durulmayan bir kafa

bipolar bozukluğu, tıptaki yeri, tanı ve tedavi şekli de dahil kendi hayatı üzerinden anlatan, kendisi de aynı hastalıktan mustarip, amerikan üniversitesinde tıp profesörü unvanına sahip bir psikiyatrist olan kay redfield jamison'ın şöhreti ülkesini aşmış, akıcı, samimi anlatımı ve şairane benzetmeleri ile insanı içine çeken kitabı.

bir bipolar bozukluk hastası iseniz, bu kitabı mutlaka okunacaklar listenize alın ve vakit geçirmeden de okuyun.

çocukluktaki mükemmel dünyadan ilk tetiklenilen ana, kabul süreci ve tedavide yaşanılan zorluklara, en diplerinden en yukarılarına kadar hiçbir yönü sakınılmadan paylaşılmış bipolar bir kitap. içinde yer yer kendinizi göreceğiniz "işte bu, böyle hissettim, bunu anlatmaya çalışıyordum!" diye heyecanlanabileceğiniz, sanki oturup başına siz yazmışsınız gibi bazı satırlarında yer yer gözünüzün dolabileceği, çoğu cümlesinin altını çizmeden duramayacağınız kalbe dokunan bir kitap bu (eğer siz de ben gibi bipolarsanız diyeyim).

hastalığınız nasıl işliyor, nedir bunun mekanizması diyorsanız bu kitapta veriliyor. mani halini, depresyon dönemlerini, mevsim değişiminin etkileri de dahil anlatıyor; ilaç isimleri, dozları, yan etkilerini ve ilaçsız olabiliyor mu bunun denemelerini de jamison'ın yaşadığı tecrübeler olarak bulacaksınız bu kitapta.
şimdiden iyi okumalar dilerim.

bipolar teşhisi aldıktan kısa bir süre sonra karşıma çıkarak dönemimin karanlığına ışık olmuş kitap. kendisi de bipolar bozukluk sahibi olan bir psikiyatristin oldukça akıcı bir dille anlattığı yaşam öyküsü. onunla savaşı, birlikte yaşamayı öğrenmesi, uzmanlık alanı olarak seçerek dibini gördüğü kuyuya elini uzatması.

eli tutanlardan biri ben oldum. 17 yıl önce hastalık bu kadar duyulmamış, toplumda görülme yüzdesine bir tepki gibi, karşılaşılan on kişiden on biri durumdan muzdarip olmamıştı. benim tanıdığım bir tane vardı ve kendisi irkilmemi sağlayayan bazı halleriyle oldukça deliydi . bence ben o kadar da değildim. biraz korku, daha çok merakla araştırmaya başladım ve samimiyetiyle en iyi gelen bu kitap oldu.

dört yıl kayıtlı kalmış, ilgimi çeken iki üç derse ilgimi çeken iki üç zamanda girmiş ve üniversiteyi terk etmiştim. șahsıma bağlanmış beklenti, ümit ve yüklü miktarda nakti boşa çıkarmış, hayatıma depresyon ülkesinde başarısızlık anıtı olarak devam edemiyordum. benimkinden ağır tipiyle mücadele etmiş ve hekim olmuş birini görmek ilaç gibi geldi.

bu bozuklukla mücadele eden kişilerin muhakkak okumasını öneririm. yaşadığı ataklara ve her seferinde onları nasıl atlattığına şahit olmak yalnızlık duygusunu alıp bıraktığı boşluğa biraz umut koyuyor.

kitabın sonunda seçme şansı olsaydı yine manik depresif olmayı seçmekten bahsediyor. zaman zaman düşündüğüm, zaman zaman da cevabı değişen bir konu. bipolar, ciddi zararları olabilecek, ciddi bir hastalık . biraz dengesiz hissedip cool bulduğunuz için kendinize yakıștıracağanız bir şaka değil. son zamanlarda bihaber birkaç kişiden duyduğum gibi eğlenceli bir şey de değil. böyle şeyler oldukça mevzunun içi boșalıyor ve büyük kayıplar yaşayan insanların mücadelesi değersizleştiriliyor.