elinden her iş gelen insan

çevreleri geniştir ayrıca

gereksiz her şeye burun sokma huyları vardır sevilmezler

(bkz: krallığı olmayan bir kral)

çevreleri geniş olmasına rağmen bomboş bir çevredir. her işi kendi görmek zorunda kaldığı için herşeyden biraz biraz anlar. o kocaaaa çevrede biri de dememiştir ki dur şunu da ben halledeyim. en sonunda her işi kendi halledebildiğini farkeder. bu çok geç olur ama. bunu farkettiğinde sadece kendi işini değil o geniş çevrenin tüm işini de sırtına almıştır. bu aydınlanmanın ardını öfke isyan vs alır. bir süre ki uzun bir süre sonra sadece kendi işini halletmeye başlar ve dünyanın en kötü insanı o olur. önce sırtına tomarla yük alıp sonra yıllarca onları silkelemeye çalışan bir eşektir. enayidir.

şöyle bir insandır zannımca;

(bkz: herbokolog)

şaka maka iyi bir özellik. evde matkap, ingiliz anahtarı ve tornavida varsa saçma sapan işlemler için ustalara düdüklenmiyorsunuz.

ben. bitek kamyon tamir etmeyi denemedim, ama duvar yıkmak, dikmekten, sıhhi tesisat tamirine, araba tamirinden ağaç budamaya kadar her işi yaptım, hepsi hobby, benim esas işimden bağımsız, benim esas işim havacılıkla ilgili...

eski karıma gece elbisesi, kendime pantolon diktim, bizim eski hatunun en kapsamlı gece elbisesi, tutup da sonradan bi kılığa 3bin euro falan vermediyse,benim diktiğim elbisedir tahminen...haliyle, dikiş makinesinde iğne, beyin değiştirme işlerini de yaptım - bozuldu çünkü...

elle havaya atarak pizza yapmayı beceremedim, ama merdaneyle hamur açarak, hamurunu da kendim üretmek suretiyle çok pizza yaptım.

dediğim gibi, kamyon tamirinden korktum, bi de işime hiç yaramayacak bi konuydu, bi de ulan tepemize yıkılır ölürüz falan diye, hiç girmedim o işe...

ınsan denedikce herşeyi öğreniyo azizim...

elimden gelen her iş elimden gelir.

geçen arkadaşın denizaltıyla açıldık. yirmi bin fersahta sustu alet. bunlar düşünüyor kara kara. kaptım tornavida penseyi tamir ettim motoru üstüne iki tane de nükleer başlıklı torpil yaptım artan parçalardan. bunlar şok. vay nasıl yaptın falanlar filanlar. dedim elimden her iş gelir.

ama her zaman böyle güzel olmuyor. misal yine geçenlerde mahallede takılıyorum. baktım overlokçu. kaptım overlok makinasını. overlokçu nabıyon lan amuğoo falan bişeyler dedi. dedim dur. elimden her iş gelir. hemen nişanladım makinayı orada bakan hanımlardan birinin ayağına ve tam isabet. bak dedim overlok makinası ayağına geldi. kırılmış ayağı. bunlar beni bir kovaladı. iyi kaçtım ama neden iyi kaçtım çünkü elimden her iş gelir.

sanırım benim bu.
her iş demeyelim tabi de, tamirat&tadilat ve sıfırdan bir ürün ortaya çıkartma(ahşap) iyiyimdir.

elinden her iş gelen insanların ellerinden gelen bazı işlerden allah'a sığınırım.

beni tarif ediyor.beni alın.
baso giren evinize tamirci girmez.

hiç sevmem bu herifleri. kadınlar da bunlara hasta. amele seviyorlar ben napayım.

ben değilim ama bazen öyle davranıyorum. yapabilirmişim gibi hissediyorum, genelde de yapıyorum. çünkü yapamayınca hırs yapıyorum, bozunca sinirleniyorum ve onu telafi etmek için güç bela altından kalkıyorum.

baby boomers bir babanın çocuğu olarak büyümenin avantajı sanırım.
eve usta girmemiştir daha...
elektronik aletlerin tamiri dışında...

ya tabii her iş derken, her iş diil, denizaltı tamiri dalan diye dalga geçmiş ergo, ama, ağaç budamak mesela, budama makasları var, büyüklü küçüklü, hepsinden birer tame alsan, sana maliyeti 30 euro. bi de merdiven lazım sana, tabii bi de eldiven...haliyle n'aapıcaanı bilmen lazım, işte onu bugünkü internet ortamında öğrenebileceğin kaynaklar var. bi de merdivenden düşüp kafanı poponu kırmıycaksın...merdivenin ayaklarının altına bişey koycaksın ki, üstüne çıkınca toprağa gömülmesin...

bizim o eski bahçede 12 13 ağaç vardı, adam 400 ila 600 euro para istiyo o iş için, ama 2 günde ağaçları buduyo, sen 2 günde beceremezsin onu. sen 5 6 günde yaparsın, ama yaparsın. bi de videolarda çok kolaylıkla yapıyolar herşeyi, aleti eline alıp kendin deneyince, işin zorluk derecesini kendin görürsün. ve ben bu işi şu kadar zamanda becerebilirim dersim, ya da bu beni aşar der, ne para istiyolarsa verir o işi yaptırırsın...

yani, tabii her iş dediysek herhalde denizaltı tamir et demedik...böyle dalga geçemnlerden, bu arada uzak durcaksın, çünkü bu tipler sana hep "sen o işi yapamazsın!" diyceklerdir....

ama aslında pekçok işi kendin yapabilirsin.

bizim volker eski püskü ford marka üstü kapalı bi kamyonet aldı, onu karavan yaptı, ben biraz yardım ettim, işin %95'ini kendisi yaptı...o karavanla hala tatile gider adam...hd tv falan taktık ona, portatif çanak anten falan aldık...o şekil bi karavanı hazır alsan 150bin euro isterler, volker'in karavanı 30 bin euro'ya mal olmamıştır....ama uzun sürdü yapması.

çok şeyi yapabilir insan. ben, ben kendim deniycem diyene, sen yapamazsın, demem...denesin, yapıp yapamayacağını zaten kendisi anlar...ya da "o şekilde " yapamayacağı şekil yapmaz da, "bu şekil" yapabileceği şekil yapar.

ınsan, kendine güvencek. hiç kimse anasının karnından "karavan dizayncısı" olarak doğmadı, o adam öğrendiyse, sen de öğrenirsin!!

“o da insan, ben de insanım. o yapabiliyorsa ben de yaparım” diye diye kimseye ihtiyacı olmayan bir rambo oldum.
maalesef insan biraz prenseslik yapmak istiyor.

ama bu mottom sayesinde de kafaya ne koyduysam öğrendim, yaptım. inanılmaz bir özgüven veriyor ve kendini bayağı geliştiriyorsun. ay ben yapamaamm diyip nazlı nazlı kenara çökmektense hayata bir kere geliyoruz ve ben de yaparım, yapmak istiyorum düşüncesiyle her şeyi denemeyi çok seviyorum. onun için elimden birçok iş gelir, çok şükür.