandırıcı bir yönü yok ki.. hatta anadolu, ölen erkek çocuklarının dul eşi ile daha küçük oğullarının evliliğini bile ayıp bulmuyor. filmlere konudur.

böyle düşünen toplumun topunun köküne kibrit suyu…

olur, öyledir, türk milletinin sosyolojik olarak katedeceği çok yolu vardır.

dul kadınları eğlencelik gören hovarda türk beylerinin icadı olduğunu düşündüğüm laf.
tanıdığım bir çok genç çocuklu dul kadınla evli.
bazı kadın arkadaşlarım üçüncü evliliklerini yaptılar.
büyük babaannem beşinci kez evlenmişti.

25 yaşındayken ilk evliliğini 40 yaşında dul bir kadınla yapmış peygamberinin dinine toz kondurmayan toplum mu bunu ayıp görüyor..
allak allak..!!

toplum biraz da şu siyasetçileri ayıplasın bıraksın bu işleri.

1 gercek.

peygamber'in aise haric tum hanimlari duldu zaten.

bu toplum , kendisi her şeyi yapıp ayıp olmayan lakin siz onlara uymayan bir hareket yapınca ayıp , günah , haram oluyor. peki siz dul bir bireyle evlenmeyin o vakit.

cehaletin zirvelerinden biri. bir insan bir insana bişey hissediyorsa gerisi teferruattır. tanışırken pardol dul musunuz ona göre aşık olucam mı diyor bu insanlar. sormadın, birini beğenip sevmeye başladın ve sonradan dul olduğunu öğrendin; sevgin bitiyor mu.

bu ülke her konuda dinden gem vurur, peygamber dul kadınla evlenmiş demez. anca lafta ümmetler.

çocuklu dul ekstra bir sorumluluk. o çocuğa baba olmaya hazır mısın falan hani belki düşünülür nispeten anlarım ortada etkilenecek başka bireyler var ama çocuk yokken sırf senden önce biriyle evlenmiş diye vazgeçmeyi, kınamayı anlamıyorum. kadının o zaman karşısına o çıkmış, sevmiş evlenmiş. ayrılacağını da birgün seninle tanışacağını da bilmiyordu ki. geleceği göremediği için insan kınamak bu, geçmişinle yargılamak.

birini seversen seversin, aması falan yoktur. varsa o sevgi değil çıkar ilişkisi, mantık ilişkisidir. ülkece şu bağnazlıklardan kurtulup, kadınlara sürekli bir misyon yüklediğimiz günlerden kurtulma ümidiyle..

kabadayı, karikatüründe mevzunun toplumsal karşılığını gayet yerinde tespit etmiş.

hele de aşk yaşayıp, bekaretini sevdiği erkeğe sunan kadınların gözü dünyalıktan başka bir şey görmez.